Kerem Cankoçak’ın hazırladığı “50 Soruda Maddenin Evrimi” kitabı Haziran başında okurlarla buluşuyor. 50 Soruda dizimiz, belki eskisi kadar hızlı değil ama çok sağlam ilerliyor. Cem Say’ın “Yapay Zekâ”sından sonra “Maddenin Evrimi” de önemli bir boşluğu dolduracak. Cankoçak’ın yapıtı sadece bir fizik kitabı değil; aynı zamanda bir felsefe kitabı. Günümüz biliminin en yeni bulgularını, fiziğin sınırlarında yapılan tartışmaları diyalektik materyalist felsefenin ışığında yorumluyor. Dolayısıyla sadece fizikçilere ve bilimcilere önermiyoruz bu kitabı. İnsanoğlunun hem atomun, hem hücrenin, hem de evrenin derinliklerinde keşfettiği yeni olguları, yeni hareket biçimlerini, yeni etkileşimleri tek tek şaşkınlıkla okuyoruz ve doğal olarak usumuzda içselleştirmekte zorlanıyoruz. Çünkü bu şaşkınlık verici ve usa aykırıymış gibi gözüken tek tek olayları çerçeveleyecek, damıtacak ve bütün halinde açıklayacak bir “büyük öğreti”den henüz yoksunuz. Fakat kıyısında olduğumuz belli. Ne kadar karışırsa kafamız, daha üst düzeyde ve daha kapsamlı bir “zihin açıklığı” eşiğimizde demektir. İşte Cankoçak’ın kitabı bu zihin açıklığı çabasının ulaştığı noktayı özetliyor bize. Bu nedenle bilimle ve felsefeyle her düzeyde ilişki kuran, merak duygusunu kaybetmemiş tüm okurlara hararetle öneriyoruz bu kitabı. Sadece yeni yanıtlarla değil yeni sorularla da karşılaşacaklar ve düşünmeye başlayacaklar. Biz böyle hissettik kitabı hazırlarken.
***
Elinizdeki sayı “fiziğin ötesi”, “evrim kuramı”, “Aydınlanma-Modernite” gibi büyük büyük konuları ele almıyor. Bilim ve Gelecek okurları belki buna alıştı ama, o büyük kuramların arkasında yatan müthiş bilimsel-düşünsel birikimi de zaman zaman hatırlamak gerek. Bu sayımız daha çok bir bilim tarihi dergisi. Günümüzde ulaştığımız kozmoloji bilgisinin yanında çok ufak gibi görülebilir ama bundan çok değil birkaç yüzyıl önce bin bir zorluk içinde teleskoplarını gökyüzüne çeviren bilim emekçileri olmasaydı bu bilgilere de ulaşamazdık. William ve Caroline Herschel kardeşlerin bulguları bu sürecin çok önemli köşe taşlarından biri. Bu kardeşlerin kasaba müzisyenliğinden üst düzey gökbilimcilere dönüşme öyküsünü ve verdikleri sıra dışı emeği okuyacaksınız kapak dosyamızda. Belki William’ın bulgularına yoğunlaşıyor dosya ama Caroline’in, erkek kardeşinin yardımcılığından bir evren kâşifine dönüşmesi de öykü içinde öykü.
Hatice İkinci’nin Einstein-Kafka dostluğunun Kafka’nın yapıtlarına nasıl etki yaptığını ele alan makalesini, Sedat Ölçer’in evrim kuramının oluşturulmasında hep Darwin’in gölgesinde kalmış Wallace’ın katkısını vurgulayan (zaten bu kuramın resmi adı “Darwin-Wallace Evrim Kuramı”dır) yazısını, Hasan Aydın’ın iki büyük filozoftan yola çıkarak “ölüm korkusu”nu irdeleyen çalışmasını, Afşar Timuçin’in Sophokles makalesini ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. İzlem Gözükeleş’in bilişim yazısı da çok önemli; işyerlerindeki yeni sınıf mücadelesi biçimlerini ele alıyor.
Kısacası fena bir sayı çıkarmadık gene…
***
Haziran ayı önemli. 23 Haziran’da İstanbul’da geleceğimiz açısından belirleyici bir seçim yapılacak. İradesine el konulan İstanbul halkının, kendi çıkarları uğruna ülkeyi karanlığa sürüklemekten çekinmeyen iktidara gerekli dersi vereceğinden eminiz.
Dostlukla kalın…