Ana Sayfa Dergi Sayıları 151. Sayı Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün avukatından yargılanmanın yenilenmesi talebi

Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün avukatından yargılanmanın yenilenmesi talebi

399
0

Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayarak türbanla üniversitelere girmek isteyen öğrencileri uyardığı ve tutanak tuttuğu gerekçesiyle hakkında açılan davada ceza alan ve bir süre cezaevinde kalan Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün avukatı Murat Fatih Ülkü, yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulundu.

Av. Ülkü, tipik bir kumpas davası olan Rennan Pekünlü dosyasında mahkumiyet kararı veren hakimler ve yargılama sürecinde görev alan savcılar hakkında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında işlem yapılması nedeniyle böyle bir talepte bulunduklarını belirterek bir basın açıklaması da hazırladı. Aşağıda açıklamanın metnini sunuyoruz.

BASIN AÇIKLAMASI

1) Bilindiği üzere, astronomi profesörü Esat Rennan Pekünlü, Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamak istedi, türbanla üniversitelere girmek isteyen öğrencileri uyardı ve tutanak tuttu diye, 2 yıl 1 ay hapis cezası almış, karar kesinleşmiş, sonrasında da Prof. Pekünlü cezaevine girmişti.

2) 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan, darbe teşebbüsü sonrası ülke genelinde FETÖ/PDY üyesi olarak değerlendirilen çok sayıda askeri personel, emniyet görevlisi ve yargı mensubu gözaltına alınmıştır. Ayrıca yargı mensupları dahil binlerce kamu görevlisi görevden uzaklaştırılmıştır.

3) Bu kapsamda, yazılı/görsel medyaya yansıyan haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla;

– Sanık hakkındaki mahkumiyet kararını veren, yerel mahkeme (İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi)

– Mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin karara (karar 4’e karşı 1 oyçokluğuyla verilmiştir.) katılan dönemin Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2 üyesi;

– Mahkumiyet hükmünün tarafımızdan temyiz edilmesi sonrası, dosyanın görüş için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelişinden itibaren 17 gün içinde mahkumiyet hükmünün onanması yönünde tebliğname hazırlayan Yargıtay Savcısı;

– Mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi sonrası, tarafımızdan yapılan karar düzeltme talebi ile ilgili olarak, “karar düzeltme yoluna gidilmeme” kararını veren dönemin Yargıtay Savcısı;

– Yargılamadan önce soruşturma aşamasında, sanık hakkında Ege Üniversitesi Rektörlüğü tarafından verilen lüzum-u muhakeme kararına karşı, sanık tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin karara (karar 3’e karşı 2 oyçokluğuyla alınmıştır.) katılan dönemin Danıştay 1. Dairesi’nin 1 üyesi hakkında, HSYK tarafından görevden uzaklaştırma (açığa alma) kararı verildiği gibi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan ceza soruşturması/soruşturmaları kapsamında gözaltı (yakalama) kararı verilmiştir.

4) FETÖ/PDY’nin yargı organlarındaki yapılanması ve faaliyetlerini de kısaca açıklamak gerekirse;

– “FETÖ/PDY’nin bilhassa (yakın döneme kadar faaliyette olan) özel yetkili mahkemelerde ve savcılıklarda örgütlendiği, yargı ve emniyet içerisindeki mensuplarının örgütün imamlarından aldıkları talimatlar uyarınca ve örgüt çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri, bu kapsamda ciddi hukuki sorunlar içeren uygulamalar yaptıkları kamuoyunda uzun süredir tartışılmaktadır.”[1]

– “Bu bağlamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 6/6/2016 tarihli iddianamesinde, yargı içinde FETÖ/PDY’nin önemli bir kadrosunun varlığını sürdürdüğüne, yapılanmanın istediğinde her türlü hukuksuz kararı verecek ve yargı eliyle kamu gücünü örgüt menfaatine kullanacak binlerce hakim ve savcı mensubunun bulunduğuna değinilmiş; son yıllarda kamuoyu tarafından yakından takip edilen birçok olaya ilişkin soruşturma ve yargılama süreçlerinin FETÖ/PDY’nin yargı teşkilatı içerisindeki mensuplarınca bu örgütün amaçları doğrultusunda ve yargı imamları tarafından verilen talimatlar uyarınca yapıldığı, bu süreçlerde bilinçli olarak hukuka aykırı uygulamalarda bulunulduğu iddia edilmiştir. Bu kapsamda “Şemdinli”, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Askeri Casusluk”, “Devrimci Karargâh”, “Oda TV” ve “Şike” davaları gibi kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan birçok davayı başta TSK olmak üzere farklı kamu kurum ve kuruluşlarındaki örgüt mensubu olmayan kamu görevlilerini tasfiye etmek ve farklı sivil çevrelerde örgütün çıkarlarına aykırı davrandığını düşündüğü kişileri etkisizleştirmek amacıyla kullandığı ileri sürülmüştür.”[2]

– “ Yukarıda belirtilen iddialara ilişkin olarak FETÖ/PDY’ye mensup olduğu ileri sürülen bazı yargı mensupları hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından disiplin soruşturmaları yapılarak meslekten çıkarma cezaları verilmiş ayrıca adli mercilerce de soruşturma ve kovuşturmalar yapılmıştır.”[3]

5) Rennan Pekünlü dosyasına bakıldığında;

I) Davayla ilgili temel hukuksal gerçekler, dosya kapsamı, atılı suçlamanın içeriği değerlendirildiğinde; sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi hukuken olanaksız olduğu halde, mahkumiyet kararına katılmış hakim/hakimler (ve yargılama sürecinde görüş beyan etmiş/işlevde bulunmuş savcı/savcılar), içindeki bulundukları yapılanmanın istedikleri ve amaçları doğrultusunda, tamamen hukuksuz bir karar vermişler ve böylece yargı eliyle kamu gücünü FETÖ/PDY yapılanması menfaatine kullanmışlardır.

II) Sanık hakkındaki mahkumiyet kararının içeriği, kamuoyuna, hukuk dünyasına, akademik (üniversite) ortama yansıma biçimi ve bu kararla elde edilen sonuçlar dikkate alındığında, sanık hakkındaki mahkumiyet kararının FETÖ/PDY yapılanmasının; “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerini) ele geçirmeyi ve bundan sonra devleti, toplumu ve fertleri kendi ideolojisi doğrultusunda yeniden şekillendirerek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetme”[4] amacına yönelik olduğu hemen anlaşılmaktadır.

III) Mahkumiyet hükmünün;

– Sanık hakkında Anayasa hükümleri, Anayasa Mahkemesi kararları, Danıştay kararları, AİHM kararları ve dolayısıyla “hukuk devleti” ve “hukukun üstünlüğü” ilkeleri yok sayılarak, kendisini Anayasa hükümlerinden ve Anayasa Mahkemesi’nden üstte gören bir anlayışla,

– Davayı yakından izleyen kamuoyu, hukuk çevreleri ve akademik ortamda, “Anayasa hükümlerini, Anayasa Mahkemesi kararlarını, yani hukuku uygulamak isteyen, hukukun yanında, hukuka güvenen, hiçbir suç işlememiş bir profesör cezaevine giriyorsa, biz de ‘hukuken güvende değiliz’” algısını ve yargı eliyle “korku imparatorluğu” ortamını yaratmak amacıyla,

– FETÖ/PDY yapılanmasının devleti, toplumu ve fertleri kendi ideolojisi doğrultusunda yeniden şekillendirme amacına karşı direnecek kişilere ve kitlelere gözdağı vermek amacıyla verildiği son derece açıktır.

IV) Sanık hakkındaki dava ve mahkumiyet kararı; tüm kamuoyunda, hukuksuz biçimde yürütüldüğü kabul edilen ve “kumpas davaları” olarak nitelendirilen, masum insanların FETÖ/PDY yapılanmasının amaçları doğrultusunda cezaevine atıldıkları, görevlerinden tasfiye edildikleri, kamuoyunun gözünde peşinen mahkum edildikleri, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Askeri Casusluk”, “Devrimci Karargâh”, “Oda TV”, “Şike” vb. davaları ile tamamen aynı konumdadır.

FETÖ/PDY yapılanmasının; “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerini) ele geçirmeyi ve bundan sonra devleti, toplumu ve fertleri kendi ideolojisi doğrultusunda yeniden şekillendirerek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetme”[5] amacına uygun olarak, FETÖ/PDY yapılanmasının amaçlarına engel olabilecek kamu görevlilerini tasfiye etmek, etkisizleştirmek hedefi[6] çerçevesinde bu mahkumiyet hükmü üretilmiştir.

6) Uluslararası çapta bir üne sahip, akademik çalışmaları ile tanınan bir astronomi profesörüne; Anayasa hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi kararlarının, kısacası hukukun uygulanması için çalıştığı için; türbanla üniversiteye girmek isteyen öğrencileri uyardığı, girenler hakkında tutanak tuttuğu için; hiçbir öğrenciyi, kimseyi engellemediği halde; şikayetçi öğrencinin herhangi bir devamsızlığının bulunmadığı üniversite resmi kayıtları ile de sabit olduğu halde; hem de alt sınırdan uzaklaşılarak, cezaevine girmesini sağlayacak biçimde 2 yılın üstünde hapis cezası verilmesi, mahkumiyet kararının tamamen hukuksuz ve belirli bir amaç doğrultusunda verildiğini göstermektedir.

7) Bu nedenle, kamuoyunda bilindiği biçimiyle tipik bir kumpas davası olan ve son FETÖ/PDY soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan 4 hakim ve 2 savcının mahkumiyet kararı sürecine katıldıkları Rennan Pekünlü dosyasında yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunuyor, Rennan Pekünlü’nün yeniden yargılanarak, “beraat” kararı verilmesini talep ediyoruz.

 

Dipnotlar

[1] Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun 04.08.2016 tarih Esas:2016/6 (Değişik İşler) Karar: 2016/12 sayılı “Anayasa Mahkemesi üyeleri Alparslan Altan ve Erdal Tercan’ın meslekten çıkarılmasına ilişkin kararı

[2] Dipnot 1’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararı

[3] Dipnot 1’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararı

[4] Dipnot 1’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararı

[5] Dipnot 1’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararı

[6] Dipnot 1’de yer alan Anayasa Mahkemesi kararı

Esat Rennan Pekünlü Vekili Av. Murat Fatih Ülkü

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz