Koronavirüs küresel salgını ile mücadelede önemli meslek gruplarından biri olan eczacılar, ilaç satışından halkı bilinçlendirmeye kadar pek çok noktada görev alıyorlar. Eczaneler, maske satışının yasaklanmasının ve toplu taşımada maske kullanımının zorunlu hale gelmesinin ardından oluşan kafa karışıklığında yurttaşların bilgi almak için başvurdukları ilk yer oldu. Eczacılar, üretici fiyatlarındaki artışın eczanelerdeki satış fiyatlarına yansıması nedeniyle tepki gördüler ancak koronavirüs salgını sürecinde kritik bir role sahipler. Salgın sürecinde eczacılar neler yaşıyor? İstanbul’da COVID-19 hastalığına yakalanmış kaç eczacı var? Ücretsiz maske dağıtımı nasıl yapılacak? İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Zozan Padel sorularımızı yanıtladı.
“İstanbul’da eczanelerden maske dağıtımına başlandı”
1) Cumhurbaşkanı’nın açıklamasının ardından eczanelerde ve marketlerde maske satışı yasaklandı. Marketlere maskesiz gidilemiyor, toplu taşıma araçlarına maskesiz binilemiyor. Maskeler nereden temin edilecek? Eczanelerin maske temininde bir rolü olmalı mı?
Maskelerin satışa yasaklanması kararı hızlıca alınan bir karardı. Cumhurbaşkanının açıklamasının ardından İçişleri Bakanı, hemen ardından da Sağlık Bakanı maskelerin satılamayacağını ifade etti. Bu noktada biz eczacılar olarak maske dağıtımına talip olduk. Maske dağıtımı açısından en uygun ve en güvenilir nokta eczanelerdir. Maskeler ücretsiz bir şekilde dağıtılacaksa, eczanelerden dağıtılmalıdır dedik. Bugün itibariyle eczanelerden maske dağıtımı başladı. Maske dağıtımı 20 ila 65 yaş arasındaki vatandaşlara 10 gün için beş adet maske olacak şekilde gerçekleştiriliyor. Yedi günde beş maske dağıtımı da gündemde, değişim olup olmayacağını süreç gösterecek. Maskeler eczanelere gönderiliyor, vatandaşlar telefonlarına gelen kod ile birlikte maske temini yapabiliyorlar.
Bugün İstanbul’da 20 ila 65 yaş arasındaki vatandaşlara maske dağıtılmaya başlandı. Çok büyük bir ihtimalle yarın Ankara’da da dağıtıma başlanacak ve süreç içerisinde bütün illerde dağıtım yapılacak. Sağlık Bakanı’nın açıkladığı gibi vakaların yüzde 60’ı İstanbul’da ve Türkiye’deki eczanelerin neredeyse dörtte biri İstanbul’da bulunuyor. İstanbul bu anlamda çok önemli bir şehir. Ancak eksiklikler var, maske dağıtımı için belirlenen sayı yeterli değil ve ayrıca maskeler bize 50’li paketlerde gönderildi. Bizim maskeleri o paketlerden beşer beşer ayırıp dağıtmamız gerekiyor. Bu sırada hijyen koşullarına son derece dikkat etmeliyiz. Eğer dikkat edilmezse, maske dağıtımı ile birlikte bir taraftan da hastalığı yaymış olursunuz. Steril bir şekilde hazırlanıp beşerli paketlere konulmuş olarak gönderilmiş olsaydı çok daha iyi olurdu. Bu noktada da eczanelerin dağıtım yeri olmasının doğru bir uygulama olduğunu anlıyoruz. Çünkü marketlerden veya başka bir noktadan dağıtım yapılsa, dağıtım yapan kişinin maske dağıtımı için gerekli olan hijyen koşullarına yeterince uymasını bekleyemeyiz.
Vatandaşlar telefonlarına gelen kod ve TC kimlik numaraları ile maske temini yapabiliyorlar ancak burada bir takım handikaplar var. TC vatandaşı olmayanlar, telefonları olmayanlar, maske dağıtımı için doldurulan forma aynı telefon numarasını bildirmiş kişilere maske dağıtımı yapılamıyor. Diğer yandan 20 ila 65 yaş arasında dışarı çıkan kişilerin geneli çalışanlar, sabah işe giderken bir maske takıyorlar, akşam işten dönerken bir maske daha takıyorlar. Sabah ve akşam aynı maskeyi kullanmaları doğru değil. Bu kişilerin iş yerinde maske takmak zorunda kalmadıkları düşünülürse, gün içinde en azından iki tane maske kullanmak durumundalar. Yedi günde veya 10 günde beş maske dağıtımı bu kişiler için yeterli olmayacak. Sağlık Bakanlığı’ndan bu durumla ilgili bir talebimiz daha olacak, eczaneler ücretsiz olarak maske dağıtımına devam etsin ancak belirli bir kota dahilinde maske satışı da yapabilsin. Bizler eczacılar olarak pandeminin başlangıcından beri en ön cephede olan kişileriz, halka sağlık ve ilaç danışmanlığı yapmayı sürdürdük. Devletin eczanelere gönderdiği maskeleri dağıtalım ancak ek olarak maske ihtiyacı olan kişiler için maske satışı da yapabilelim.
Örneğin bir kişi maskeyi temin ettikten sonra eczanenin kapısından çıkarken maskeyi düşürdü veya kişi maskesini sık değiştirmek istiyor, maskeye ulaşamadığı durumda sıkıntı yaşayacak ve bu durum –eğer altta yatan böyle bir rahatsızlığı varsa- panik atağı tetikleyebilecektir. Psikolojik rahatsızlıkları olan hastalarımız var ve maskelerini sık değiştirmek istiyorlar, eğer bu gerçekleşmezse atakları tetiklenebiliyor. Devletin maske teminini ücretsiz hale getirmesi çok yerinde bir adım ancak maske dağıtımı şu anda yetersiz bir noktada. Bu nedenle ücretli bir şekilde maske temin etmek isteyen kişiler için eczanelere satış kotası konularak maske satış izni verilmeli.
2) Eczanelerde satılan maske, dezenfektan, kolonya ve eldivenlerin fiyatlarının yüksek olmasının nedeni nedir?
Eczanelerdeki satış fiyatı, üreticilerdeki satış fiyatı arttığı için yükseldi. Bu bir arz-talep dengesi, talep çok artınca sonucu fiyatlara yansıyor. İlk etapta Türkiye’den yurt dışına çok sayıda maske gönderildi. Yurt içinde maske yetersizken dışarıya maske gönderildiği zaman yurt içindeki maske fiyatlarında yükselme yaşanır. Bu noktada fırsatçılık yapan üreticiler de vardır elbette. Maske ve diğer ürünlerin hali hazırda satıldığı bir süreçte, yüksek fiyattan satış yapan üreticiler de olabilir. Salgının ilk günlerinde Türkiye’de kolonya sıkıntısı da yaşandı. Birkaç gün hem eczanelerde hem de marketlerde kolonya bulunamadı. Hiç bilmediğimiz kolonya markaları bir anda normal satışının iki üç katı fiyatla piyasaya çıktı. Biz eczacılar olarak vatandaşların talebini karşılamak için üreticiden aldığımız fiyattan satış gerçekleştirdik. Pek çoğumuz dezenfektan, kolonya, maske gibi ürünlerin satışında alış fiyatımızın üzerine kâr eklemeden satış yaptı. Normal şartlarda 17 liraya aldığımız bir ürünü 45 liraya alıp 45 liraya sattık. Tepkiler nedeniyle ürünün alış fiyatını fatura üzerinden vatandaşlara gösteren, faturaları eczanelere asan meslektaşlarım oldu. Fahiş fiyata aldığımız ürünlerin fiyatları üzerine kâr eklemeye utandık.
İstanbul’da COVID-19 hastası olan kaç eczacı var?
3) Eczaneler ve eczacılar da koronavirüs bulaşında yüksek risk altında sayılabilir mi? COVID-19 hastalığına yakalanan kaç eczacı var? Eczacılar bu süreçte neler yaşıyor?
Salgın açısından risk altındaki meslek gruplarından biriyiz. Çünkü COVID-19 hastaları eczaneye ilaçlarını almaya geliyor. Bir dönem, devlet organize olana kadar, bazı ilaçlara ulaşmak zor olduğu için bu hastalar eczane eczane dolamak zorunda kaldılar. Bulaş riski açısından tehlike altındayız. Şimdiye kadar İstanbul’da 20 meslektaşımıza COVID-19 teşhisi konuldu. Bir meslektaşımız yaşamını yitirdi, bir meslektaşımız da yoğun bakımda entübe edilmiş durumda.
“En temel görevlerimizden biri halkı bilinçlendirmektir”
4) Eczanelerin koronavirüsle mücadelede rolleri nedir, ne olmalıdır? Eczacılar neler yapabilir?
En temel görevlerimizden biri halkı bilinçlendirmektir. 65 yaş üstü olup sokağa çıkarak eczaneye gelen insanlara evlerine gitmeleri gerektiğini söyledik. Özellikle semt eczanelerinde bu durumla sıklıkla karşılaşıldı. Halka salgının ciddiyetini anlattık, alınabilecek önlemlere dair bilgi verdik. İlaç ihtiyacını karşılamaya da devam ediyoruz. Hem koronavirüs tedavisi için hem de diğer hastalıklar için kullanılan ilaçlarla ilgili bilgi veriyoruz. İlaçların doğru kullanılması gerektiğini belirtiyoruz.
5) Eczanelerde ne gibi önlemler alınıyor? Oda olarak üyelerinizi korumak için aldığınız önlemler var mı?
Biz eczacılar olarak kendi önlemlerimizi almaya çalıştık. Maske, tulum ve gözlük kullanmaya başladık. 1 metrelik mesafenin korunması adına tezgâhların önüne bantlar, şeritler çektik. İnsanların eczane içinde mesafeli durmasını sağlamak için düzenlemeler yaptık. İstanbul Eczacı Odası olarak insanların eczane içerisine birer birer alınmasına ilişkin bir karar aldık. Yine oda olarak, meslektaşlarımıza tulum ve siperlik dağıttık. Bunlar bir noktaya kadar yeterli önlemler, bu anlamda devletten de beklentilerimiz var. Koruyucu ekipman anlamında eczanelere ve eczacılara destek olunmasını bekliyoruz.
Bireysel olarak eczanelerinin önüne branda çeken meslektaşlarımız oldu. Bir kısmı koruyucu gibi görünen ama aslında zarar veren uygulamalar da olabilir. Mesela eczane kolaylıkla havalandırılamayacak bir eczane ise branda çekmek daha tehlikeli olabilir. Oda olarak üyelerimizi bilgilendirmek açısından afiş ve broşürler hazırladık. Bir COVID-19 kütüphanesi hazırladık, internet sayfamızdan takip edilebiliyor. Bu kütüphane içerisinde bilimsel yayınlardan koruyucu ekipmanların nasıl giyilmesi gerektiğine kadar pek çok bilgi yer alıyor. Hastalar için bilgilendirici broşürler hazırladık. Eczanelere birer birer girilmesi, koruyucu mesafeye dikkat edilmesi gerektiğini vurguladık.
Eczacı arkadaşlarımıza tulum ve siperlik dağıtımı yapmıştık, gelecek haftadan itibaren kendi kullanımları için yüzey ve el dezenfektanı dağıtacağız. Kendisi veya çalışanının COVID-19 hastalığına yakalanmış olmasından dolayı eczanesi kapanan eczacılar için de eczanelerinin kapalı kaldığı süre boyunca geçerli olacak bir maddi destek paketi hazırladık. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz, sağlıklı günlerde buluşmak üzere.