Nörofelsefe
Patricia Smith Churcland, Çev. Özge Yılmaz, Alfa Bilim, 2019, 592 s.
Nörofelsefe, dış dünyanın zengin bir temsilinden ibaret hücreler yığını olan beynimizin nasıl çalıştığına ve ne yaptığına ilişkin sorulara yanıt arar: Zihinsel durumlar beyin durumlarıyla özdeş midir? Bilinçli yaşantılar fizyolojik olarak anlaşılabilir midir? Temsiller nedir ve bir beyin kendi dışındaki dünyayı nasıl temsil eder? Deneysel bulgulara sırt çeviren geleneksel felsefenin tersine, nörofelsefe yanıtları nörobilimde arar. Zihin-beynin nasıl çalıştığına ilişkin bir kuramın nörofizyolojik, etolojik ve psikolojik olguları içerecek şekilde her düzeyden deneysel olgularla sınırlandırılması gerektiğini savunan P. Churchland’ın bu kitabı Türkçe felsefe literatüründe önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Nöroplastisite
Moheb Costandi, Çev. Şiirsel Taş, Pan Yayıncılık, 2019, 200 s.
Nöroplastisite hakkında eylemlerimize ve deneyimlerimize yanıt olarak beynimizin sürekli nasıl değiştiğini açıklayan kısa ve öz bir bakış. MIT Press Gerekli Bilgiler dizisi, ilgi çeken güncel konularda özenle hazırlanmış, kolay erişilebilir, özlü cep kitaplarından oluşmaktadır. İleri gelen düşünürler tarafından yazılmış bu kitaplar kültürel ve tarihî konulardan bilimsel ve teknik konulara uzanan bir yelpazede uzman bakış açısı sunmaktadır. İçinde bulunduğumuz anlık bilgi hazzı çağında görüşlere, gerekçelendirmelere ve yüzeysel açıklamalara kolayca erişebiliyoruz. Çok daha zor olansa dünyaya dair ilkelere dayalı bir anlayış geliştirmemizi sağlayacak temel bilgiyi edinebilmek. Gerekli Bilgiler serisi bu ihtiyacı karşılıyor. Uzman olmayan okurlar için özelleşmiş alanlarda bilinenleri bir araya getiren ve önemli konu başlıklarını temel bilgilerle birbirine bağlayan bu kitapların her biri karmaşık fikirlere bir erişim noktası sağlamaktadır.
Hayvan Kuramı
-Eleştirel Bir Giriş, Derek Ryan, Çev. Ayten Alkan, İletişim Yayınları, 2019, 238 s.
Derek Ryan Hayvan Kuramı’nda, “hayvan” ve “hayvanlık”ı teorik tartışmalar ışığında inceliyor. Bunu yaparken Friedrich Nietzsche’nin materyalist ontolojisinden Donna Haraway’in feminist felsefesine; Sigmund Freud ve Jacques Lacan’ın psikanalizinden Peter Singer, Tom Regan ve Martha Nussbaum’un ahlâk felsefesine; Martin Heidegger ve Maurice Merleau-Ponty’nin fenomenolojisinden Derrida, Deleuze ve Félix Guattari’nin postyapısalcı felsefesine; Carol Adams’ın vejetaryen kuramından Cary Wolfe ve Rosi Braidotti’nin post hümanizmine uzanan disiplinlerarası bir yöntem izliyor, akademideki hayvan kuramının izini sürüyor.
Kadınlar Irk ve Sınıf
Angela Y. Davis, Çev. Selda Arıt, Heretik Yayncılık, 2019, 286 s.
Angela Y. Davis, ırkçılık karşıtı siyah özgürleşme mücadeleleri bağlamında ABD feminist hareketinin eleştirel ve karşılaştırmalı analizi ile başlar bu öncü çalışmasına. İlk olarak, beyaz feminist ve kölelik karşıtı hareketin sınıfsal ve ırkçı çelişkilerini maharetle gözler önüne serer. Bu çelişkiler hiç de sıradan değildir. Davis, ırkçılığın beyaz feminist hareket içerisine sızdığı oyukları çeşitli tartışma ve meseleler üzerinden teker teker ortaya çıkarır. Örneğin, Amerikan iç savaşı ertesinde, kadınlar için oy hakkı hareketi ile ırkçı güneyli siyasetçiler arasında, oy hakkının kadınlara tanınması ancak siyahların bu haktan mahrum bırakılması yönündeki ittifak bunlardan sadece biridir. Ancak Davis’in klasik niteliğindeki bu çalışması, birlikte yürütüldüklerinde mücadelelerin hedeflerine ulaştığını da gösteren deneyim ve örneklere doludur. Davis, siyah kadınların bazı talepleriyle hem beyaz kadınların hem de ırkçı baskı altında yaşatan diğer birtakım grupların taleplerinin ortak olduğunu; keza ırkçılığın farklı bir yüzünü tecrübe eden siyah erkeklerin de siyah kadınlarla birlikte aynı mücadelenin parçası olduklarını önemle vurgular.
Makine Çağında insan olmak- Merhaba Dünya
Hannah Fry, Çev. İpek Güneş Çığay, Hep Kitap, 2019, 254 s.
Merhaba Dünya kitabı, okuru günlük hayatta etrafını kuşatan algoritmaların iyi, kötü ve çirkin dünyasına götürmeyi hedefliyor. Gerçek hayattan hikayelerle algoritmaların gücünü anlatmaya ve insanların bu sınırları keşfetmesine yardımcı olmayı hedefliyor. Çalıştığı üniversitede insan davranışlarındaki kalıpları incelemek amacıyla matematiksel modellemeleri kullanan Fry, kitabında şu soruların yanıtlarını veriyor; ir suç işlediğinizde cezanıza kim karar versin istersiniz? Matematiksel açıdan tutarlı ama empatiden yoksun bir algoritma mı yoksa önyargılı bir hâkim mi? Sürücüsüz bir araba almak isteseniz bir kaza anında çoğunluğun hayatını kurtarmak üzere programlanmış bir araba mı tercih edersiniz yoksa yolcusunu koruyanı mı? Peki araştırmacıların kanserin tedavisini bulmasına yardımcı olacağını söyleseler ailenizin tıbbi tarihini paylaşır mısınız?
Kozmostaki Evimiz
Martin Rees, Çev. Ilgın Yıldız, Say Yayınları, 2019, 200 s.
10 milyar ışık yılından daha uzakta, yani gözlemlenebilir evrenin sınırlarının ötesinde neler olduğunu hiç merak ettiniz mi? Peki, bu sınırın ötesinde bir yerlerde Dünya’nın, hatta güneş sisteminin, hatta hatta Samanyolu’nun bir kopyasının var olabileceğini, hele de evren sonsuz ise buna neredeyse kesin gözüyle bakılabileceğini hiç düşündünüz mü? Bir yerlerde sizin de bir kopyanız yaşamış, yaşıyor ya da yaşayacak olabilir… Kozmostaki Evimiz evrene bakış açınızı eğen bir kitap… Evrene dair, bulabileceğiniz en açık seçik anlatım. … Sadece Evrenin yaşama olanak tanımasına değil, Martin Rees kalibresinde bir bilimcinin onu bize açıklamaya istekli olmasına da şükretmeliyiz.
Yaratıcı Tür
-Fikirler Dünyayı Nasıl Yeniden Yaratıyor, David Eagleman-Anthony Brandt, Çev. Zeynep Arık Tozar, Domingo Yayınevi, 2019, 304 s.
Ünlü nörobilimci David Eagleman ve besteci Anthony Brandt şu sorunun peşine takılıyor: İnsanlığın yaratma becerisi ve güdüsünün temelinde yatan şey nedir? Zihnimizdeki yaratıcı yazılım nasıl çalışıyor, ona neden sahibiz ve bizi nereye götürüyor? Yaratıcı Tür, Picasso’dan konsept arabalara, şemsiyelerden Ay’a seyahate, eğitim sistemimizden ketçap şişelerine kadar uzanıp yaratıcı zihni mercek altına alan etkileyici bir yolculuk. Nörobilimdeki en yeni bulgulardan faydalanarak sahip olduğumuz bu derin, gizemli ve en önemli insan becerisinin temel işleyişini ilk kez böylesine görünür kılıyor ve hepimiz için daha yaratıcı bir geleceğin kapılarını aralıyor.
Cemaat ve Cemiyet
Ferdinand Tönnies, Çev. Emre Güler, VakıfBank Kültür Yayınları, 2019, 456 s.
Cemaat ve Cemiyet, birliktelik duygularının temel teşkil ettiği cemaatlerin “topluluk” ruhuyla, bireysel yaşamların belirleyici olduğu cemiyet yaşamını, yani modern “toplum”u karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele alıyor. Kitap boyunca Tönnies bir yandan ele aldığı karşıtlıkların teorisini geliştirirken, bir yandan da doğal irade ile insan iradesi arasında bir denklem kuruyor. Kırsal-kentsel mekânlarda, geleneksel-modern yaşam formlarında, duygusal-rasyonel ilişkiler ekseninde, insanların davranışlarına hangi unsurların yön verdiğini açıklayan Cemaat ve Cemiyet, sadece Tönnies’in düşünce dünyasını değil, onu takip eden Alman sosyoloji geleneğini de anlamak için çok önemli bir kaynak. Okurlar kapitalizm, bireyselcilik ve kent sosyolojisi gibi alanların, Weber, Sombart ve Simmel gibi düşünürlerin fikrî tohumlarını Cemaat ve Cemiyet’te bulacak…
Umut Kendi Enkazından
Armağan Ekici, Everest Yayınları, 2019, 300 s.
Lacivert Taşından Tabletler ile 2006 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazanan Armağan Ekici, denemelerinin bu ikinci cildinde 2015-2018 arasındaki yazılarını derliyor. Homeros, Shelley ve Ambrose Bierce’dan başlayıp, Lewis Carroll, James Joyce, Flann O’Brien, Ahmet Hamdi Tanpınar, Antonin Artaud, Nikos Kazancakis, Behçet Necatigil, Oktay Rifat, Enis Batur üzerinden edebiyatın bugünün dünyasıyla bağlantılarını arıyor, çeviri meseleleri üzerine okurla birlikte düşünüyor. “Bazen, yakın arkadaşlarımın bana (hayır, Joyce ile ilgisi olmayan bir konuda) ‘bu yaptığımız delilik mi?’ diye sordukları oluyor. Şimdiye kadar hep aynı cevabı verdim: “Bırak delilik olsun, akıllılardan ne hayır gördük?” Evet: arkadaşlar, buyrun bakın, ‘akıllı’lara göre kurulmuş dünyanın hali ortada. (Beckett’ın da sevdiği ‘Dünya ve Pantalon’ fıkrasını hatırlayın.) Bıærakın akıllılar bildiklerini okusunlar; hayatımıza katılan pek çok güzellik, birilerinin delilik etmesi sayesinde ortaya çıkıyor.”
Güzel Günlerimiz Oldu
Sami Karaören Haz. P. Şükran Sabanuç, Mukadder Özgeç, Ömer Özgeç, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019, 2019, 192 s.
Sami Karaören öncelikle Cumhuriyet gazetesi okurlarının iyi tanıdığı, anımsayacağı bir ad. Otuz iki yıl Cumhuriyet’in Yazı İşleri Müdürü olarak çalışmış, Türk Dil Kurumu’nun en üretken döneminde on altı yıl yönetimde bulunmuş bir Cumhuriyet aydını. Sami Bey yaşadığı döneme içindeyken uzaktan ve nesnel bir gözle bakabilmeyi başarmış, karşılaştığı kişileri yıllar sonra değil, o sırada değerlendirebilmiş ve bu niteliğinin kendisi de ayrımında olarak yaşamış bir yazar. –Kimler yok ki bu kişiler arasında: Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat, Cahit Külebi, Peyami Safa, Yahya Kemal, Vâlâ Nureddin, Halim Şefik, Dağlarca, Ahmet Muhip Dıranas ve Tahsin Yücel, vd.– Pişmanlıkları olmayan, kendinden hoşnut, görevini yerine getirmiş olmanın verdiği dinginlikle geçmişi anlatan, mutlu bir kişi. Üç yıl süren görüşmelerin ürünü olan bu anıları P. Şükran Sabanuç, Mukadder Özgeç ve Ömer Özgeç derledi: “Sami Bey’le döneminin önemli bir gazetecisi olduğu düşüncesiyle başladık konuşmalarımıza. Ama o bu sohbetlere bir şey daha ekliyordu: Şiirler… Onun gazeteciliğiyle yan yana giden bir tutkusunun da şiirler ve yazın olduğunu gördük. Çok sayıda Türk şiirini sık sık, takılmadan okuyordu bize. Güçlü belleğini bir de şiirlerle sınıyordu sanki. Ardından okuduğu şiirle ilgili yorumlarını, varsa şairiyle küçük bir anısını dile getiriyordu. Sami Bey anlatır anlatır, bir sessizlik olduğu anlarda ‘Güzel günlerimiz oldu,’ der sık sık. Yani bu kitabın başlığını o belirlemiş oldu böylece. Gerçekten de hep güzel günlerini, güzel kişileri anlattı bize. Bir şeyleri saklamak için değil, öyle yaşadığı için…”
Manzaralar
John Berger, Çev. Beril Eyüboğlu, Özlem Dalkıran, Oğuz Tecimen, Metis Yayıncılık, 2019, 264 s.
Berger’ın tüm yapıtı yeniden hayal etmeye, farklı biçimlerde görmeye bir davet niteliğinde. Yazı yazmak Berger için her zaman “devrimci” bir eylem olmuştur. Berger’ın düşüncesini şekillendiren bireylerden –demek yoldaşlardan– söz eden yazıları bir araya getiriyor Portreler’in kardeşi Manzaralar: Antal, Raphael, Brecht, Barthes, Benjamin. Yanı sıra haritalar, patikalar, mekânlar, köyler, kasabalar, kentler, tarihsel zamanlar. Özetle bir “hikâye anlatıcısı”nı oluşturan, var eden şeyler.
Hukuk Nedir?
Cemal Bâli Akal, Zoe Kitap, 2019, 280 s.
Hukuk nedir? Cevap fazlasıyla açık ve basit gibi görünüyor. Oysa Cemal Bâli Akal’ı tanıyan okuyucular, bu kitapta “hukuk şudur ya da budur” gibi beylik cevaplara yer verilmediğini tahmin etmiş olmalılar. Bu tahminlerinde de haklılar. Benzer sözcüklerin tarihte hiç değişmeden kalan benzer anlamlara sahip olduklarına ilişkin inancın, insanı kolaycı çözümlere yönelten vahim bir hata olduğunu gösteriyor ve ezberci “bir” hukuk tanımına karşı çıkıyor Akal. Ve yine kendisinden bekleneceği gibi, bir yandan hayatın sonsuz değişkenliği içinde metafizik cevapların yetersizliğini gösterirken, diğer yandan farklı tüm hukukların ortak aslî unsurlarını yakalama arayışından vazgeçmiyor. İdealist genel kabulleri, hâkim muhafazakâr anlayışları ve ataerkil zihniyeti kuşkuyla karşılayıp, literatürdeki önemli bir boşluğu dolduran bu arayışa ortak olmak isteyenler için.