Tülin Otbiçer Acar
Okulların açılmasıyla kitle iletişim araçlarının, yazılı-sözlü basının son dakika vitrinleri şenlendi. MEB tarafından bir dizi değişiklikler yapıldı, yeni yönetmelikler yayımlandı. İlk ve ortaöğretim kurumları haftalık ders çizelgelerinde değişiklikler yapıldı. Seçmeli dersler, üç alanda sınıflandırılıp her alandan bir seçmeli ders zorunlu hale getirildi. Hâlihazırda seçmeli dersler, layıkıyla öğrenci tarafından seçilemez iken yapılan bu değişiklik ile seçmeli dersler, zorla, zorunlu seçmeli derslerden oldu… Yine mevcut ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde bazı maddeleri ya değiştirdi ya kaldırdı. İlk defa MEB, bir “ölçme ve değerlendirme yönetmeliği” yayımladı. Milli eğitim bakanı, öğretmen atamalarında -mülakatın puanlama ve yapılış usulünde değişikliklerin olacağını anladığımız- mülakata devam dedi. Maksadımız üzüm yemek olduğundan şu mülakat (görüşme) olayını ele almamız gerekiyor. Çünkü sosyal medyanın serbest piyasasında dolaşan mantıktan nasibini almamış içerikler çoğumuzun düşünme kapasitesini zayıflatıyor. Her hâlükârda olan yine bize, çocuklarımıza oluyor. Bu cafcaflı girişten sonra söylemek istediğim asıl mevzuya geleyim. Bir ölçme yöntemi olan görüşme (mülakat) tekniğinin güçlü ve zayıf yönlerini ben yazayım, siz okuyun lütfen ve sonunda öğretmen atamasında olmazsa olmaz mıdır, kararı yine siz verin. Eh, ne de olsa aklın yolu bir!
Görüşme sırasında oluşabilecek hatalar
Görüşme (mülakat), tanımlı bir amaca bağlı olmak koşuluyla görüşmeci(ler) tarafından sorunun sorulduğu ve görüşülen kişi tarafından soruların cevaplandırıldığı, belli bir zaman aralığında planlanan ve sözlü iletişim becerilerinin baskın olduğu bir tür bilgi edinme tekniğidir.
Bireyler hakkında toplanan bilgilere dayalı nesnel ve isabetli kararlar almak söz konusu olduğunda, ölçme yolunun veya bilgi toplama yolunun geçerliliği her durumda tartışmaya değer konulardan biridir. Çünkü ölçmeye konu olan bir nitelik, farklı ölçme teknikleriyle ölçülebilmektedir. Örneğin bir bireyin demokratikleşmeyle ilgili bilgi düzeyinin ölçülmesi 1) Demokratikleşmeyle ilgili çoktan seçmeli 20 soruluk bir bilgi testiyle, 2) “Demokratikleşmeyle ilgili bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyor musunuz?” sorusunun yer aldığı bir sormacayla, 3) “Demokratikleşme sürecinin olumlu ve olumsuz özellikleri hakkında bize ne söyleyebilirsiniz” sorusunun yöneltildiği bir görüşme yoluyla ölçülebilir. Görüldüğü üzere bireyin ölçülen niteliği demokratikleşmeyle ilgili bilgi düzeyi değişmezken bu bilgiyi ölçme yolları bilgi testi, sormaca ve görüşme olmak üzere üç farklı teknikle elde edilebilmektedir. Gerek kurumlara personel seçerken gerekirse bir üst eğitim-öğretim kurumuna devam ederken çocuklar, gençler ve yetişkinler ulusal merkezi sınavlara tabi tutulmaktadır. Kimi zamanda sınav sonuçları ile birlikte görüşme (mülâkat) sonuçları da dikkate alınmaktadır. Peki, yapılacak bir değerlendirmede hangi teknikle toplanan ölçme sonuçlarını kullanmalı? Test dışı tekniklerden biri olan görüşme sonuçları ne derecede önemsenmelidir? Görüşme nedir? Söz konusu olan bilimsel bir yöntemle veri toplamak olduğunda, görüşmenin anlamı, gündelik anlamından yani yüz yüze sohbet etmekten farklılaşmaktadır.
Tıp alanında, hastaların tedavisinde veya hastalıkların teşhisinde görüşme tekniği sıkça kullanılmaktadır. Kamu hizmetleri için personel seçiminde veya akademik bir programa öğrenci kabulünde de görüşme tekniğine çoğu kez başvurulmaktadır. Dolayısıyla görüşmenin yapılış amacına bağlı olarak görüşmenin mahiyeti değişebilmektedir. Örneğin bir psikiyatristin tanı amacıyla hastasıyla görüşme yapması ile herhangi bir kurum müdürünün işe personel seçiminde görüşme yapması arasında farklar vardır. Bu farklardan biri, görüşmecinin niteliği diğeri çoğu kez görüşmeci sayısıdır. Özellikle tıp alanında teşhis ve tanı amacıyla yapılan görüşmelerde görüşmecinin niteliği, alanında yetkinliği (uzmanlığı) zorunlu kılarken çoğu durumda işe personel seçiminde görüşmecinin nitelikleri tartışmaya açık olmaktadır. Kaldı ki işe personel seçimi ya da akademik bir programa kabul amacıyla yapılan görüşmelerde, görüşmeci sayısı tanımlı bir zaman diliminde çoğu zaman birden fazla olmaktadır. Birden fazla görüşmecinin bulunması, görüşülen kişinin vermiş olduğu yanıtları değerlendirme nesnelliği ve tutarlılığı bakımından bir üstünlük sağlarken bir diğer taraftan görüşmeci sayısının fazlalığı birtakım zaafları beraberinde getirmektedir.
Görüşme, -bir teknik olarak- sınırlı bir zamanda yapıldığı için özellikle bireylerin mesleki yeterliliklerini değerlendirmede zayıf bir bilgi edinme yolu olmaktadır. Görüşmede, görüşülen kişinin konuşma becerilerinin, jest ve mimiklerinin ön plana çıkması sebebiyle toplanan bilgilerin geçerliliği ve güvenirliği özellikle olumsuz yönde etkiye çok açık hale gelmektedir. Görüşmenin yapılış amacı özellikle işe personel seçme olduğunda, adayların görüşmecilerin beklediği yönde yanıtlar vermesi (yanıltma hatası) veya adayların toplumsal değerlerle ya da siyasal politikalarla çelişmeyen kabul görecek yanıtlar vermesi (sosyal kabul hatası) görüşülen kişiden kaynaklı ölçme hatalarını kaçınılmaz kılmaktadır. Görüşme tekniğiyle yapılacak olan değerlendirmelerde, sadece görüşülen kişiden kaynaklı hatalar değil aynı zamanda görüşmeciden kaynaklı ölçme hataları da sürece karışmaktadır. Örneğin görüşme yapılan kişinin (adayın) giyinişine veya genel görünüşüne ilişkin görüşmecinin (değerlendiricinin) olumlu veya olumsuz bir düşüncesi veya tutumunun haiz olması, görüşmecinin genelleme hatasına düşmesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla görüşmecinin (değerlendiricinin) genelleme hatasında düşmesi, görüşülen adaya ilişkin toplanan bilgilerin veya verilen kararların geçerliliğini düşürmektedir. Yine görüşme tekniğiyle toplanan bilgilere dayalı olarak verilecek olan kararlarda, görüşmecinin bonkörlük veya cimrilik olmak üzere kişisel bir yanlılığa sahip olması muhtemel bir hata kaynağı olarak ölçümlere karışmaktadır. Dolayısıyla görüşmeciden ve görüşülen kişiden kaynaklı ölçme hatalarının mevcudiyeti görüşme tekniğinde çok daha fazla olası hale gelmektedir. Bu türlü hatalar da, değerlendirme sürecinin veya verilen kararların geçerliliğini düşürmektedir.
Görüşme tekniğiyle bir kuruma personel veya bir programa öğrenci seçmek söz konusu olduğunda başvuran aday sayısının fazla olması, alınacak kararlara etki eden bir diğer faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir adaya amaca ve kapsama bağlı kalarak görüşme sorularının hazırlanması gerekmektedir. Öyle ki her bir adaya, bir önceki adaydan farklı bir sorunun hazırlanmasının olanaklı olmadığı durumlarda, değerlendirme sürecinin geçerliliği ve güvenirliği olumsuz yönde etkiye açık hale gelmektedir.
Yine görüşme zamanlarının sıklığı ve görüşmelerin süresi görüşme tekniğiyle seçilecek bireyler hakkında karar verme sürecine etki eden faktörlerdendir. Sık aralıklarla tekrarlanan görüşmelerin ve/veya uzun görüşme sürelerinin olması yorgunluk, dikkatsizlik, isteksizlik gibi görüşmeciden kaynaklı fiziksel ve biyolojik kökenli ölçme hatalarının artmasına ve bu hataların varlığı da ölçme ve değerlendirme sürecini -tahmin edileceği gibi- olumsuz yönde etkilemektedir.
Sonuç olarak, bireyler hakkında isabetli bir karar vermek söz konusu olduğunda ölçülecek olan niteliği ölçmenin en geçerli, güvenilir ve kullanışlı bir yolunun görüşme tekniğinin olup olmadığı dikkatlice düşünülmelidir. Bir görüşmenin planlanması durumunda,
– Görüşmenin yapılış amacı,
– Görüşülecek olan aday sayısı,
– Görüşmenin süresi,
– Görüşme sıklıkları,
– Görüşmeci sayısı,
– Görüşmecilerin bağımsızlığı,
– Görüşmecilerin nitelikleri (eğitimi, uzmanlığı, yetkinliği gibi),
– Hata kaynaklarının göz ardı edilebilir olup olmaması,
– Aday sayısı kadar görüşmenin amacına uygun soruların hazırlanabilir olup olması,
– Ölçülen niteliğe uygun geçerli, güvenilir ve kullanışlı başka bir ölçme yolunun olup olmaması,
– Birey hakkında verilecek olan kararın isabetliliğine dair bulguların olup olmaması gibi unsurların gerekçelendirilmesi gereklidir.
Bireyler hakkında bilgi toplama yollarını psikolojik ölçme araçlarıyla veya test dışı tekniklerle gerçekleştirmek mümkün olduğundan söz konusu olan bir davranışı ölçmenin yolu bir değil birden fazla olduğu açıktır. Ancak, bir niteliği ölçmede veya bireyler hakkında bilgi toplamada seçilen yöntemin hangi gerekçelerle tercih edildiği, cevaplanması gereken çok daha önemli bir sorudur. Verilecek olan cevaplarda ölçme ve değerlendirme biliminin ilkeleri mutlaka dikkate alınmalıdır.