Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen), koronavirüs küresel salgın döneminde tarımsal üretime dönük önlemlerin alınması talebiyle bir açıklama yayımladı.
“Korona krizinden çıkıp, kıtlık krizine girmeyelim. Üretici köylü gözetilip, tarım üretimi teminat altına alamazsa önümüzdeki aylar açlık ve kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağız” ifadelerine yer verilen metinde süreci özetleyen Tüm Köy Sen, “İki haftadır siyasi iktidar başta olmak üzere, sağlık bakanlığı, gazeteler ve televizyonlar evde kalın çağrısı yaparken marketlerde başta makarna olmak üzere temel gıda maddelerinin raflarının boşaldığını görüyoruz. Halkın olası bir tamamen kapanma halinde yiyeceği gıdaları evine depoladığını izliyoruz. Bu durum, tarım stratejik önemde olduğunu bir kez daha göstermiştir” açıklamalarında bulundu.
‘Ekonomik istikrar kalkanı’ paketinde üretici köylü ve tarım yine yok sayıldı
“Tamam, evde kalınıyor da; kimse evinde oturup sofrasında yediği sıcak yemeğin içindeki sebzenin, salatadaki yeşilliğin, yenmekten sonra yediği meyvenin bu Koronavirüs günlerinde kimler tarafından nasıl üretilip, yetiştirilip, hasat edilip, toplanıp sofraya getirildiğini konuşmuyor. Market raflarında, pazar tezgâhlarında ne aranırsa bulunuyor bulunmasına da sofradaki et ve süt ve gıda ürünleri marketlerde değil tarım alanlarında üretici köylüler eliyle üretiliyor. Virüsün yaşamı tehdit ettiği şu günlerde her kesim gibi, üretici köylülerinde başta sosyal, psikolojik olmak üzere en önemlisi de ekonomik ve sağlık sorunları var” diyen Tüm Köy Sen, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Korona ile mücadele için açıkladığı ‘ekonomik istikrar kalkanı paketinde’ üretici köylü ve tarım yine yok sayıldı. Uçak biletine KDV indirimi, otellerde konaklama vergisinin ertelenmesi, otel kiralamaya kolaylık var. İnşaat şirketleri daha çok ev satsın diye kredi kolaylığı var. Bütün önlemler zengini korumak için. Dünyada akaryakıt fiyatları düşüyor ama üretici köylüye yansımıyor. Köylü traktörüne yakıt alamaz duruma geldi. Uçak şirketlerine biletten KDV indirimi yapan siyasi iktidar üretici köylü ne koşullarda, hangi zorluk içinde üretim yapıyor bütün bunlara gözünü de kulağını da kapatmış durumda.”
“Sebze ekimi yapılacak, fideler yetiştirilip toprağa dikilirken, kümese girerken kullanılan eldiven ve maske şimdi kara borsa oldu. Koronavirüs nedeniyle maske ve eldiven fiyatları 10 kata kadar çıktı. Geçtiğimiz yıl soğan ve patateste yaşadığımız sorunlar hafızalarda, ocak ayında ihracat durduruldu soğan ve patates elde kaldı. Satabilenimiz yok pahasına sattı. Şimdi ekim zamanı. Sadece soğan, patates değil domates, biber, patlıcan gibi çokça ekim yapılacak. Tarla hazırlanacak traktörde mazot yok, elde gübre yok, köylüsünün cebinde parası yok. Üreteceğiz ama bu işlerin içinden nasıl çıkacağız belirsiz.”
“Yem fiyatları son iki haftada iki defa zamlandı. Süt fiyatı yerinde sayıyor. 65 yaşındakiler sokağa çıkmasın deniyor ama uygulanan tarım politikaları köylerde genç bırakmadı. Şimdi türlü zorluklar karşısında sütünü birlik ve kooperatife, yoğurdunu pazara indiren köylüye 65 yaşın üzerindeysen evinden çıkma denmektedir.”
Üreticinin borçları…
Tarımsal üretimde bulunan köylülerin borçlarına dikkat çeken Tüm Köy Sen, “Üretici köylünün bankalara olan borçları olduğu gibi duruyor. Bankalar ve kredi kooperatifi alacağını tahsil etmek için köylünün tepesinde bekliyor. Şirketleri düşünen siyasi iktidar, köylünün kredi kooperatifi ve bankalara olan borçları ne olacak, pakette buna bir çözüm sunmamaktadır” açıklamalarında bulundu.
Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan’ın imzasının bulunduğu açıklamada maden sahası ve Kanal İstanbul ihalelerine de dikkat çekildi:
“Hükümet geçtiğimiz hafta 305 maden sahası ihalesini resmi gazete de yayımladı. Virüs krizini maden şirketleri lehine fırsata çevirdiler ve ülke geneli pek çok tarım alanı, meralar maden şirketlerinin talan ve tahribatına açık hale getirildi. Başta tarım alanları, yer altı su kaynakları, meralar ve hayvancılık hatta balıkçılık yine şirketlerin kar hırsına feda edildi. Yetmedi bütün ülkeler bütçelerindeki paraları ağırlıklı olarak Koronavirüsle mücadeleye ayırırken siyasi iktidar yine bir inşaat projesini devreye soktu ve Kanal İstanbul için ilk ihaleyi açtı. Halk can derdine hükümet ise kanal derdine düşmüş durumdadır.”
“Kapitalist sistemin tarım politikaları bir kez daha iflas etmiştir”
Tüm Köy Sen, koronavirüs küresel salgını nedeniyle köylülerin ekonomik kayıp yaşayacağını vurgulayarak, “Dünya ülkeleri Koronavirüs nedeniyle kapılarını kapatıyor. Evlere kapanma tüm dünyada tüketimi artırırken, gıda arzında da yaşanan sorunların artarak devam edeceği konuşulmaktadır. Rusya tarım ürünleri ihracatını durdurdu. Ekilip hasat edilen bakliyatı, yetiştirilip toplanan sebze ve meyveyi, büyütüp beslenen hayvanın etini, sütünü bugün sofralarımızda bulabiliyoruz. Fakat hem süren bu salgın döneminin uzaması durumunda hemde önümüzdeki yılın ihtiyacı temel gıda ürünlerini yine sofralarımızda bulmak istiyorsak ülke tarımı ve üretici köylüsünün bu zor günlerde desteklenmesi gerekir” dedi ve şöyle devam etti:
“Tarım desteklerini azaltan, girdi maliyetleri karşısında çiftçi ailesini tarım üretimi yapamaz hale getiren, tarımı çökerten politikalarıyla çiftçileri tarımdan vazgeçirerek büyükşehirlere göçe zorlayan kapitalist sistemin tarım politikaları bir kez daha iflas etmiştir. Koronavirüs krizi bitince kıtlık krizi ile karşı karşıya kalmamak için üretici köylünün ve ülke tarımın desteklemesi gerektiği bir kez daha açıkça görülmüştür.”
Tüm Köy Sen’in talepleri
“Halkın marketlere ve Pazar yerlerine koştuğunda aradığı ürünü bulabilmesi için üretim olması gerekir. Üretimin olabilmesi içinde tarıma ilişkin desteklerin artırılması ve koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir” açıklamalarında bulunan Tüm Köy Sen’in talepleri şöyle:
– Tarım üretiminin devam edebilmesi için Uçak biletinde KDV indirimi yapan siyasi iktidar üretici köylülerin kullandığı mazottaki ÖTV(özel tüketin vergisi) ve KDV’yi kaldırmalıdır.
– Dövizdeki artış nedeniyle artan girdi maliyetleri karşısında üretici köylüyü ezdirmemek için ilaç, gübre vb tarım girdilerinde KDV kaldırılmalıdır.
– Yem fiyatları düşürülmeli ve hayvancılık yapan üretici köylünün yem alabilmesi için faizsiz yem kredisi verilmelidir.
– Fideleme, kümes ve ilaçlama gibi ihtiyaç olan yerlerde köylülere eldiven ve maske dağıtılmalıdır.
– Üretici köylünün kredi kooperatifi ve bankalara olan borçları faizsiz ertelenmelidir.
– Tarım üretiminde kullanılan elektrik ve tarımsal sulama borçları faizsiz olarak ertelenmelidir.
– Üretici köylünün üretim yapabilmesi için bu yıla özel faizsiz kredi olanağı sağlanmalıdır.
– Ekim yapabilmesi için üretici köylüye tohum ve fide dağıtılmalıdır.
– Tarım desteklerinin kapsamı genişletilmelidir.
– Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı engellenmeli başta madencilik olmak üzere şirketlerin tarım alanları, meralar, su kaynakları başta olmak üzere tarıma olumsuz etkileri olacak tüm uygulamalar durdurulmalı ve engellenmelidir.
– Kimi bölgelerde meyve toplanmaya başlayacak başta Urfa olmak üzere çevre illerden mevsimlik tarım işçileri ülkenin dört bir yanına tarlalarda, bahçelerde fide dikmeye ürün toplamaya gelmektedir. Üretici köylü aileleri ve mevsimlik tarım işçilerinin sağlığının korunması kapsamında önlemler alınmalı. Düzenli kontroller yapılmalıdır.
– İthalat lobilerine izin verilmemeli ve tarım ürünleri ithalatı yapılmamalıdır.