Ana Sayfa Bilim Gündemi Covid aşısı kolumuza en erken ne zaman vurulabilir?

Covid aşısı kolumuza en erken ne zaman vurulabilir?

962
0

COVID-19 salgını dünyayı gittikçe daha fazla zorlamaya başlayınca aşı konusu, üzerinde en fazla spekülasyon yapılan başlıklardan biri haline geldi. İnsanlar şu anda araştırma laboratuvarlarında aşının icadıyla, aşının koluna vurulacağı tarihi birbirine karıştırmış halde. Basında dolaşan bu yıla ait tarihlerin büyük bölümü aşının bulunacağını tahmin eden tarihler. Aşının kolunuza erişmesi ise bundan ancak aylar sonra olacaktır.

Faz III aşaması nedir?
Güvenli ve etkili bir aşı için genelde Faz I, II ve III şeklinde tanımlanan, üç aşamalı bir test süreci gerekir. Faz III, tüm araştırma sürecinin yaklaşık % 70’ni kaplayan, en uzun ve masraflı aşamadır.(1) Bu fazda çok farklı insan gruplarında (cins, yaş, etnik köken, eş zamanlı hastalığı olanlar vb.) aşının dozu, güvenliği ve vücutta yaratacağı bağışıklık yanıtının etkinliği araştırılır. Denemeler sırasında gerçek aşı yanında bazı gönüllülere tesirsiz başka bir aşı da (plasebo) vurulur. Bu iki grup arasındaki fark büyük (anlamlı) ise aşının etkili olduğuna karar verilir.

Faz III aşı testi için SARS-CoV-2 virüsüyle hiç karşılaşmamış binlerce gönüllü bulunması gerekir. Aynı zamanda bu işi farklı hastanelerde (ve hatta ülkelerde) yürütecek kalabalık bir sağlık ekibi kurulmalı ve çalışmaları koordine edilmelidir. Denemeye katılan gönüllülerde 12 ay boyunca belli aralıklarla birçok tıbbi kontrolün yapılması lazımdır. Gönüllülerin yaşadığı bölgeler, hastalığın yoğun görüldüğü yerler olmalıdır. Çünkü gönüllüler virüsle karşılaşmaz ise aşının koruyuculuğu anlaşılamayacaktır. Aynı şekilde, üretilen aşı sadece birkaç ay süren kısa süreli bir bağışıklık sağlıyorsa işe yaramayacaktır, çünkü aşıyı aynı kişiye senede 4-5 kere vurmak mümkün değildir. Mevsimsel grip aşılarında olduğu gibi hiç olmazsa “en az” 6 aylık güvenilir bir koruma sağlamalıdır. Aşı uzun süreli ama zayıf bir koruma sağlıyorsa yine işe yaramayacaktır çünkü bu durumda virüs birçok insanı infekte etmeyi sürdürecektir.

Aşı denemelerinde hayal kırıklıklarının en fazla yaşandığı aşama Faz III’tür, çünkü denemeler artık binlerce insan üzerinde yapıldığı için, istatistiki olarak birbiriyle uyumlu ve anlamlı sonuçlar elde etmek daha güç hale gelecektir. Örneğin aşı doz ayarının belirlenmesi çok zahmetlidir. Aşıda ne miktarda antijen bulunmalıdır ki, kanda yeterli miktarda antikor ürettirebilsin? Gereğinden yüksek dozda aşı uygulanırsa bazı gönüllülerin (ör., çok yaşlıların ve çocukların) yaşamı tehlikeye atılmış olur. Aşı dozu düşük tutulursa bu kez de üretilen antikor miktarıyla SARS-CoV-2’ye karşı etkin bir koruma sağlanamaz. Sözgelimi yaşlılarda bağışıklık sistemi zayıf olduğundan bir genç için yeterli olacak aşı dozu onlarda etkisiz kalacaktır.

Diyelim ki farklı gruplar için doz ayarları saptandı bu kez de aşıya karşı üretilen antikorların kan dolaşımında ne süreyle etkili olduğunun öğrenilmesi gerek. Bunu için aylarca gönüllülerdeki durumu izlemek lazımdır. Bu arada kimi zaman bir doz aşının yeterli olmadığı da görülebilir ve hepatit B aşısı gibi arayla en az iki doz aşı yapılması gerekebilir. Ya da etkisi 4-5 yıl sürmeyen bir bağışıklık yanıtı oluşuyorsa belki de grip aşıları gibi COVID-19 aşısının da tek doz ama her yıl vurulması gerekebilir. Antikor ölçümleri için deney protokollerinin de iyi hazırlanması lazımdır. Aşıdan daha da önemlisi vücutta üretilen antikorun “gerçek virüse karşı” ne kadar etkili olduğunun antijen-antikor bağlanma deneyleriyle saptanması gerek. Vücudu infekte etmiş virüsü etkisiz hale getirmeyen antikor işe yaramayacaktır.

Oxford Aşı Grubu testleri
WHO’nun bildirdiğine göre, şu anda üzerinde çalışılan 140’a yakın aşı adayından çok büyük bölümü henüz Faz I ve II denemelerindedir. Bunlardan Faz III aşamasına geçenlerin sayısı 23’tür. Sözgelimi aşı yarışının en ön grubunda bulunan ve Faz III’e geçen Oxford Üniversitesi denemeler için uygun gönüllülerin seçimine devam etmektedir. Örneğin, 22 Haziran 2020 tarihli Gönüllü Bilgilendirme Formu’nda görüldüğü kadarıyla, 2. aşı dozunun uygulanacağı Gruplar 5b, 5c (18-55 yaş grubu) ve Grup 6 (18 üstü bütün yaş grupları) için gönüllü alımı halen devam etmekte ve katılımcılara çalışmanın 12 ay süreceği bildirilmektedir.(2) Yani testlerin gelecek yılın Haziran ortasına kadar süreceği anlaşılmaktadır.

Aşı yarışının en ön grubunda bulunan ve Faz III’e geçen Oxford Üniversitesi denemeler için uygun gönüllülerin seçimine devam ediyor. Ancak testlerin gelecek yılın Haziran ortasına kadar süreceği anlaşılıyor.

Üniversitenin yakınındaki ve İngiltere’deki bazı hastanelerde hazır olan birkaç grupla Faz I (18-55 yaş arası 510 kişi) ve Faz II (55 yaş üstü) denemelerine Nisan 2020’den itibaren başlanmıştır. Haziran’ın üçüncü haftasına kadar (Faz 1-II-III grupları dahil) toplam 2500 gönüllüye aşı vurulmuştur ve izlemeleri sürmektedir. Testlere katılacak toplam gönüllü sayısı ise yaklaşık 10.500 olarak tasarlanmıştır (çocuklar bu sayıya dahil değildir).(2,3) Bu arada Brezilya ve Güney Afrika da Oxford Aşı Grubu’nun denemelerine katılmıştır.

Önümüzdeki sonbahar çıkacak aşı hakkında…
Oysa son birkaç aydır basında proje liderlerinden Prof. Sarah Gilbert’in açıklamalarına dayanarak Oxford Üniversitesi’nin Eylül 2020’de aşıyı hazır edebileceği haberleri çıkıyor. Umuda aç insanlara basın konuyu yine açık şekilde aktarmamaktadır ne yazık ki. Aşıya resmi onay alınabilmesi için yukarıda ana hatları verilen 12 aylık Faz III deneme takviminin mutlaka kurala uygun şekilde tamamlanması gerekmektedir. Fakat durumun aciliyetinden dolayı aşı geliştirme ekibi, testler devam ederken, aynı zamanda, test edilen aşının beş, on milyon dozluk ön üretimin de yapılmasına karar vermiştir. Şayet aşının ön klinik test sonuçları başarılı çıkarsa, en riskli grupların (ör., sağlık çalışanları ve yaşlıların) aşılanmasına, elde hazır olan bu aşılarla hemen başlanması planlanmıştır. Bu ideal senaryonun başarısı iki etmene bağlı:

1) Hiçbir ters sonuç çıkmaması ve Faz III testlerinde aşının virüse karşı güvenli ve etkili bir koruma sağladığının görülmesi. Bu acil durum planında, testlerin gelecek yılın sonuna doğru çıkacak kesin bilimsel sonuçlarının beklenmeyeceği anlaşılmaktadır.

2) Testler sürerken, üretici firmanın (AstraZeneca) milyonlarca dozluk aşıyı hazır etmesi.

Görüldüğü gibi bu plan, normalde yıllarca süren ve çoğu durumda başarılı olamayan standart aşı geliştirme çalışmalarının epey hızlandırılmış, riski yüksek bir versiyonu. Şayet olur da, Eylül’de aşının hazır olduğu haberi çıkarsa bu aşı, testleri uygun şekilde yapılmış bir aşı olmaktan çok “çaresizliğin zorladığı” aceleye gelmiş bir aşı olacaktır. Şayet bu aşının insanlara hemen vurulmasına karar verilirse, kimi sağlık risklerinin hatta yaşam kayıplarının göze alındığı anlaşılacaktır.

En yeni makale

Uzman tahmini 2021 ortasından önce aşı için hiçbir ihtimal görmüyor. Bu konuda zaman zaman gönlümüzü okşayacak ama temelsiz haberler duyulacaktır; bu nedenle WHO ve güvenilir bilimcilerden gelecek bilgilere itibar etmek gerekir.

Oxford Aşı Grubu’nun The Lancet dergisinde 20 Temmuz 2020 tarihinde online olarak yayımladığı en son bulgulara göre, 23 Nisan ve 21 Mayıs 2020 tarihleri arasında, “18-55 yaş grubuna dahil, sağlıklı” 1077 katılımcı ile yürütülen aşı test denemelerinden olumlu sonuçlar alınmıştır. Bu denek grubunda aşının güvenli ve immünogenik olduğu belirlenmiştir. Ergin gönüllülerden güvenilir bilgiler elde edildikten sonra denemelere çocuklar da alınacaktır.(4) Çok daha fazla sayıda ve farklı nitelikte denekte aynı sonuçlar elde edilirse Oxford aşısı yarışta ipi göğüsleyebilir. Fakat 55 yaş üstünde ve farklı coğrafi ve etnik gruplarda hâlihazırda yürütülen denemelerin Faz III’ün en zorlu aşaması olduğu da akılda tutulmalı. Hepsi aynı türe dahil olsa da, gözleri, saçları, yüzü, derisi gibi moleküllerinde de küçük farklılıkları olan 7,8 milyar farklı insan yaşamaktadır dünyada.

Aşı üretimi aşaması
İnsan denemeleri tamamlandıktan ve sonuçların istatistik analizi bittikten sonra, güvenli ve sağlam bir koruma sağladığına karar verilirse, aşının büyük ölçekli üretimine geçilebiliyor normal koşullarda. Bu iş için çoğu özel sektöre ait büyük aşı firmalarıyla anlaşılması lazımdır. Bu firmaların birçok devlet ve sağlık kurumuyla onlarca aşı için hâlihazırda imzalanmış, uzun vadeli anlaşmaları vardır. Şayet üreticiyle anlaşmaya varılırsa firmanın üretim platformlarını, SARS-CoV-2 aşısı için, baştan sonra hazırlaması gerekecektir. Buradaki en önemli sorun bu firmaların istedikleri ticari garantinin kendilerine verilmesidir. Çünkü geçmişte olduğu gibi kimi salgınlar birkaç yıl içinde güç kaybedip hız kesince, siyasetçiler ve sağlık kurumları artık ihtiyaç kalmadı diye aşı siparişlerini iptal edebilirler. Bu riskten kendilerini korumak zorunda olan firmalar sağlam mali güvenceler isterler. WHO bu sıralar tüm tarafların birlikte uyumlu çalışması için büyük bir çaba içindedir.

Aşı balonları
Şu anda farklı ülkelere ve araştırma laboratuvarlarına ait 100’den fazla aşı adayı üzerine çalışmalar sürmektedir ve hangilerinin ipi göğüsleyeceği henüz belli değildir. Aşıyı bulma olasılığı en yüksek olan araştırma ekipleri, çeşitli aşı üreticileriyle patent ve üretim bağlantılarını çoktan yapmış haldeler. Bazı üniversitelere ve özel sektöre ait aşı araştırma ekipleri, başı sıkışmış hükümetlerden para koparabilmek için, aylar önceden aşıyla ilgili pek de gerçekçi olmayan vaatlerde bulunmuşlardır. Bu, becerikli ve iyi bilimcilerin zaman zaman başvurduğu bir yöntemdir ama para araştırmaya gideceği için bunu eleştirilecek bir şey olarak görmemek gerek. Fakat bu arada ne yazık ki aşı üretimini yapacak firmaların çoğunun hisseleri borsada işlem gördüğü için, şimdiden bu önemli sağlık konusunda kimi gerçek dışı haberler basına sızdırılmaya başlamıştır.

Amerikan biyoteknoloji firması Moderna 18 Mayıs 2020’de yayınladığı basın bildirisinde aşı çalışmaları hakkında oldukça olumlu haberler vermiş fakat herhangi bir araştırma bulgusu aktarmamıştı. Bildiri, aşı yolda diye basında sahte bir umut yaratılmasına yol açmış ve borsayı canlandırmıştı. Oysa 14 Temmuz’da The New England Journal of Medicine dergisinde firma araştırmacılarının yayımladığı raporda görüldü ki Mayıs’ta uçurulan haber, mRNA SARS-CoV-2 aşısının sadece 45 kişiyle yapılan Faz I denemelerinin ön bulgularıydı.(5)

Aşı koluma ne zaman vurulur?
Aşı konusuna başlarken söylediğimiz kritik soruya geri dönülürse yani bu yazıyı okuyabilecek kadar sağlıklı olanların koluna vurulacak aşı ne zaman hazır olur? Dünya nüfusu 7,8 milyar kişi ve çok kaba bir hesapla o zamana kadar bunun sadece 500 milyonunun virüsle karşılaştığı kabul edilse, geriye 7,3 milyar kişi kalır. Bebekler ve aşı vurulamayacak olanlar toplamdan çıkarılırsa en az 6 milyar kişi aşı talep edecektir şayet aşının bir dozu yeterli gelirse. Bu miktarda aşının üretimi, dağıtımı, kola vurulması herhalde aylar alacaktır.

Uzman tahmini ise 2021 ortasından önce aşı için hiçbir ihtimal görmüyor.(1) Bu konuda zaman zaman gönlümüzü okşayacak ama temelsiz haberler duyulacaktır; bu nedenle WHO ve güvenilir bilimcilerden gelecek bilgilere itibar etmek gerekir.

NOT: Haluk Ertan’ın Covid-19 salgını konusundaki son durumu ve gelecekteki olası gelişmeleri bütün boyutlarıyla ele alan geniş yazısı Bilim ve Gelecek’in Ağustos sayısında yayınlanacak.

KAYNAKLAR:
1) Amanat, F. ve Krammer, F., (2020). doi:10.1016/j.immuni.2020.03.007.
2)https://covid19vaccinetrial.web.ox.ac.uk/files/cov002pisages18-55yearsbirminghamv6022jun20pdf (erişim 21/07/2020)
3) https://covid19vaccinetrial.web.ox.ac.uk/blog-how-long-will-it-take-get-oxford-vaccine-deployment (erişim 21/07/2020)
4) Folegatti, PM ve ark., (2020). The Lancet. DOI:10.1016/S0140-6736(20)31604-4
5) Jackson, LA ve ark., (2020). DOI: 10.1056/NEJMoa2022483.