Sinir sistemi uzmanları ve robotik mühendislerinden oluşan uluslararası bir çalışma grubu, beyinden beyine doğrudan iletişimin uygulanabilirliğini gösterdi. Yeni geliştirilmiş buluşlara yer veren Plos One’da yayımlanan çalışmada, birbirinden 5000 mil uzaklıkta iki insanın kafa derileri arasında internet aracılığıyla başarılı bilgi transferi gerçekleştirildi.
Beth Israel Deaconess Medikal Merkezi’nde (BIDMC) Berenson-Allen Merkezi’nin Müdürü ve aynı zamanda Harvard Medikal Okulu’nda nöroloji profesörü olan eş-yazar Alvaro Pascual-Leone, çalışmanın başlangıcı için şöyle diyor: “Birisinin beyin aktivitelerini okuyarak ve ikinci kişiye bu aktiviteleri enjekte ederek iki kişi arasında doğrudan iletişim kurulabilirliğini ve var olan iletişim yollarının etkisiyle uzak mesafeler arasında başarılı olup olmayacağını keşfetmek istedik. Bu yollardan birisi internet olunca, aklımıza ilk gelen soru bunun deneysel olarak mümkün olup olmayacağıydı. Örneğin “İnternette konuşma ve yazma olmadan, birbirinden epey uzak olan Hindistan ve Fransa’da oturanlar arasında, beyinden beyine doğrudan iletişimin gerçekleştirilmesiyle ilgili bir deney yapılıp yapılamayacağı test edilebilir mi?” sorusunu sorduk.” Diyor. Sorunun cevabı “evet” olmuş.
Pascual-Leone, Starlab Barcelona’daki bir araştırma takımının liderleri Ruffini ve Carles Grauile, Strasbourg’da Axilum Robotics’den başka bir araştırma takımının lideri Michel Berg ile birlikte; anlık mesajın sinirbilimsel eşdeğeri olarak, Hindistan’ın bir bölgesinden Fransa’nın bir bölgesine, internet bağlantılı elektroensefalogram (EEG), yardımcı robotlar ve transkraniyel manyetik uyarı (TMS) teknolojilerinin görüntü rehberliğini kullanarak, “hola” ve “ciao” kelimelerini bir bilgisayar aracılığıyla beyinden beyine başarılı bir şekilde taşımışlar.
EEG tabanlı beyin ve bilgisayar etkileşimi (BCI) üzerine yapılan önceki çalışmalar, genel olarak insan beyniyle bilgisayar arasında iletişim olanakları kullanılarak yapılmıştı. Bu çalışmalarda, örneğin kol veya bacak hareketi üzerine bilinçli olarak düşünme benzeri bir eylem-düşüncenin farkında olan kişinin saç derisine bağlı olan elektrotlar, beyindeki elektrik akımını kaydetmek için kullanıldı. Bilgisayar daha sonra, örneğin bir robot ve tekerlekli sandalye gibi bu sinyali yorumlamış ve bilgisayar çıktısına çevirmişti.
Ancak bu çalışmada, araştırma takımı, sistemin diğer ucuna ikinci bir insan beyni ekledi. Çalışmada, yaşları 28 ve 50 arasında olan dört sağlıklı katılımcı yer aldı. Dört kişiden biri, deneylerin beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) kısmında görevlendirilirdi ve kelimeleri gönderen oldu; diğer üç kişi bilgisayar-beyin arayüzü (CBI) kısmında görevlendirildi ve mesajları alarak anlamaya çalıştılar.
EEG kullanımı ile, araştırma takımı ilk olarak selamlaşma kelimeleri olan “hola” ve “ciao”yu bilgisayar koduna (binarycode) çevirdi ve sonrasında sonuçları Hindistan’dan Fransa’ya e-mail olarak gönderdiler. Bir bilgisayar-beyin ara yüzü, mesajın alıcının beynine girişimsel olmayan beyin uyarıları ile iletilmesini sağladı. Denekler bunu, çevresel görüşlerinin içinde pırıltılar ve fosfenler olarak algıladı. Bu ışık, alıcıların mesaj bilgisini deşifre etmesini sağlayan sayısal dizilimler olarak ortaya çıktı; denekler bir şey hissetmediklerini rapor etmezken, selamı doğru bir şekilde aldılar. İkinci bir tekrar deneyde ise, İspanya ve Fransa arasındaki insanlar arasında sonuç kısmında yüzde 15, deşifre kısmında yüzde 11 ve başlangıç kodlama kısmında yüzde 5 hata oranlarıyla bağlantı kuruldu.
Pascual-Leone “Kablosuz EEG ve robotize edilmiş TMS gibi, hassaslık derecesi yüksek olan gelişmiş nöro-teknolojileri kullanarak, yazma ve konuşma olmadan, bir düşünceyi bir insandan diğerine doğrudan ve fiziksel olarak zarar vermeyecek şekilde iletebildik. Bu durum insan iletişiminde kayda değer bir aşamadır. Binlerce millik bir uzaklıkta bunu yapabilmek, beyinden beyine iletişimin gelişimi için kritik öneme sahip bir ispattır. Bu deneylerin, geleneksel dil veya makine temelli iletişimi aşmak için önemli bir ilk aşama olduğuna inanıyoruz” diyor.