Kromozomlar parçalandıkları zaman bazen devasa dairesel şekilli canavarlara dönüşür. Bu devasa oluşumlar kanser genlerini içlerine alıp onları kendi DNA’larının yapısına katar ve böylece agresif tümörler oluştururlar.
1950’lerde yapılan araştırmalarda, kanser hücrelerindeki kromozomların anormal derecede büyük ve bazen de dairesel şekilde oldukları gözlemlenmişti. Bu kromozomlara “neokromozomlar” denilmektedir. Neokromozomlar, tüm kanserli hücrelerin yüzde 3’ünde, ayrıca yağ ve kemik kanserlerinin yüzde 25’inde tespit edilmiş olup, bu kromozomların nasıl ve neden oluştuğu bilinmemekteydi.
Sidney’deki Garvan Enstitüsü’nde yapılan araştırmalar sonucu, bu devasa kromozomların dizilimi elde edilip, evrimsel gelişim süreci incelendi. Laboratuvar ortamında geliştirilmiş yağ ve bağ doku kanser hücrelerine (liposarkom hücreleri) bakıldı. Bazı neokromozomlarda, diğer bütün kromozomlara ait DNA bilgisi tespit edildi. İlginç bir başka tespit ise, kanserli hücre gelişimine neden olan genlerin neokromozomlarda 60’la 100 arası tekrarlanmış olarak yer alması olmuştur; bu sayede hücre içinde oldukça büyük yer kaplayarak daha dominant hale gelmekteler. Bazı neokromozomlarda tespit edilen DNA miktarı, normal bir hücrenin en büyük kromozomunun DNA’sının 3 katı olarak gözlemlenmiştir.
Yapılan modellemeler sonucu görüldü ki, bu kromozomların yapılarının değişimi adım adım değil, tuhaf bir gelişim süreciyle gerçekleşmektedir. Öncelikle, kromozom hasar alarak parçalara ayrılıyor. Bu ayrılma esnasında, “telomer” adı verilen, kromozomu bir arada tutmaya yarayan ve uç kısımlarında bulunan kısımlar da ayrılıyor. Normal şartlar altında DNA, doğal olarak sahip olduğu tamir mekanizmalarıyla ayrılan parçaları birleştirir, parçalanma çok karmaşık halde olduğundaysa hücre genellikle ölür. Fakat bazen bu parçalanmış garip kromozomlar telomerleri olmadan, uçlarını birleştirerek halka haline geliyor ve hayatta kalmayı başarıyor.
Hücre her bölünüşünde bu dairesel kromozomlar eşit olmayan parçalara ayrılıyor. Parçaların bir kısmı diğerlerinden daha fazla parça alıyor, yani bazı genlerini kaybedip diğerlerinden tekrarlı parçalar alıyor. Ayrıca hücre içindeki parçalara ayrılmış olan diğer kromozomların DNA parçalarını da alıyor. Binlerce bölünme sonucu bu kromozomlar gitgide büyüyor.
Araştırmalarda fark edilen bir diğer nokta ise, bu dairesel canavarların bölünme sırasında kanserli hücre gelişiminde rol alan genleri özellikle bünyesinde topladığı olmuştur. Yani kanserli genleri spesifik olarak “seçmektedir”. Canavar kromozomların kanserli genleri almaları engellendiğinde hücrenin öldüğü gözlemlenmiştir. Bir noktadan sonra bu canavar kromozomlar dairesel olarak büyümeyi bırakıp, düz hale geliyor. Bunu yapmak için bir başka kromozomun telomerine tutunuyor.
Her ne kadar neokromozomlar bütün kanser tiplerindeki hücrelerde olmasa da, yapılan araştırmalar kanserli hücre gelişimi anlamak için önemliler. Kanserli hücrelerin kendi gelişimlerine yarayacak DNA parçalarını seçip istemediği parçaları almayışı bilgisi, kansere karşı verilen mücadelede büyük bir adım olabilir, bu gen parçalarının aktifliğini bozacak ilaçların yapımı gibi