Lüsid rüyalar belki de bir kişinin deneyimleyeceği en garip algısal deneyimdir. Uykudayken rüya görüyorsunuzdur, ancak birden bunun bir rüya olduğunun farkına varırsınız. Tam o anda, uyanmayı veya önemli bir avantajla rüyaya devam etmeyi seçebilirsiniz. Tamamen beyniniz tarafından üretilmiş sizi çevreleyen dünyanın farkındasınızdır. Matrix filminde Neo’nun uyanış sonrası gibi, fiziksel kuralları zevkinizce bükebilirsiniz. Uçabilir, çıplak elle mermileri durdurabilir veya kötü adamlara onların boyunu küçülten sihirli yumruklar atabilirsiniz.
Gördüğümü hatırladığım ilk rüyalardan biri 4-5 yaşlarında gördüğüm bir lüsid rüyaydı. Öcüyü gördüğümde annemin komşu gazete bayiinden alışverişini bitirmesi bekliyordum. Ahlaki ikilemlerle ilgilenen felsefi bir öcü olmalı ki, benden bir sonraki öğününü seçmemi istedi: Ben ya da annem. Eğer seçim yapmazsam ikimizi de yiyecekti. Annem sadece birkaç metre ötede, bu değiştokuştan habersiz mutluydu. Donup kalmıştım. Yenilmek istemiyordum, ancak bir canavarı akşam yemeği için annemle beslemek akıl alır bir şey değildi. Kısacık hayatımda hiç böyle korkunç bir duruma düşmemiştim. Sonra şöyle düşündüm: Bu gerçek olamayacak kadar korkunçtu, o halde rüya olmalıydı. Bir başlangıçla uyandım.
O zamandan beri lüsid rüya görürüm. Bazen ayda iki kereye çıkar, onların olmadığı zamanlar daha iyi zamanlarımdır. Son yapılan bir araştırmayla, lüsid rüya deneyiminin kişiden kişiye oldukça farklılık göstermekte olduğu ortaya çıktı. Ekim ayında Journal of Neurosicence’da yayımlanan yeni bir araştırma yüksek ve düşük açıklıkta rüya gören kişilerin derin düşünme, ruh halini açıklama gibi bilişsel becerilerinde de farklılıklar olup olamadığını belirlemeyi hedefledi.
Katılımcılar lüsid rüyalarının sıklığını, yoğunluğunu, kişinin kontrol düzeyini ve öz bilinç ve iç bakış gibi bilişsel yeteneklerini değerlendiren anketleri yanıtladılar. Aynı zamanda deneklerin düşüncelerini denetledikleri bir görev esnasında, beyin faliyetleri görüntülendi. 11 dakikalık iki oturumdan oluşan bu görevde deneklerin akıllarından geçen her bir düşünceyi harici-dahili yönlendirilmiş bir ölçekte değerlendirmeleri istendi. Harici yönlendirilmiş düşünce, görsel çevre tarayıcıdan gelen ses gibi dışsal deneyimlere dair düşünceler anlamına gelir. Dahili yönlendirilmiş düşünce o anki çevreyle ilgili olmayan düşüncelerdir; geçmişdeki bir olayın hatırlanması veya yarının planması gibi.
Araştırma gösterdi ki, yüksek ve alçak açıklıkta rüya gören insanların beyinleri birbirinden farklı. Yüksek açıklıkta rüya gören deneklerin frontopolar kortekslerinde düşük açıklıkta rüya görenlere kıyasla daha büyük gri madde alanına sahip olduğunu gösterdi. Bu beyin bölgesi her iki grup denekte de düşünce kontrolü esnasında daha yüksek aktivite gösterdi, ancak yüksek açıklıkta rüya görenlerde artış daha fazlaydı. Bilimadamları lüsid rüya ve üstbilişin altında yatan mekanizmanın aynı olduğu sonucuna vardı, özellikle düşünce kontrolü sırasında. Bu ilişkiden daha önce de şüphelenilmiş, ancak asla sinirsel seviyede kanıtlanmamıştır.
Gelecek araştırmalar bize, uyanık olduğumuz zamanlarda düşüncelerimizi izleyerek lüsid rüyalarımızın sıklığını ve içeriğini kontrol etmenin mümkün olup olmadığını söyleyebilir. Ben arada sırada, özellikle Freddy Krueger’in olmadığı lüsid rüyalar görmeyi isterim.