Sevimli hayvanlardır çekirgeler. Tek tek oldukları zaman! Sürü haline geldiklerinde canavarlaşıyorlar ve büyük zararlar verebiliyorlar.
Sürü fazına geçtiklerinde bir haller oluyor!
Biliminsanları bunun nedenini araştırmışlar ve ilginç bulgulara ulaşmışlar. Aslında tek başlarına beslenen çekirgeler, kalabalıklaştıkça ve sürü haline geldikçe gerek beden yapıları gerekse davranışları ve çevreyle olan ilişkileri değişiyor. Sürü fazında bedenleri büyüyor ve kanatları daha güçlü hale geliyor. Kara bulutlar gibi gökyüzünü kaplayarak göç ediyorlar. Sadece vücutları değil davranışları da değişiyor ve büyük bir iştahla yüzlerce kilometrelik alanlara -deyim yerindeyse- çöküyorlar.
Örneğin bir Çöl çekirgesi hareket halindeyken her gün kendi vücut ağırlığı kadar yiyecek tüketebiliyor. Bunu sürü fazında düşündüğümüzde hallice bir sürünün günde 80 bin ton besin tüketebildiği hesaplanmış. İştahlı çekirge sürülerinin nasıl kıtlıklara neden olabildiğini böylece anlayabiliyoruz.
Yapılan araştırmalarla, çekirgelerin bireysel fazdan sürü fazına geçmesini sağlayan faktörün, öteki çekirgelerden gelen dürtü ve bu dürtünün çekirge tarafından algılanması olduğu ortaya çıkarılmış. Çekirgelerin kabuksal zarının büyük kısmının dokunmaya duyarlı tüyler ve öteki mekanik alıcılarla kaplı olması, özellikle de uyluk bölümündeki tüylerin fiziksel temasla dürtüyü alması sürü fazına geçiş mekanizmasını harekete geçiriyormuş.
Sürü fazına geçiş genellikle besin dağılımının düzensiz olduğu alanlarda görülüyormuş. Yani yiyecekler belli yerlerde toplandığında, çekirgeler de o alanlara yoğunlaşıyorlar ve bir araya geliyorlar. Bu bir araya geliş birbirleriyle teması ve dolayısıyla sürü fazına geçişi sağlıyor.
Kadıdan çekirgelere mektup
Tarihte büyük zararlar veren çekirge istilaları yaşanmış. Eski Mısır, Yunan ve Çin kaynaklarında çekirgelerin zararlarına ilişkin kayıtlar bulunmuş. Yaşadığımız coğrafyanın insanları da çekirgelerden çok çekmiş. Yakın döneme ait, çekirge istilalarının trenleri bile yolundan alıkoyduğuna ilişkin notlar var.
En ilginç kayıtlardan biri de 18. yüzyıl Osmanlı dönemine ait. 1787 yılında çekirge istilası halkı o derece bıktırmış ki kadıya başvurmuşlar. Halkın şikâyeti üzerine kadı şöyle bir emirname yayımlamış:
“Ey adı çekirge olan kuşlar. Siz ki Allah’ın (C.C.) nebatatını yemek suretiyle zararlı olmaktasınız. Halk bu yüzden sizlerden şikâyetçi olduğu için bu mektup gönderildi. Aldığınızda aklınızı başınıza toplayıp bir daha böyle zararlar yapmayınız: yaparsanız sizi Allah’a havale ederim.”
Çekirgelerin emirnameye kulak asıp asmadıkları, eğer asmamışlarsa Allah’ın konuyla ilgilenip ilgilenmediğine dair bir kayıt bulunmuyor. Ama gerçekleşen zararlara ait kayıt çok.
Kaynak:
Sevilay Özer, “Anadolu’da Görülen Çekirge İstilaları ve Halk Üzerindeki Etkisi”, TTK Yayınları, Ankara, 2016.