Ana Sayfa Dergi Sayıları 257. Sayı Gezegenimiz minik adımlarla bezeli: Karıncaların Dünyası

Gezegenimiz minik adımlarla bezeli: Karıncaların Dünyası

445

Gülseli Kırgıl

Böcekbilimci (Entomolog) Anne Sverdrup Thygeson’ın, Böcekler Gezegeni: Tuhaf Yararlı ve Hayranlık Uyandırıcı Dostlarımız Üzerine kitabında dikkat çektiği gibi “Günümüzde kişi başına 200 milyondan fazla böcek düşmektedir. Siz yerinize oturmuş bu cümleyi okurken, dünyada bir ila on trilyon arası bir sayıda böcek ortalıkta gezinir, sürünür ve pır pır eder… Sevseniz de sevmeseniz de dört yanınız böceklerle çevrili. Çünkü aslında dünyamız bir böcek gezegeni!”

Etrafımız böceklerle sarılı ve fakat çoğunu tanımıyor, onlara kültürel olarak aktarılmış olan korkularımızla yaklaşıyor ve hatta yaklaşmamayı tercih ediyoruz. Tanımadığımız şeylere karşı mesafeli olmaya ve daha katı yaklaşmaya meyilli bir tür olarak, evrimsel geçmişimizde aynı alanları paylaştığımız bu minik canlıları kendimize inşa ettiğimiz metal kulelerden uzak tutmayı seçiyoruz. Fakat ya tanırsak onları…

Edward O. Wilson, kitabında, insanlar tarafından biraz daha tanınan, sevilen ve sempati duyulan bir böcek grubuna, karıncalara odaklanıyor ve bize karıncaların çeşitliliklerini, biyolojilerini, ekolojilerini, ilginç bulduğumuz ve fakat karıncalar tarafından milyonlarca yıldır sürdürülen davranışları, özetle gezegenimizde bıraktıkları minik izleri anlatıyor. Tüm bu başlıkları ve diğer anlatıları, oldukça önemli birinden, ekoloji alanına yaptığı büyük katkılarla tanınan bir mirmekoloğun kaleminden okuyoruz.

Mirmekoloji, karınca ekolojisi olarak bilinmektedir, bu bilimsel disiplin içerisinde pek çok alt alan bulunur ve bu alanda dünya genelinde çokça çalışma yürütülmektedir. Tüm bu çalışmalar, karıncaların dünyalarının fotoğrafını çekebilmemize, fotoğrafa yakından bakabilmemize olanak sağlar. Wilson, kitabında Aziz Büyük Basil’den “Gerçekten var olan şeylerin bilgisiyle övünen, önce bize karıncanın doğasını anlatsın” alıntısı yaparak bu savı destekleyen mirmekologlar için “dünyanın dört bir yanındaki olağandışı ortamları keşfetmişler, benzersiz zorlukların ve fiziksel maceraların tadını çıkarmışlardır. Karınca araştırmacılarının, yalnızca uzman meslektaşlarına değil, doğa tarihinin meydan okumalarına ilgi duyan herkese anlatacak hikâyeleri vardır” demiştir. Mirmekoloji, karıncaların bazen tuhaf, çoğu zamanda çok ilginç olan dünyalarına ışık tutuyor, mirmekologlar ise bize ışığın gösterdiklerini anlatıyor. Edward O. Wilson, alanın en önemli temsilcisi olarak bize, karıncaların kendisinin yaşamıyla da pekişmiş hikâyesini aktarıyor.

Thygeson’ın belirttiği gibi böceklerle bezeli bir dünyada yaşamaktayız. E. O. Wilson, kitabında bu ifadelere önemli bir katkı yapıyor, 2018 yılının bir yaz gününde kendisi kalemi kâğıdı alıp yazmaya başladığı o anda 15 bin 438 karınca türü tanımlanmış durumda ve keşfedilmeyi bekleyen türlere yönelik tahminler de bu sayıya eklendiğinde, karınca türleri 25 ila 30 bin arasında bir sayıda gibi görünüyor. Bu sayı, karıncaların bolluğunu değil, Dünya genelinde kaç farklı karınca olduğunu, kaç tane karınca türüyle aynı gezegeni paylaştığımızı göstermekte. Her bir koloninin yüzlerce bireyden oluştuğu, her türün yüzlerce koloni oluşturabileceği ve Wilson’ın da “karıncalar her yerde (neredeyse)” başlığı altında açıkladığı karınca yayılışı hesaba katıldığında gezegenimizin, tıpkı diğer böcekler için geçerli olduğu gibi, karıncaların minik adımlarıyla örülü olduğunu görüyoruz. Anlatılarda “çalışkanlıklarıyla” kendilerine yer bulan bu minik adımların ekolojik önemleri ise kendileri gibi çok çeşitli. Örneğin, tohum taşınımına ve tozlaşmaya yaptıkları büyük katkılar ile karıncalar, bitkilerin alanlardaki varlıklarına, çeşitliliklerine ve hatta en çok da genetik çeşitliliklerine etki ediyor. Sadece bir yönüyle, sadece bitki materyalleri ile kurdukları etkileşimlerde bile karıncaların kritik önemlerini, izlerini görmek mümkün.

Karıncaların evrimsel tarihteki izlerinden, tanımlanmış bir karınca paraziti olan Cordyseps mantarlarına, tehlike anında karınca davranışlarından, karıncalarda ölüme kadar geniş yelpazedeki bilimsel anlatılara Wilson’ın yolculuğu da eşlik ediyor. Edward O. Wilson, 25 farklı karınca türüne dikkat çektiği başlıklarda karıncaların kendi iç dünyalarındaki çeşitliliği de gözler önüne seriyor. Karıncaların evrimsel süreçte biriktirdikleri adaptasyonlar, onların çok farklı özelliklere sahip alanlarda yaşayabilmelerini sağlamakta, buna ek olarak, dişi bireylerin hakimiyetinin gözlendiği koloni yaşamı, karıncalara yaşamsal bazı avantajlar da sunmakta. Tüm bunlar, karıncaların oldukça ilginç davranışlarının, yüksek çeşitliliklerinin nasıl meydana geldiğine dair ipuçları taşımaktadır. Wilson kitabında bu konular etrafında kendi yaşamında rastladıklarını, kendi anılarını ve karıncaların onun yaşamındaki izdüşümünü de okura sunuyor.

Karıncalar nasıl iletişim kurar, katı bir şekilde işleyen sistemlerinin avantajları neler, kaybolmuş bir karınca yuvaya nasıl döner, bazı ilginç özellikleriyle öne çıkan karınca türleri neler ve hatta hangi karınca türü, hangi davranışıyla birlikte çevre tarihine geçti gibi soruları merak eden, bu canlıları yakından tanımak isteyen okurun Karıncaların Dünyası ile tanışmasını çok isterim.

Son söz… Büyük ekolog, mirmekolog E. O. Wilson’a saygı, tanımladığı 450’den fazla karınca türü ve ekoloji literatürüne kazandırdıkları için minnet, gezegenimizi saran bu minik adımları araştırmayı dert edinmiş bir başka mirmekolog adayı olarak benden kendisine çokça sevgi ile…

Edward O. Wilson, Karıncaların Dünyası, Çev. Alp Akoğlu, Koç Üniversitesi Yayınlar.