Uzun süredir Avustralya’da çalışmalar yürüten biyolog yazarımız Haluk Ertan’a Avustralya yangınlarını yazmasını önerdiğimizde niyetimiz kapak yapmak değildi. Türkiye’de de tartışılan bu olayı atlamak istememiştik sadece. Fakat Haluk Ertan yazdığı ayrıntılı yazıyla hepimizi bu doğa felaketinin önemi konusunda ikna etti. Zaten yazının üst başlığı bile konunun önemini kavramak için yeterli: “Dünya’yı bekleyen çevre felaketinin provası mı?” Okunduğunda görülecektir, Ertan, Avustralya’nın coğrafi, ekolojik ve meteorolojik özelliklerini, yangınların nedenlerini, neden bu denli büyüdüğünü, yarattığı tahribatı, tarihsel ve siyasal boyutlarını da ekleyerek çok esaslı bir çalışma çıkarmış ortaya. Ayrıca bu yangınların sadece Avustralya’yı ilgilendirmediğini, tüm dünya açısından uyarıcı niteliğini vurgulamış ve küresel ısınmanın ne olduğunu da açıklamış. Hem olayı tüm sıcaklığıyla yaşayan hem de biyolog gözüyle analiz eden bir biliminsanının özgün yazısı dergimize çok önemli bir katkı oldu. Üzerinde derinlemesine düşünerek, ilgiyle ve ibretle okunacağını tahmin ediyoruz.
İlk hazırlığımız Hasan Aydın’ın yakında Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan çıkacak olan “İlkçağdan Ortaçağa Doğa Tasarımları ve Nedensellik” adlı kitabının giriş bölümünden ve İslam düşüncesinin ele alındığı bölümden derlediğimiz bir makaleyi temel alan bir kapak dosyası idi. Bu dosya elinizdeki dergide yine yer alıyor. Aydın makalesinde, hem düşünce tarihinde birbirini aşarak peşi sıra gelişen doğa-evren tasarımlarını özetleniyor hem de Ortaçağ doğa-evren tasarımı paradigması içinde yer alan İslam düşüncesinin aynı paradigma çerçevesinde kalmakla birlikte farklı yaklaşımlar geliştiren iki ana akımını irdeliyor. Okuduğunuz zaman Modernite ile birlikte gelişen bilimsel düşünce biçimi ile dinsel düşünce biçiminin nasıl iki farklı dünya görüşünü temsil ettiğini ve aralarında bir uzlaşmanın söz konusu olamayacağını anlıyorsunuz. Dosyanın diğer unsuru ise Ender Helvacıoğlu’nun Türkiye aydınlanmasının farklı yöntemlere sahip iki büyük öncüsünü, Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Turan Dursun’u ele aldığı makalesi. Bu yazı da Türkiye Modernitesinin emekçi aydınlanması damarının temelini atan iki düşünürün çalışmalarını tanıtıyor, önemlerine vurgu yapıyor.
Geçtiğimiz sayıda karıncaların evrimini ele alan Gülseli Kırgıl bu sayıda da domatesin evrimini yazdı. Kırgıl, bir hayvan bir bitki biçiminde sürecek olan makalelerinde özellikle günlük yaşamımızın içinde olan çok yakından tanıdığımız canlıların yaşam ağacındaki yerlerini ve evrimlerini yansıtmaya devam edecek. Sırada hamsinin ve salatalığın evrimleri var. Evrim yazıları çeşitlenerek devam edecek. Örneğin virüslerin yapısını ve evrimlerini, organ sistemlerinin evrimlerini ele alan çalışmalar dergimizin önümüzdeki sayılarında yer alacak.
***
Bir müjdemiz, Çağrı Mert Bakırcı’nın bir süredir hazırlığı süren “50 Soruda Evrim Kuramı” adlı kitabının son aşamaya gelmesi. Yakında okurlarıyla buluşacak. “50 Soruda” dizimizin piyasada tükenmiş olan kitaplarının yeni baskılarını da yaptık. Yaz gelmeden Bilim ve Gelecek Kitaplığı bünyesinde birkaç kitap daha çıkarmayı düşünüyoruz. Önümüzdeki sayılarda okurlarımızı bilgilendireceğiz.
Dostlukla kalın…