Biliminsanları koronavirüs kaynaklı COVID-19 hastalığı nedeniyle gerçekleşen ölümleri incelerken, kalp hastalarının özellikle “savunmasız” durumda olduğunu fark etti.
COVID-19 hastalığı nedeniyle yaşanan ölümlerin Çin’i geride bıraktığı İtalya’da sağlık yetkilileri 17 Mart günü yaşamını yitiren 355 kişinin yüzde 76’sında hipertansiyon ve yüzde 33’ünde ise kalp hastalığı olduğunu açıkladı. Çin’de 44.000 COVID-19 hastasının bulunduğu dönemde yapılan bir çalışma, genel ölüm oranı yüzde 2.3 iken kardiyovasküler bir hastalığı olanlar için bu oranın yüzde 10,5’a çıktığını belirtiyor. Araştırmacılar enfeksiyonların genellikle başka sağlık problemleri olan kişilerde ağır bir seyir izleyebileceğini belirtiyor. Araştırmacıların tahminlerine göre, COVID-19 hastalığının etmeni olan SARS-CoV-2 virüsü, hücrelere girişi nedeniyle kalp için özel bir tehlike oluşturabilir. SARS-CoV-2 virüsü bir hücreye giriş yapmak için ACE2 adı verilen bir proteine bağlanır. Bu protein akciğer hücrelerinde bulunur ve virüsün bu hücrelere girişine aracılık eder. Böylelikle virüsün solunum yolu semptomlarına neden olmasına izin verir. Ancak ACE2 proteinleri kalp kası hücreleri ve kan damarlarını oluşturan hücreler üzerinde de bulunur.
Nature Reviews Cardiology portalında yayınlanan bir çalışmada biliminsanları, “ACE2’ye bağlanma durumu göz önüne alındığında, COVID-19 kalbe doğrudan zarar verebilir” diyorlar. Salgının başladığı yer olan Çin’in Wuhan kentinde COVID-19 hastaları üzerine yapılan bir çalışmada, hastalarda miyokardiyal hasar yani kalp hücrelerinin ölümünün gerçekleştiği ortaya koyulmuştu.
ACE2 proteini, SARS-CoV-2 için giriş noktası oluşturmaktan çok daha fazlasıdır. Söz konusu protein, kan basıncının dengelenmesinde görev alan ve kardiyovasküler sistem ile böbreklerin işlevini düzenleyen geniş bir hormon sisteminin parçasıdır. Hipertansiyon veya kardiyovasküler bir hastalığı olan kişilerde, bu hormon sisteminin diğer kısımlarını hedefleyen ilaçlar kan basıncını düşürmek için yaygın olarak reçete edilir. Bu ilaçların bazıları kalpteki hücrelerde daha fazla ACE2 proteini üretilmesine neden olabilir. Söz konusu durum hayvan deneyleriyle kanıtlanmıştır. Ancak bu durum ile COVID-19 hastalığının seyri arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar henüz yapılmamıştır. Ayrıca COVID-19 hastalarının ve bu hastalık nedeniyle yaşamını yitiren kişilerin kullandıkları ilaçları açıklayan bir raporlama çalışması da henüz yapılmadı. Bu nedenle kalp hastalıkları uzmanları herhangi bir resmi açıklama olmadan bu ilaçların bırakılmaması gerektiğini sıklıkla vurguluyor.
SARS-CoV-2’nin kalbi hedefleme olasılığının yanı sıra, enfeksiyonların altta yatan başka tıbbi durumlar nedeniyle kalbi etkileyebileceği üzerinde duruluyor. Enfeksiyonlar, hali hazırda kardiyovasküler hastalıklarla mücadele eden kişilerin kalbine aşırı yük binmesine de neden olabilir. Çünkü solunum yolunu etkileyen enfeksiyonlar kalpte iş yükü artışlarına sebebiyet verebilir. Kardiyolog Scott Solomon, “Bu durum, kalbinizin oksijen ihtiyacını dengelemek için daha fazla çalışma ihtiyacı duymasına neden olur” diyor.
Biliminsanları, COVID-19 hastalığı sırasında kalbin çalışma durumundaki değişimleri incelemeye devam edecekler. Şimdilik, hastaların sık sık ellerini yıkamalarını ve sosyal mesafelenmeyi öneriyorlar.
Kaynak: SCIENCE NEWS
