Ana Sayfa Dergi Sayıları 49. Sayı Ortaçağ’dan nasıl çıkıldı? Bilimsel Devrim’in öyküsü

Ortaçağ’dan nasıl çıkıldı? Bilimsel Devrim’in öyküsü

İnsanlık Ortaçağ’dan kolay çıkmadı. Bu yaklaşık 1500 yıllık bir süreçtir. Bilim etkinliğinin ve bilim insanlarının bu süreçte özgün bir yeri vardır. Bilimsel bir bakış açısının gelişebilmesi için Ortaçağ evren modelinin iki temel kavramının ortadan kaldırılması gerekiyordu: 1) Uzay ve zamanda sonlu ve çürüyen bir evren ve 2) Evrenin ancak dinsel veya bilimsel otoritelerce uygulanan salt usa vurma yöntemiyle anlaşılabileceği inancı. Gerici güçler bu çabaları bastırmaya çalışmış, ancak her çabada ortaya çıkan yeni kavramların Bilimsel Devrim’e giden yolu döşemesini engelleyememiştir. Kuşkusuz, bu öldürücü vuruşları eski toplumun bağrında gerçekleştirebilmek olanaksızdı. Bu devrim ancak tüccar, zanaatkâr, fabrikatör ve özgür köylülerin toplumunda gerçekleşebilirdi. Yeni düşünceler, otoriter gücün alaşağı edilmesi çabasında kullanılan güçlü politik silahlara dönüşmüştü.

49
0
Eğer Kraliyet Cemiyeti 17. yüzyılın son çeyreğinde Bilimsel Devrim’in en ön saflarında yer alabilmiş ise, bunu geniş ölçüde Robert Hooke’un deneylerine, gözlemlerine, buluşlarına ve dehasına borçludur.

Sunuş: Okuyacağınız metin, Eric J. Lerner’in The Big Bang Never Happened (Times Books, Random House, Inc, NY, 1991) adlı kitabının bir bölümünün çevirisidir. Platon-Augustine dünya görüşü tarihçesiz bir dünya görüşüdür. Evreni Tanrı yarattı; bu evren “mahşer gününe” dek varolacak. Yine Tanrı bu evrendeki insanları, iyi-kötü; yöneten-yönetilen, vb. çeşitlemeleriyle yarattı. Neden? Nedeni yok; Platon-Augustine dünya görüşünde […]

Bu içeriği görüntüleyebilmek için, şu seçeneklerden birine abone olmalısınız: 1 yıllık e-dergi aboneliği or 6 aylık e-dergi aboneliği.