Ana Sayfa 196. Sayı Kitapçı Rafı

Kitapçı Rafı

160

Hayvanların Gizli Yaşamı
Peter Wohlleben, Çev. Zehra Aksu Yılmazer, Kolektif Kitap, 2020, 212 s.
Doğa üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Peter Wohlleben bu kitabında birbirlerine adlarıyla seslenen kuzgunlardan kendi yaptıklarına kafa yorup pişman olan sıçanlara, tavukları kandıran horozlardan sadık domuzlara, utangaç atlardan yas tutan geyiklere ve yavrularını eğiten keçilere kadar yeryüzünü paylaştığımız türlü çeşit hayvanın hikâyesine yer veriyor.

Kendiliğinden Evrilen Kozmos
Steven M. Rosen, Alfa Bilim, 2020, 320 s.
Kendiliğinden Evrilen Kozmos, çağdaş teorik fiziğin, bilimsel ilerlemenin kritik bir şekilde Kartezyen felsefenin duruşundan özne-nesne ayrımını aşan fenomenolojik bir duruşa doğru kaydığını göstermeyi hedefliyor. Yazar fenomenolojik felsefenin fikirleri ve çıkarımlarını geniş bir şekilde incelemekte ve pozitivist felsefeyle karşılaştırmakta. Rosen, fenomenolojide, katılımcıların gelişen bir yaşam dünyasında, yaşanmış bir deneyimin dinamik bağlamı olan hermeneutik etkileşimlerinden kaynaklanan bir anlam görüyor. Fenomenolojik fizikte, bilim yapmak ile felsefe yapmanın ortak bir çaba olduğunu vurgulayarak, bilim ve felsefenin kaynaşmasının, süregiden sorunlara yeni çözümler sunan yeni bir fiziğe yol açtığını iddia ediyor.

Fiziğin Kara Fikirleri
Vincent Bontems, Roland Lehoucq, İnka Yayınları, 2020, 200 s.
Fiziğin Kara Fikirleri, popüler bir dil kullanmaktan uzak, kara rengin bilimsel anlamı ile karanlık metaforlar hakkındaki hayallerin birbirlerini yanıtladığı bir diyaloğu gözler önüne sermeyi amaçlıyor. İmgelerin psikanalizi ile epistemolojiyi aynı anda uygulayan ilk kişi olan Gaston Bachelard’ın izinden giden iki araştırmacı, hayranlık dolu ve de eleştirel bakışların sırasıyla yaptığı aydınlatmalar rehberliğinde, okuru bilimsel araştırmanın dolambaçlı yollarında bir gezintiye çıkarmayı hedefliyor. Fiziğin kara fikirleri, okura bu kitapta ilham verici ve yol gösterici olmayı hedefliyor.

Türkiye’de Deprem
Naci Görür, Doğan Kitap, 2020, 136 s.
Türkiye’nin bilinen yerbilimcilerinden Naci Görür, depremlerle yaşamayı öğrenmesi gereken bir topluma bir başucu kitabı sunuyor. Siyasi yönetimlerden kamu kuruluşlarına, yurttaşlardan sivil toplum örgütlerine kadar herkesin, her kesimin bilmesi gereken konuları, ve soruları sormayı hedefliyor. Kitapta ele alınan başlıva sorular ise şöyle; Türkiye’de belli başlı fay hatları hangileridir? Beklenen İstanbul depreminin sonuçları ne olacak? Türkiye’nin ve İstanbul’un riskli bölgeleri nereler? Bir sonraki deprem nerede olabilir? Yerel yönetimler ve kamu kuruluşlarının çalışmaları yeterli mi? Kanal İstanbul’un ve kentsel dönüşümün İstanbul depremine etkisi ne olabilir? Depremle yaşamayı öğrenmek ne demek?

Dinozorların Tükenmeyen Soyu
Bernhard Kegel, Çev. Sema Özgün, Say Yayınları, 2020, 272 s.
Britanyalı anatomist Richard Owen 180 yıl önce onlara isim koyduğundan beri dinozorlar bir kült olup çıktı. Son yıllarda ulaşılan heyecan verici fosil bulguları ve yeni bilimsel bilgiler zihnimizdeki dinozor imgesini bir kez daha kökten değiştirmek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Onları önceleri dev sürüngenler olarak görürken, iki ayakları üzerinde duran ejderhalar olarak görmeye başladık; onları hantal ve ilkel hayvanlar olarak düşünürken çevik ve zeki avcılar olarak tasarlamaya başladık; bir zamanlar onlar bizim için pullu dev kertenkelelerdi ama sonra onları tüylü dev tavuklar olarak görür olduk. Bugün artık soylarının tam olarak tükenmediğini biliyoruz. Dinozorlar bugün dünyamızda mevcut olan en başarılı hayvan gruplarından birine dönüşerek hayatlarını sürdürdüler: Evet, hiç şüphesiz kuşlar dinozorların tükenmeyen soyunu temsil ediyor. Bernhard Kegel paleontoloji tarihi, dinozor fosillerinin paleontoloji içindeki yeri ve en son bilimsel bulgular hakkında pek çok bilgi içeren bu kitabında keyifli ve eğlenceli bir okuma deneyimi vaat ediyor.

Zihin – Beden Problemi
Jonathan Westphal, Çev. Saliha Tuncer Erdem, Pan Yayıncılık, 2020, 254 s.
Felsefeci Jonathan Westphal’in zihin-beden problemini ayrıntılarıyla ele aldığı bu kitapta, Westphal’in kendi önermerelriyle birlikte geçmişte ve günümüzde önerilen çözümlerin ardındaki gerekçeler yer alıyor. MIT Press Gerekli Bilgiler dizisi, ilgi çeken güncel konularda özenle hazırlanmış, kolay erişilebilir, özlü cep kitaplarından oluşmaktadır. İleri gelen düşünürler tarafından yazılmış bu kitaplar kültürel ve tarihî konulardan bilimsel ve teknik konulara uzanan bir yelpazede uzman bakış açısı sunmaktadır. İçinde bulunduğumuz anlık bilgi hazzı çağında görüşlere, gerekçelendirmelere ve yüzeysel açıklamalara kolayca erişebiliyoruz. Çok daha zor olansa dünyaya dair ilkelere dayalı bir anlayış geliştirmemizi sağlayacak temel bilgiyi edinebilmek. Gerekli Bilgiler serisi bu ihtiyacı karşılıyor. Uzman olmayan okurlar için özelleşmiş alanlarda bilinenleri bir araya getiren ve önemli konu başlıklarını temel bilgilerle birbirine bağlayan bu kitapların her biri karmaşık fikirlere bir erişim noktası sağlamaktadır.

Küçülme- Yeni Bir Çağ İçin Kavram Dağarcığı
Kolektif, Metis Yayınları, 2020, 318 s.
Derleme olarak hazırlanan bu kitap, günümüzün hızlı yoksullaşma, artan eşitsizlikler ve toplumsal-ekolojik felaketlerin sebebi olarak büyümenin olduğu, büyümenin aşırı masraflı, ekolojik açıdan sürdürülemez ve özünde adaletsiz bir hal aldığını, büyümeyi temel alan mitik inançların terk edilmesi gerektiğini savunuyor. Bunun için büyüme tahayyülünü ayakta tutan ve ekonomiyi bilim olmaktan çıkaran terimlerle düşünmekten vazgeçmek gerektiğini iddia ediyor. Bir grup aktivist ve entelektüelin ilk olarak Fransa’da başlattığı ve ardından tüm dünyaya yayılan küçülme hareketi, toplumsal bir hedef olarak ekonomik büyümenin terk edilmesi çağrısında bulunuyor. “Küçülme” kavramı, daha az doğal kaynak tüketen ve tamamen farklı ilkeler çerçevesinde örgütlenen toplumlara giden yolu temsil ediyor. Sadelik, şenliklilik, otonomi, bakım, müşterekler gibi kelimeler de küçülme toplumlarının neye benzeyebileceği konusuna ışık tutmayı amaçlıyor.

Süsleme ve Cürüm
Adolf Loos, Çev. Erdem Ceylan, Arketon Yayıncılık, 2020, 232 s.
Adolf Loos’un farklı konulardaki 48 yazısını içeren “Süsleme ve Cürüm”, Erdem Ceylan’ın çevirisi, giriş yazısı ve editoryal notlarıyla yayımlandı. Aykut Köksal’ın genel yayın yönetmenliğinde etkinlik gösteren Arketon Yayınları’nın üçüncü kitabı olan “Süsleme ve Cürüm”de yazılar sekiz ana başlıkta toplanıyor: Zanaat, Kültür, Sanat, Moda, Mobilya, Malzeme, Üslup ve Mimarlık. “Süsleme ve Cürüm”de bir araya getirilen yazılar, Loos’un 1921 tarihli “Boşluğa Söylenmiş” ve 1931 tarihli “Rağmen” başlıklı derlemelerinden seçildi.

Sanat Neye Yarar?
John Carey, Çev. Orhan Düz, VakıfBank Kültür Yayınları, 2020, 400 s.
Oxford Üniversitesinde verdiği edebiyat derslerinin yanı sıra, genel okura hitap eden kitap ve yazılarıyla tanınan İngiliz kültür eleştirmeni John Carey, Sanat Neye Yarar? kitabıyla ilk defa Türkiye’deki okurlarla buluşuyor. Sanat Neye Yarar? kitabı sanat, edebiyat eleştirisi ve antropoloji gibi alanları harmanlıyor ve sanatın işlev(ler)i konusuna eleştirel bir katkı sunduğu iddiasını taşıyor. Üst-kültür ve kitle kültürü ayrımına getirdiği yeni yorumlarıyla, sanat ve edebiyata ilgi duyanlar için doyurucu bir çalışma olduğu iddia ediliyor.

Musiki İnkılabı’nın Sosyolojisi
Güneş Ayas, İthaki Yayınları, 2020, 408 s.
Bu kitap, geçmiş yıllarda önce eğitimi sonra da radyolarda icrası yasaklanan klasik Türk müziği geleneğinin ayakta kalmayı nasıl başardığını, Batıcı politikalar karşısında ne tip uyum ve direnç örüntüleri sergilediğini ve bunların sonucunda nasıl bir dönüşüm geçirdiğini belgeler eşliğinde incelemekte, yanı sıra, siyasi ve idari inkılapların dışında kültür ve sanat dünyasında yaşanan büyük değişimleri anlamak için de bir çerçeve sunmaktadır.

Türkiye’de Konut Siyaseti
Çiğdem Aksu Çam, Siyasal Kitabevi, 2020, 208 s.
Bu çalışma Osmanlı hâkimiyetinin çok öncesinde bölgesinde önemli bir merkez olan ancak muhtemelen bölgedeki uzun süren savaşlar ve yeni ticari güzergâhlar nedeniyle eski önemini kaybetmiş bir şehir olan Savur’u incelemektedir. Zira Osmanlı ilhakı sonrası Mardin’e bağlı bir nahiye sonrasında ise kaza olarak idari bir statü kazanan Savur, etnik ve dini çeşitliliğin hâkim olduğu bir yerleşim yeri olarak dikkatleri çekmektedir. Tahrir defterlerini ana kaynak olarak kullanan sancak ya da kaza monografileri Osmanlı klasik dönemi üzerinde çalışan tarihçiler için 70’lerde başlayıp günümüze kadar gelen bir sürece işaret eder. Ancak bu çalışmaların çoğu birkaç kaza ya da nahiyeden müteşekkil sancaklar ile liva merkezi olarak nitelendirilebilecek merkezi kazaları kaplama yönünde bir eğilim göstermiştir. Fiziki olarak küçük boyutlu, merkezle ilişkileri daha sınırlı, nüfusu seyrek ve bu etkenlere bağlı olarak ekonomik faaliyetleri de kısıtlı olan yerleşimler zaman zaman çalışılsa da araştırmacıların yoğun ilgi gösterdikleri yerler arasında olmamıştır.

Kitabı Mukaddes-İslam Kaynakları 3
Erol Sever, Berfin Yayınları, 2020, 240 s.
İslam’ın Kaynakları 3: “Kitabı Mukaddes” isimli bu eserinde ise Eski Ahit, Yeni Ahit ve Kur’an’ın Ayetleri eşliğinde dinleri karşılaştırmalı olarak anlatmayı, aralarındaki benzerlikleri açık bir şekilde ortaya koymayı amaçlıyor. Kitap Yaratılış öyküsünden başlıyor, Nuh ve Tufan gibi önemli olaylar, mitler dinlerin savaş ve barışa, kadın yaşamına bakış açısı vb karşılaştırmalı olarak okuyucuya sunuluyor. Yazara göre dinler oligarşik iktidarlar tarafından, cezalandırma ve korkutma politikalarıyla insanları yönetmek ve daha kolay sömürebilmek için ortaya konmuş araçlardır. Bu bağlamda kadınlar meta, ticaret ve savaşlar ise sömürünün birer sonucudur.

 4.Endüstriyel Devrim ve Mimarlık, Raşit Gökçeli, Verita, 2020, 92 s.
4. Endüstriyel Devrim ve Mimarlık, mimar ve şehir plancısı Raşit Gökçeli’nin 4. Endüstriyel Devrim koşullarında mimar ve mimarlığın durumunu, gayrimenkul sektöründeki dönüşümleri ele aldığı beş makaleden oluşuyor. “Endüstriyel Devrim ve Mimarlık / Kriz Yok Dönüşüm Var”, “David Harvey Üzerine Temrinler”, “Kentlerimizde Çevresel Sorunlara Çözüm Ararken…” “Gayrimenkule Dayalı Enstrümanlar/Gayrimenkul Değerlerin Menkul Değerlere Dönüştürülmesi ve İkincil Piyasaların Çevreyi Koruma Amaçlı Vergilendirilmesi için Bir Model Önerisi”, “Nitelikli Emeğin Eğretileştirilmesi / Mimarlık Alanında Dönüşüm Vektörleri” başlıkları altında sosyopolitik, ekonomik ve felsefi bağlamda gayrimenkul sektörünün geçirdiği finansal dönüşüm incelenmekte; yapay zeka, tasarım ve mimarlık, kapitalist toplumlardaki kentsel rant, meta-para-meta döngüsündeki finansal yapılaşmalar, gayrimenkulün menkule dönüşme teknikleri ve sermaye piyasalarındaki mortgage uygulamaları ve neokapitalist düzendeki prekarizasyon olgusu ile bu olgunun mimar ve mimarlık mesleğine yansımaları irdelenmekte.

Aykırı Spinoza, Antonio Negri, Çev. N. Çelebioğlu, E. Canaslan, Zoe Kitap, 2020, 168 s.
Spinoza’nın yeniden keşfi, “bu” dünyayı, diğer bir deyişle “ideolojilerin sonu”nun ve “tarihin sonu”nun dünyasını, yeniden inşa edilecek bir dünya olarak yaşama olanağını tanır bize. Bu keşif bize, bireylerin ve çokluğun ontolojik uyumunun, yaşamın her tekil belirişine bir direniş ve yaratma eylemi olarak bakma fırsatını sağladığını gösterir. Filozoflar “sevgi” kelimesinden hoşlanmasalar da, postmodernler onun adını solmakta olan bir arzu fikriyle birlikte ansalar da, Etik’i yeniden okumuş ve Spinozacılar tarafında olan bizler, hiç sıkılıp utanmış gibi yapmadan, en güçlü tutku, ortak varoluşu yaratan ve iktidarın dünyasını yıkan tutku olarak sevgiden söz etmeye cüret ediyoruz.

Sıfır Atık: Tüketim Kültürü ve Gıda İsrafı
David Evans, Çev. Burcu Yeşil, Yeni İnsan Yayınevi, 2020, 128 s.
David Evans pek çoğumuzun ortak problemi haline gelen atık meselesini merkeze koyduğu araştırmasının sonuçlarını, çeşitli antropolog ve sosyologların teorileriyle harmanladığı bu kitap aracılığıyla okuyucuya sunuyor. Ayrıca Evans gıdayı gıda olmaktan çıkaran, onu “atmaya hazır” hale getiren sebepleri araştırarak, onları tekrar yenebilir hale getirme ihtimalini inceliyor. “Sıfır Atık; Tüketim Kültürü ve Gıda Israfi” kitabı kapalı kapıları aralıyor, insanların evine ve hayatına müdahil olarak gıdanın fazlalık ve atık olma rotasını eleştirel bir bakışla ortaya koyuyor. Eğer siz de daha az atık oluşturmayı amaçlıyor ama nereden ve nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız, bu kitap tam size göre.

Matematiksel İmha Silahları
Cathy O’Neil, Çev. Akın Emre Pilgir, Tellekt, 2020, 256 s.
Algoritma çağında yaşıyoruz. Yaşamlarımızı etkileyen kararlar –okula gittiğimiz yer, araba kredisi alıp almadığımız, sağlık sigortası için ne kadar ödeyeceğimiz– insanlar tarafından değil matematiksel modeller tarafından veriliyor. Teoride bunun daha fazla adalet sağlaması gerekir çünkü bu şekilde herkes aynı kurallara göre değerlendirilmiş olur, dolayısıyla önyargı ortadan kalkar. Cathy O’Neil, aslında bu durumun tam tersinin yaşanmakta olduğunu söylüyor. Bugün kullanılan modeller, şeffaflıktan ve tartışılabilir olmaktan çok uzaklar. En rahatsız edici olansa, ayrımcılığı güçlendirmeleri… “Demokrasi için zehirli bir kokteyl” yaratan Büyük Veriler’in karanlık tarafına hoş geldiniz! Hem birey hem de toplum olarak geleceğimizi şekillendiren kara kutu modellerinin; yani “matematiksel imha silahları”nın özgeçmişleri nasıl sıraladığını, kimlere nasıl kredi verdiğini (veya vermediğini), çalışanları nasıl değerlendirdiğini, seçmenleri nasıl hedeflediğini ve sağlığımızı nasıl izlediğini göz önüne seren O’Neil, modelcileri ve politikacıları algoritmalarla ilgili daha fazla sorumluluk almaya davet ediyor. Yine de günün sonunda, hayatlarımızı yöneten modeller hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak bize kalmış. Matematiksel İmha Silahları zor soruları sormamıza, gerçeği ortaya çıkarmamıza ve değişim talep etmemize yardımcı olacak.

Önceki İçerikCovid aşısı kolumuza en erken ne zaman vurulabilir?
Sonraki İçerikNazım Hikmet faşizmin bilim anlayışını nasıl eleştirmişti?