Christopher Joyce’un hazırladığı habere göre, son 125 binyılda, dünyadaki memelilerin boyutları küçüldü ve bunun sorumluluğu tek bir canlı türüne ait, yani insanoğluna. Bu çıkarım, New-Mexico Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren paleobiyolog Felisa Smith’in fosil kayıtları üzerine olan yeni çalışmasının sonucu.
Smith, dinozorların ölüp memelilerin boy gösterdiği 65 milyon yıl geriye giden fosilleri araştırdı. Birçok memeli daha iri hale gelmeye devam etmişti. Smith, devasa yaratıklar arasında, lamalar, develer, tembel-hayvanlar, çatal-boynuzlu antilopların beş türü ve elbette mamutlar ve hatta küçük suratlı dev ayı Arctoudus gibi gerçekten havalı birçok yırtıcının bulunduğunu söylüyor. Küçük suratlı dev ayı, bazı tarihöncesi deve türlerinin omuz hizasına gelecek biçimde, ayakta 3,5 m kadardı. Bu ayıya sadece Kuzey Amerika’da rastlanıyordu.
Büyük olmak, en az küçük olmak kadar avantajlıydı ve büyük yırtıcılardan kurtulma konusunda bazı yararlı yanları vardı. Smith, “Bir bütün olarak ele alındığında, 65 milyon yıl boyunca, büyük olmak memelilerin yok olma riskini arttırmadı. Fakat insanlar evrimleştiğinde ise, artık büyük olmak ciddi bir risk faktörü haline gelmişti” diyor.
Son 125 bin yılın fosil kayıtlarına bakıldığında, Smith, insanların herhangi bir yere gelişiyle birlikte büyük memelilerin yok olma oranının arttığını buldu. Araştırmacı bunun temelde açlıkla ilgili olduğunu belirtiyor ve “İnsanlar, açıkça av hayvanlarını sömürdüler. Çünkü muhtemelen yedikleri diğer besinlerden daha lezzetliydiler” diyor. Ayrıca, daha büyük hayvan daha çok yemek demekti.
Fakat, insanlar büyük memelilerin yok oluşunu hızlandırmaktan başka şeyler de yaptı. Büyük memelilerin kullandığı ormanları ve çayırları yaktılar. Av hayvanları için büyük etçillerle rekabete giriştiler. Kendilerini daha iyi avcılar yapan köpekleri kulandılar.
Smith’e göre, memelilerin zamanla küçülmesi, erozyon gibi, çevre üzerinde tahmin edemeyeceğimiz etkilere yol açtı. Smith şöyle açıklıyor, “Büyük bir memeli hayvan bir tepede yürüdüğü zaman, çoğunlukla zikzak yaparak yürür; oysaki küçük hayvanlar çoğunlukla düz yürür. Bunun bir etkisi vardır, çünkü su, bu av hayvanlarının izlerini takip eder. Dolayısıyla erozyon, bitki örtüsü vb. de bundan etkilenir.”
Smith’in çalışması Science dergisinde yayımlandı. Oregon Devlet Üniversitesi’nden meslektaşı Rebecca Terryat, bu çalışmanın, insanların ilk evrimleştiği Afrika’da da, insanların, memelilerin ölçülerini nasıl etkilediğini gösterdiğini söylüyor ve devam ediyor: “Memeliler üzerindeki bu etkiler, insanların yolculuğunu takip etti. Nihayetinde modern insanın yayılışıyla Homo sapiens’ler yenidünyaya hareket etti. Bu noktada artık, oldukça gelişmiş silahları vardı. Güney ve Kuzey Amerika’daki yok oluşların sıra dışı sonuçları oldu.”
Aslında Amerika, büyük memeliler için son dayanaktı; taa ki, bu kıta insanlarca istila edilene kadar.
Gezegende hâlâ birçok kürklü küçük memeli hayvan yaşıyor. Fakat bağlantı ortada: 11 binyıl öncesinde, insan barındırmayan Kuzey Amerika’daki bir memelinin ortalama ağırlığı 100 kg’dı, şimdi ise 7,5 kg kadar. Araştırmacılar bu kütlenin gittikçe azaldığını da belirtiyor.