Radyo, yirminci yüzyılın ilk yarısındaki en büyük icatlardan biriydi. Bu icat sayesinde haberleşme büyük ölçüde kolaylaşmış ve ilerleyen zamanda gerek yurtiçinde gerek yurtdışında başta müzik olmak üzere çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir vasıta haline gelmişti. Hatta zaman zaman siyasilerin geniş halk kitlelerine ulaşarak siyasi propaganda yapmasını da kolaylaştırmıştı. Peki, bu cihazın çalışma prensibi neydi ve icadındaki süreç nasıl işlemişti.
1880’lerin sonunda Heinrich Hertz, elektromanyetik dalgalarla elektriğin iletilebileceğini keşfetmişti. Bu dalgaları alıp verebilen sistemler üzerinde deneyler yaptı. Ardından 1891 yılında bu sistem gemi haberleşme ağı olarak kullanıldı. 1892 yılında Nikola Tesla, kablosuz olarak elektromanyetik enerjiyi iletmeyi başardı. Bu buluşunu 1893 yılında St. Louis’de halka açık bir gösteriyle duyurdu. 1896 yılında Guglielmo Marconi telsiz cihazının patentini almak için başvurdu. Aslında buluş Tesla’ya aittir; fakat Marconi, onun buluşunu sahiplenerek radyonun mucidi olarak kendi adını yazdırmıştır. 1901 yılında Marconi tarafından İrlanda’dan Kanada’ya ilk sinyal gönderildi. 1902 yılında Scientific American’da yayımlanan Küçük Bir Maliyette Verimli bir Telsiz Telgraf Cihazının Nasıl Yapılır başlıklı bir makale yayınlandı. 1906 yılında Reginald Fessenden, konuşma ve müzik içeren ilk radyo yayını yaptı. 1910 yılında uçaklarda ilk kez kullanılmaya başlandı. Türkiye’ye de 1927 yılında düzenli radyo yayını başlar.(1) Bu yıldan itibaren Türkiye’de radyo ile ilgili kitaplar yayınlanmaya başlamıştır. Bunlardan biri 1927 yılında yayınlanmış olan Radyo Ahizesi Nasıl Ayar Edilir? İlk Türkçe radyo ayar rehberidir. Kitap, radyo telsiz telefonların nasıl ayarlanacağını konu edinmekte olup Şehremaneti Buz Fabrikası Elektrik Mühendisi Süleyman Oktay tarafından kaleme alınmıştır. Yine aynı yıl Şemsi adında bir şahıs tarafından Lambalı Telsiz Telefon Nasıl Yapılır adlı bir kitabın yayınlandığını görüyoruz. İstanbul’da Ahmed Kâmil Matbaası’nda basılmış olup 205 sayfadan oluşan bu eserde lambalı radyoların nasıl yapıldığından bahsedilmiştir. Yine 1927 yılında bu makalenin konusu olan Radyo Rehberi – Kendi Kendine Telsiz Telefon Nasıl Yapılır? adlı kitabın yayınlandığını görüyoruz. Muhabere Müfettişliği Fen Şubesi Telsiz Kısmı Amiri Yüzbaşı A. Hakkı Haşim tarafından Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olup Türkçe ilk radyo yapım rehberidir. Yazar hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. 1927 yılında İstanbul’da Ahmed Kâmil Matbaası’nda basılmış olup 154 sayfadan oluşmaktadır. Elimizdeki nüsha birinci baskısıdır. Kitabın dış kapağında maddeler halinde şu ibareler yazılıdır:
“1 – Türkiye ve Avrupa telsizlerini dinlemek için ahizeler yapılmasını,
2 – Ameli usullerle akümülatör doldurulmasını,
3 – Telsiz meraklılarına lazım olan elektriği öğretir yeni bir eserdir.”
İç kapakta ise kitabın yazılış amacına dair şu satırlar yer alır: “Türkiye ve cihan telsizlerini dinlemek için ahizeler yapılmasını, ameli usullerle akümülatör doldurulmasını, radyo meraklılarına lazım olan elektriği öğretir bir eserdir.”
Kitap, çeşitli alt başlıklara ayrılmıştır: Birinci Bahis – Hava Telleri (Anten), İkinci Bahis – Ahizemizi Mükemmelleştirelim, Üçüncü Bahis – Telsiz Meraklılarına Her Vakit Lazım Elektrik, Dördüncü Bahis – Lambalı Ahize Yapmağa Hazırlık, Beşinci Bahis – Lambalı Ahizeler, Altıncı Bahis – Bozukluklar, Sebepleri ve Giderilmesi Çareleri.
Başlangıç başlığını taşıyan ön sözde fizik kitaplarından en çok bahsedilen titreşim konusuna değinilerek söze başlanır. Radyo dalgaları bire titreşimden ibarettir ve doğada bunun birçok örneği vardır. Örneğin bir suya atılan taştan dolayı oluşan dalgalar birer titreşimdir. Konuştuğumuzda sesimizin hava içerisinde ilerlemesi ve kulağımıza gelmesi de yine titreşimler sayesindedir. Uzun mesafelerde farklı sürelerde ve biçimlerde yakılıp söndürülen ışıklar da titreşimlerden oluşur ve gökyüzünde bir anda belirip yok alan şimşek de bir titreşimler bütünüdür. Bunların tümü nasıl titreşimlerden oluşuyorsa radyo dalgaları da titreşimlerden oluşur. Bu sayede kendisini rahatça ileten hava içerisinde uzak mesafelere gidebilmektedir.(2)
Birinci Bahis – Hava Telleri (Anten)(3) kısmında en basit yollarla antenin nasıl yapılacağı ve kullanılacağı anlatılır. Her tel, anten olarak kullanılmaya müsaittir. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken şey telin yapıldığı malzemedir. Zira bazı maddeler elektriği iyi ilettiği gibi bazıları ise kötü iletmektedir. Antenin, iyi iletken özelliği taşıyan maddelerden yapılmasına dikkat edilmelidir. Bu maddelerden yapılmış tellerden bazıları üzeri yalıtkan maddeyle kaplı olabildiği gibi bazıları çıplak haldedir. Anten, bu tellerin burulmasıyla veya örülmesiyle oluşturulur.
Anten vazifesi görecek olan tel için ideal uzunluk otuz metredir. Tele gelen elektriğin başka yerlere akmasını engellemek ve kaybını önlemek için mutlaka dokunduğu yerlere yalıtkan maddeler yerleştirilmelidir. Nitekim bunun için en iyi malzeme iki direk arasına gerilmiş anten telini yalıtmak için kullanılan porselen makaralardır. Bununla beraber iki tahta arasına gerilmiş lastik bir şeritle de asılarak aynı işlev görülebilir. Sıra yapılan antenin evin içine alınmasına gelir. Bunun için yalıtkanlı kordon kablolar en elverişli olanıdır. Bir ucu antene lehimlenerek sabitlenir. Veya çakı ile üzeri kazılarak antene sarılması da mümkündür. Kapı veya pencere kenarından açılan bir delikle antene bağlı olan kablo evin içerisine alınmış olur. Camdan, lastikten veya porselenden yapılma bir boru içerisine alınması da gerekir. Ev içerisine alındıktan sonra da radyoya bağlanır. Eğer şehirde yaşanılıyorsa ve birden çok anten kurmak için yeterli yer bulunamıyorsa bu durum için farklı sistemler kullanılır. Örneğin, aynı yalıtkan platform üzerine birden çok anten teli paralel olarak bağlanabilir; v şeklinde bir uçtan birbirine bağlanan ikili bir anten sistemi kurulabilir, çapraz filika yöntemiyle altı köşeli uçurtma iskeleti oluşturulup birçok anten teli az bir alanda toplanabilir.
Ardından en çok dinlenilmek istenilen radyo istasyonlarının olduğu yöne doğru anten konuşlandırılır. Tabi farklı zamanlarda dinlenilmek istene radyo istasyonu değişeceğinden bu durumda anteni hareket ettirmek gibi bir durum ortaya çıktığı düşünülse de buna gerek yoktur. Kondansatörler ve detektörler sayesinde yapılan ayarlarla istenilen radyo istasyonun frekansı elde edilebilir.
Antenlerle ilgili bir diğer husus topraklama konusudur. Bunun için radyonun toprak düğmesine en az iki milimetre kalınlığında bakır bir tel bağlanır ve en kısa yoldan evin haricine çıkarılarak toprağın içine sabitlenir. Özellikle bulutlu havalarda antende meydana gelen elektriklenme, bu yolla giderilmiş olur. Ayrıca antenlerin yıldırımları çektiği yönündeki söylentiler de asılsızdır. Bir antene yıldırım isabet etmesi çok nadir görülen bir olaydır.
Dinlenilmek istenilen istasyonun yakınlığı veya uzaklığına göre de anten kurulmasına ihtiyaç olup olmaması durumu da değişmektedir. Eğer dinlenilecek istasyonlar çok yakında anten kurmaya gerek yoktur. Evdeki kalorifer boruları, su boruları, yağmur boruları, saçak çıkıntıları anten vazifesi görebilir. Biraz uzakta olan telsiz sinyallerine ulaşmak için de evin tavanının köşelerine yerleştirilecek sıradan çıngırak telleri de iş görebilir. Bir çerçeve veya kasnak üzerine sarılan tel de anten işlevi görebilmektedir. Hem yapımı kolay hem de istenilen yöne kolayca çevrilebildiği için kullanımı pratiktir.
İkinci Bahis – Ahizemizi Mükemmelleştirelim(4) bölümünde ayar ve dalga boyu bahsi yer almaktadır. Bir piyanoda diyelim ki istenilen tuş re notasını verecek olan tuştur ve ona basıldığında sadece re sesini duyarız. Radyolarda da istenilen dalga boyuna ulaşma ve sadece o frekansı dinleme konusu da buna benzemektedir. Nitekim radyo dalgaları da her teli değil istenilen uzunlukta ve gerginlikte olan teli titreteceğinden radyonun iyi ayar edilmesi gerekir. Bunda tabi ki radyo dalgasının uzunluğu da önemlidir. Kısa, orta ve uzun dalga boyları olduğuna göre istenilen frekansın elde edilebilmesi için bu dalga boyuna göre radyo ayar edilmelidir. Bunun için başlıca kısım ayar ve mutabakat makarası veya bobinidir. Antenimizin boyunu kolayca kısaltmamıza veya uzatmamıza yarayan bir tel makarasından ibarettir. Anten ile ahize arasındaki devreye konumlandırılması gerekir. Kalın ve katı mukavvadan yapılan bir boru üzerine verniklenmiş telin sarılmasıyla kolayca elde edilebilir. Uzunluğu otuz santimetre ve ağzı ise on santimetre uzunluğunda olmalıdır. İki uca da tutkalla iki tahta yapıştırılmalıdır. Daha sonra bu iki tahta üzerine pirinçten yapılma bir cetvel ve bu cetvelin üzerinde rahatça sağa sola gidebilecek iki santim uzunluğunda madeni bir sürgü yerleştirilmelidir. Bu madeni sürgü, bobin üzerinde gelip gittikçe radyo sinyali ayarı sağlayan basit bir düzenek sağlanmış olur. Uzun radyo dalgalarını elde etmek için kullanılır.
Sonra galeta bobinine geçilir. Bu bobin de büyüklüğüne yani üzerine sarılan telin uzunluğuna veya kısalığına göre on ila yirmi santimetre çapındadır. Daire şeklinde mukavva kartonun beş yerinin kısmen kesilmesi ve buralara vernikle yalıtılmış telin sarılmasıyla elde edilir. Kısa boylu dalgaların elde edilmesinde kullanılır.
Bu galetaları kolayca değiştirebilmek için orta kısmına iki tane madeni ayak yerleştirip pirinçten yapılmış iki ağızdan oluşan bir kuru tahta üzerindeki yerleşkeye sabitleyerek kullanılabilir hale getirilir. Dalga boyunu değiştirerek istenilen frekanstaki dalgaları dinleyebilmek için petek bobini hazırlanmalıdır. Bunun için de iki santim çapında ve dört santim eninde tahta bir makaraya on iki derecelik açılarla otuz küçük demir çıkıntılar belirli aralıklarla yerleştirilir. Bunlar dört ila beş santim olmalıdır. Birden otuza kadar numaralandırılmalıdır. Sonra üzerine yalıtılmış tel sarılarak dalga boyunu yakalamak için bir başka aparat elde edilmiş olur. Bu aparat, dört vidalı bir ara yüze kablolarla dört ayrı noktadan sabitlenip kondansatöre bağlanmaya hazır hale getirilmiştir.
Yukarıda bahsi geçen bobinler, daha sonra sabit veya değişken kondansatörlere paralel ve seri olmak kaydıyla, kondansatörün türüne göre, farklı şekillerde bağlanabilir hale getirilir.
Sonra sıra içinde kimyasal çözeltiler olan detektörlerin hazırlanmasına ve hazırlanan bobine paralel olarak devreye eklenmesine gelir. İspirtoyla ısıtılan bir platin telden çıkan sıvının bir cam tüp içine doldurulmasıyla kolaylıkla elde edilebilir. Hazırlanan bu tüpün içine daldırılan çinko levha düzeneği içinde saf su ve sülfürik asit bulunan cam bir kavanoz içine daldırılır. Bu suyun içine de metal bir levha yerleştirilir ve kanavozun ağzı yalıtken bir maddeyle kapatılarak levhaların uçları dışta bırakılır. Böylelikle detektör hazır hale gelmiş olur. Bırakılan bu uçlara bağlanan tellerde devreye bağlanır. Bu aparatın çalışması ve ahizede kullanılabilmesi için üç volt gücünde bir pile ihtiyaç vardır.
Üçüncü Bahis – Telsiz Meraklılarına Her Vakit Lazım Elektrik(5) bölümünde radyo devresine bağlanacak olan pillerin nasıl hazırlanacağından bahsedilir. Basit bir pilin nasıl hazırlanacağıyla ilgili tarifle başlar. Yalıtkan bir kabın içine ekşi su konularak buna bir bakır veya kömür, diğeri de çinko olmak üzere iki çubuk daldırılır ve pil elde edilmiş olur. Bu suyun içine litre başına seksen gram amonyum klorür eklenir. Bunun yerine kırk gram göz taşı (konkresyon) da eklenebilir.
Bu kaynaktan çıkan enerjiyi ileten kablolara bağlanan bir voltmetre ile de akımın gücü ölçülebilmektedir. Bu şekilde elde edilen birden fazla pil olabilir ve bu pillerin kabloları devreye seri şekilde bağlanarak radyoya güç sağlanmış olur.
Daha sonra devreye bir galvanometre bağlanarak sağlanan akımın volt cinsinden değeri ile amper cinsinden değeri ölçülebilir. Bu aletin çalışma esası, manyetik alan oluşturma prensibine dayanmakta olup sarılmış bir telden geçen elektrik akımı değiştiği takdirde ibresinde oynamalar görülerek değişkenliği haber verir.
Dördüncü Bahis – Lambalı Ahize Yapmağa Hazırlık(6) bölümünde ise lambalı bir radyo ahizesinin nasıl yapıldığı anlatılır. Bu ahizenin lambası görünüşte sıradan bir lambaya benzer. Fakat içindeki tertibat farklıdır. İçinde bir ince tel, bu teli içine alan madeni bir boru vardır. Bu boruya bağlı olan iki ayrı tel daha bulunmakta olup içteki telin iki ucu ile boruya bağlı tellerin ucunun dipte bağlı olduğu dört metalik çıkıntı vardır. Bu şekilde hazırlanan lambanın bu dört metal ucunun girdiği dörtlü deliğe sahip bir duya yerleştirilecektir. Bu lamba detektör, odyon olarak kullanılır ve algılanan sesin yükseltilmesini sağlar. Hazırlana kırk voltluk ve dört voltluk pillere bağlanarak çalıştırılır. Dereye bir de akümülatör eklenerek ahize tertibatı da hazırlanmış olur.
Bu kısımdan sonra yazar son sistem telsiz lambalarının kullanımından, kondansatör hazırlanmasından, sesi duymak için lazım olan hoparlörün veya kulaklığın devreye nasıl bağlanacağından bahseder.
Beşinci Bahis – Lambalı Ahizeler(7) bölümünde anlatılan ilk konu elektrik dalgalarının türüdür. Daha sonra tek lambalı bir ahizenin (alıcının) nasıl kurulacağıdır. Görsel bir şemayla bu kurulum anlatılır:
Tek lambalı ahizenin yapımıyla ilgili oldukça teferruatlı bilgi verilir. Telsiz lambası, galen, detektör kullanılarak oluşturulan devreler, bu devrelerin ayarlarının nasıl düzeltileceği, çok lambalı ahizelerin nasıl kurulacağı, üç lambalı şiddetlendirici detektör tertibi ahizenin kurulması, iki lambalı şiddetlendirici detektör tertibi ahizenin kurulması, şiddetlendirici lambalı tertibi ahizenin kurulması, reostanın nasıl yapılacağı, alçak ve yüksek tekerrür tertibatı içeren ahizelerin kurulması, ahize planları, süzgeç devresinin hazırlanışı, kısa dalga ahizesinin mahiyeti, hangi telsiz dalgalarının daha çok kullanıldığı gibi birçok konu detaylı olarak anlatılır ve her biri bir şemayla da gösterilir.
Altıncı Bahis – Bozukluklar, Sebepleri ve Giderilmesi Çareleri(8) bölümünde galen detektörlü ahizelerde sesin az işitilmesinin anten veya detektörden kaynaklı olduğu ve bu iki kısımda yapılacak bir yenileme veya tamirin sorunu halledebileceğinden bahsedilir. Ses bir zayıf bir kuvvetli geliyorsa sebebi devrede herhangi bir yerde kısmi temassızlık var demektir. Hiç ses gelmiyorsa yine detektör arızalıdır veya sivri uç galenden ayrılmış olabilir. Bobin sürgüsünde de sorun olabilir. Ses hafif işitiliyorsa akümülatör boşalmış ve piller bitmiş olabilir. Ahizede cızırtı veya hışırtı varsa gökyüzündeki elektriklenmelerden kaynaklıdır. Hiç ses yoksa ahize lambası arızalanmış demektir. Ahize sesi alıyor fakat şiddetlendirmiyorsa yine lambada sorun olabilir. Bu benzeri arızaların ve radyo kullanımıyla ilgili birkaç öğüdün yer aldığı son bir kısımla da kitap sona erer.
1927 yılından sonra Türkiye’de birçok radyo ve telsiz kullanımı meraklısı olmuştur. Dolayısıyla insanlara bu teknolojiyi tanıtmak ve kısıtlı bütçelerle evde nasıl kendi radyolarını hazırlayabileceklerini anlatan eserler kaleme almak önemli bir hizmettir. Nitekim iletişim çağının büyük bir sıçrama yapmasına vesile olan bu icadın Türkiye’deki yansımaları ve özellikle inkılaplar döneminde genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne gördüğü hizmetler yapılan pek çok araştırmayla ortaya konmuştur. Dolayısıyla halkı aydınlatmak ve bilgiyle donatmak gibi bir felsefeyle yola çıkan kurucuların ülkemize getirdikleri bu yenilikle ilgili insanları bilgilendirici böyle bilimsel bir fizik kitabının hazırlanmış olması oldukça mühimdir.
DİPNOTLAR
1) İbrahim Sena Arvas, “Türkiye’nin Radyo ile Tanışması ve Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi”, International Journal of Cultural and Social Studies, Volume 4, Issue 2, 2018, pp. 408-409; Nejdet Koçaş, “Nikola Tesla ve Guglielmo Marconi: Radyoyu Kim İcat Etti?”, Evrim Ağacı, https://evrimagaci.org/nikola-tesla-ve-guglielmo-marconi-radyoyu-kim-icat-etti-547, [erişim tarihi: 16.04.2020]; Mihalis Kuyucu, “Radyonun Müzik Kutusuna Dönüşümü: Radyo Program Türleri ve Tercih Edilirlik Oranları”, E-Journal of New World Sciences Academy, Volume 8, Issue 4, 2013, p. 373; M. Özgür Seçim, “Radyonun Bir Haber Alma Aracı Olarak Kullanılması: Adnan Menderes Üniversitesi Öğrencilerine Yönelik Bir Araştırma”, Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2017, s. 303.
2) s. 2-5.
3) s. 6-33.
4) s. 33-62.
5) s. 62-85.
6) s. 86-110.
7) s. 111-145.
8) s. 145-154.
KAYNAKLAR
-ARVAS, İbrahim Sena, “Türkiye’nin Radyo ile Tanışması ve Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi”, International Journal of Cultural and Social Studies, Volume 4, Issue 2, 2018, pp. 406-428.
-KOÇAŞ, Nejdet, “Nikola Tesla ve Guglielmo Marconi: Radyoyu Kim İcat Etti?”, Evrim Ağacı, https://evrimagaci.org/nikola-tesla-ve-guglielmo-marconi-radyoyu-kim-icat-etti-547, [erişim tarihi: 16.04.2020].
-KUYUCU, Mihalis, “Radyonun Müzik Kutusuna Dönüşümü: Radyo Program Türleri ve Tercih Edilirlik Oranları”, E-Journal of New World Sciences Academy, Volume 8, Issue 4, 2013, pp. 372-400.
-SEÇİM, M. Özgür, “Radyonun Bir Haber Alma Aracı Olarak Kullanılması: Adnan Menderes Üniversitesi Öğrencilerine Yönelik Bir Araştırma”, Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2017, s. 302-317