Darwin’in kayıp dünyası -Hayvanların Yaşamının Gizli Tarihi
– Martin Brasier, Çev. Cansın Kap, Kolektif Kitap, 2018, 268 s.
Charles Darwin Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem, yıllarca çözülememişti. Paleontoloji profesörü Martin Braiser, bu kitabında bu sorunun yanıtlarını arıyor. Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralama çabasındaki kitap, günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanıyor.
Maymun Kadar Aklım Olsa
– Ben Ambridge, Çev. Zeynep Arık Tozar, Domingo Yayınları, 2018, 279 s.
Ben Ambridge, Maymun Kadar Aklım Olsa kitabında, insanı havyanlara karşı zekâlarını test etmeye çağırıyor. İnteraktif bulmacalar, testler, oyun ve sorular üzerinden doğaya karşı insanın kendisini sınama fırsatı sunuyor. Yazar, bu kitabı şu sözlerle tanımlıyor: Testleri çözüp arka plandaki bilim hakkında bilgilendikçe sizin de göreceğiniz gibi, evrimsel biyoloji, psikoloji ve genetikle ilgili 21. yüzyıl bulguları, modern sentez fikrini, akla uygun herhangi bir kuşku bırakmamacasına doğrulamıştır. Darwin haklıydı: İş insanlarla hayvanlar arasındaki farklara gelince, her şey göreceli ve bütün hayvanlarla akrabayız: Hepimiz koca bir ailenin üyeleriyiz.
Devlet -dün, bugün, gelecek-
– Bob Jessop, Çev. Atilla Güney, Epos Yayınları, 2018, 384 s.
Devlet kuramcılarından biri olan B. Jessop bu kitapta, her yerde olan devleti anlama-bilme-açıklama yöntemini göstermeye çalışıyor. Jessop’a göre “Devletin rolü ve niteliği hakkındaki tartışmalar, modern politikaların merkezinde yer almaktadır. Bununla birlikte, devletin kendisini tanımlamak zordur ve devlet kavramı bir dizi tarihsel yoruma tâbidir. Dolayısıyla yöntem olarak, devlet ve devlet iktidarı üzerine kuramsal çalışma yürütürken, devlet kavramının anlamı ve içeriğindeki sürekli değişmeyi dikkate almalı ve devlet kuramının yenilenme ihtiyacını göstermek gerekmektedir.” Bu kitapta, devletin soy kütüğü, ulus-devlet, devlet formasyonları, devletlerin dönemleştirilmesi, çağdaş devletler (liberal demokrasi, “istisnai” ve “yeni normal” devlet, haydut devlet, iktidar yitimine uğrayan devlet) mevcut devlet yapılarının geleceği ve yönetim + yönetişim kavramları üzerine analizlerde bulunan Jessop, analizlerini ve yöntemini aşağıdaki sorular çerçevesinde giriştiği tartışmayla destekliyor: Devlet en iyi yasal biçimleri, zor kullanma kapasiteleri, kurumsal mahiyeti, sınırları, içsel işleyişleri veya uluslararası sistem içerisindeki egemen konumu üzerinden mi tanımlanır? Devlet, bir özne, sosyal ilişki veya siyasal eylem yönelimine yardımcı olan bir inşa mıdır? Devlet ve hukuk, devlet ve siyaset, devlet ve sivil toplum, özel ve kamu, devlet iktidarı ve mikro iktidar ilişkileri arasında ne tür bir ilişki vardır? Devlet en iyi, yalıtılmış biçimde mi, siyasal sistemin bir parçası olarak mı, yoksa daha geniş bir toplumsal biçimlenişin ve hatta dünya toplumunun bir bileşeni olarak mı incelenebilir? Devletler ülkesel ve zamansal bir egemenlik boyutuna sahip midirler veya kurumsal karar almada ve icrai düzeyde özerk midirler ve eğer öyleyse bu egemenlik veya özerkliğin kaynakları ve sınırları nelerdir?
Dikbaşlılar-Bilimi ve Dünyayı Değiştiren 52 Kadın
– Rachel Swaby, Çev. Akın Emre Pilgir, Koç Üniversitesi Yayınları, 2018, 305 s.
Rachel Swaby kaleme aldığı bu kitapta, 52 yaşamöyküsü, bilimi ve dünyayı değiştiren 52 biliminsanı, uğradıkları haksızlıklara ve ayrımcılığa karşı bilime tutunan 52 kadının hayat hikâyesini anlatıyor. Swaby’nin dikbaşlıları bir yandan DNA’nın yapısını çözüyor, doğanın kanunlarını baştan yazıyor ya da yepyeni bir bilim dalı kuruyor; diğer yandan alay ediliyor, görmezden geliniyor ve hakarete uğruyorlar. Ne olursa olsun farklı dönemlerden ve bambaşka coğrafyalardan gelen bu kadınlar başkalarının kanaatlerine değil, bilime inanmaktan asla vazgeçmiyorlar.
İnsan Ahlakının Doğal Tarihi
– Michael Tomasello, Çev. Aylin Onacak, Koç Üniversitesi Yayınları, 2018, 229 s.
İnsan Ahlakının Doğal Tarihi, ahlak psikolojisinin evrimine ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme sunuyor. Pek çok araştırmaya imza atmış gelişimsel psikolog Michael Tomasello, primatlar ile insan çocukları karşılaştıran çok sayıda deneyin verilerine dayandırdığı bu çalışmasında, insanın işbirliği konusunda nasıl geliştiğini ve sonunda ahlaki bir tür haline geldiğini ortaya koyma çabasında.
Ütopyalar -Politikayla Arzunun Kesiştiği Yer-
– Der. Aksu Bora-Kadir Dede, İletişim Yayınları, 2018, 391 s.
Aksu Bora’yla Kadir Dede’nin hazırladığı bu derlemede Meral Akbaş, Polat S. Alpman, Kazım Ateş, Ayşe Devrim Başterzi, Aksu Bora, Nihan Bozok, Olga Selin Hünler Çidam, Kadir Dede, Yücel Demirer, Demet Şahende Dinler, Emre Erdoğan, Gökçe Zeybek Kabakcı, Onur Eylül Kara, Özge Kelekçi, Burak Özsoy, Çağla Karabağ Sarı, Pınar Uyan Semerci, Özgür Taburoğlu, Nilgün Toker ve Tolga Ulusoy’un katkıları yer alıyor. Kitabın yazılış amacını yazarlar şöyle değerlendirmiş: “İşyeri gibi maddi ve soğuk bir evrenden, türlü duygularımıza, cinsiyet kimliğiyle ilgili tahayyüllere, siborglara kadar uzanarak, gündelik hayatta, politikada, felsefede, edebiyatta, sinemada ütopyanın rotalarında gezen yazıları, ütopyalardan daha fazla konuşuldukları bir zamanda, distopyaları ve onların ütopyalarla bağını da ihmal etmeden derlemeye çalıştık.”
Charles Darwin: Yaşamım
– Kolektif, Çev. Ozan Karakaş, Alfa Yayınları, 2018, 150 s.
Dünyada yaşamakta olan tüm canlıların ortak atadan geldiği gerçeğini ilk keşfeden Darwin’in kendi yazdığı anılardan oluşan bu kitap, bu büyük biliminsanının bilinmeyen yanlarını ortaya koymayı amaçlıyor. Darwin’in anılarında aynı zamanda onun evrim fikrini geliştirdikçe dini inançlarını nasıl değiştirdiğini de görmek mümkün. Darwin, ilerleyen yaşlarında hem eğlence olsun diye, hem de çocuklarına ve torunlarına kendisiyle ilgili bilgileri aktarabilmek amacıyla anılarını kaleme alır. Ölümünden sonra oğlu Francis Darwin tarafından derlenen anıları ilk olarak 1876 yılında Life and Letters of Charles Darwin başlığıyla basılır. Ama bu ilk basımda Darwin’in tüm yazdıkları yer almaz. Söz ettiğimiz kitap ise daha sonraki yıllarda eksiksiz olarak basılan Charles Darwin’s Autobiography baskılarından Türkçeye çevrilmiştir.
Marx’ın Para Kuramı
– Kolektif, Çev. Aydın Ördek, Heretik Yayıncılık, 2018, 370 s.
Bu kitap, toplam 14 makaleden oluşmaktadır ve bu makaleler beş kısım altında toplanmıştır; Marx’ın Temel Para Kuramı, Marx’ın Para Kuramının Uzantıları ve Yeniden İnşaları, Marx’ın Paranın Miktar Kuramı Eleştirisi, Para ve Dönüşüm Sorunu ve Marx’ın Dünya Parası Kuramı. Bu makaleler Marx’ın para kuramının çağdaş bir değerlendirmesini sunmaktadır. Bu kuram, genellikle Marx’ın en büyük başarılarından biri olarak övülür, özellikle klasik veya neoklasik iktisatçılarla karşılaştırıldığında. Öte yandan ciddi bir şekilde eleştirilir de. Bu kitaba katkıda bulunanlar, Marx’ın para kuramının güçlü ve zayıf yönlerini diğer para teorileriyle karşılaştırarak geniş kapsamlı ve derinlemesine bir şekilde değerlendirmektedir.
Hekimin Filozof Hali
– Kolektif, İthaki Yayınları, 2018, 296 s.
Hekimin Filozof Hali, tıp sektöründeki “yabancılaştırıcı” gelişmelerden kişinin bedeni üzerinde söz sahibi olup olmadığına dair etik tartışmalara ve ölümlü olmanın getirdiği felsefi aydınlanmaya kadar birçok önemli konu üzerine tartışmalar içeriyor. Kitaba yazılarıyla katkıda bulunanlar; M. Bilgin Saydam, Saffet Murat Tura, Yavuz Erten, Yavuz Dizdar, Hakan Kızıltan, Kaan Ökten, Arın Namal, İlgin Özden, Yavuz Üresin, Mahmut Gürkan, Özgür Öğütcen, İsmet Birkan, Hasan Fehmi Yazıcıoğlu, Rainer Brömer, Faik Çelik, Hakan Ertin, İlhan İlkılıç, Lütfi Telci.
Zaman Felsefesinin Kısa Tarihi
– Adrian Bardon, Çev. Özgür Yalçın, İş Bankası Yayınları, 2018, 208 s.
Zaman Felsefesinin Kısa Tarihi, Sokrates öncesi filozoflardan Einstein ve sonrasına uzanan geniş bir tarihsel yelpaze içinde zamanla ilgili en önemli düşüncelerin özetini sunuyor. Yazarın kitabında kullandığı yöntem, fizik, evrimsel biyoloji ve bilişsel bilimden kaynaklanan deneysel bilgiler ile geleneksel metafiziğin argümanlarını harmanlayarak, zamanla ilgili en tutarlı dünya görüşünün ne olabileceğini araştırmaktan ibaret. Bardon kitabında şu sorulara yanıt arıyor; Zamanın gerçekten aktığı doğu mudur? Termodinamik yasaların zorunlu bir akış doğrultusu olup olmadığıyla ilgili bize söyleyebileceği bir şey var mıdır? Özel görelilik teorisi dinamik zaman anlayışıyla çelişir mi?
Doğu-Batı İlişkileri Açısından Batı Tarımı
– Baykan Sezer, Doğu Kitabevi, 2018, 152 s.
Tarihte Doğu-Batı ayırımının varlığı, günümüzde tartışmalardan uzaktır. Bugün bütün evreni kapsayacak kuramlar peşinde koşanlar bile, Doğu ve Batı ülkeleri arasında çeşitli farklılıkların olduğunu bilmezlikten gelemiyorlar. Ayrıca bu söz konusu farklılıklar yalnızca son dönemlerde görülen gelişmelerin ürünü de değildir. Son gelişmelerin ülkelerin bu farklılıkları aşmasına izin vereceğini öne sürenler bile sorunun köklerine ve temeline inmemektedirler.
Doğu-Batı farklılaşması günümüzden ya da başka deyişle endüstriden önce başlamış ise, bu farklılığın kaynağını da tarım kesiminde aramak gerekecektir. Söz konusu varsayımı ve görüşü bütün sonuçlarıyla kabul etmek güç olsa bile, Doğu-Batı farklılaşmasının çok eski tarihlere dayandığını bizlere hatırlatması bakımından doğrudur. Bugüne kadar konu üzerinde çeşitli yönleriyle durmaya çalıştık. Yukarıda sözü edilen görüş, ilgiyi tarım kesimine çekmesi açısından da araştırmalarımızda yararlı olacaktır.
Tarihte toplumlar arası ilk farklılaşmalar, bazı toplumların yerleşik tarıma geçebilmeleriyle gerçekleşmiştir. İlk yerleşik tarım uygarlıklarının tarih sahnesinde görülmesi ve Doğu uygarlıklarının gerçekleştirdikleri bu aşamayla büyük bir zenginlik sağlayabilmeleri, ilk önemli toplum farklılaşmalarına yol açtığı gibi, toplumlar arası ilişkilere de yeni bir yön ve boyut kazandırmıştır.
Siyasette Yalan
– Hannah Arendt, Çev. İmge Oranlı, Berfu Şeker, Sel Yayınları, 2018, 99 s.
20. yüzyıl düşünürlerinden biri olan Hannah Arendt, Pentagon Belgeleri’nin 1971’de ifşa edilmesinden kısa süre sonra yazdığı Siyasette Yalan adlı çalışmasında, tarih boyunca siyasette bir araç olarak kullanımı meşru görülen yalanların 20. yüzyılda yepyeni bir çehreye bürünüp hangi mekanizmalarla hem siyaset sahnesini hem de olgusal gerçekliği egemenliği altına aldığını çözümlemeye çalışıyor.