Bilindiği gibi 17 Mart günü “parasız ulaşım hakkı”nı kullanan 99 ODTÜ öğrencisi okulun A4 çıkışında gözaltına alındı. Ardından gece okulda ve ertesi gün Adliye önünde eylemler gerçekleştirildi. Melih Gökçek ve AKP yanlısı basın tarafından olaylar aktarılırken bir takım çarpıtmalar, kamuoyunun aklını bulandırmaktadır. Bu yüzden eylemi başından sonuna kadar ilk ağızdan anlatmak gerektiğini düşünüyoruz:
Saat 17:00 ve 17:30 otobüslerine ücretsiz bineceğini belirten yaklaşık 80 üniversiteli kart basmadan otobüslere binmiştir. Otobüsler yaklaşık 2 saat beklerken otobüsten inenler de olmuştur ve hiç kimse eyleme katılmaya zorlanmamıştır.
Otobüsler beklerken, sivil giyimli şahıslar cep telefonlarıyla fotoğraf çekerken yakalanmıştır. Kimliklerini göstermeyenler EGO yetkilileri olduklarını söylemişlerdir. Okulumuzun güvenlik birimlerine, okul öğrencisi olmadığı söylenen kişilere güvenlik herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.
Otobüslerin kontakları açıldığında, şoförlerin ikisine de ısrarla otobüslerin Kızılay’a gidip gitmediği sorulmuş ve olumlu yanıt alınmıştır. Bunun üzerine dolmuş duraklarındaki öğrencilere de ücretsiz gidilebileceği duyurulmuş ve onların da katılımıyla 99 kişi otobüslere binmiştir. Ancak güzergâhlarından farklı olarak otobüsler A4 çıkışına yönelmiştir. Ve çıkışta konuşlanan çevik kuvvet ekiplerinin önünde araçlar durdurulmuştur. Araçların durmasıyla beraber çevik kuvvet ekipleri kapıları tekmelemeye başlamıştır. Bunun üzerine otobüsteki öğrenciler kapıları tutarak girişi engellemiştir. Bu esnada şoförlere kesinlikle en ufak şiddet uygulanmamıştır. Camlardan “polis yetkilileriyle görüşmek istiyoruz” şeklinde seslenilse de, polisler ses geçirmeyen kapılardan sembolik uyarılar yapmakla yetinmişlerdir.
Ardından çevik kuvvet camları açarak içeri biber gazı sıkmaya başlamıştır ve öğrencileri vahşice gözaltına almıştır. Bu esnada adli tıp raporlarına da yansıyan ciddi darplar oluşmuştur. Karakola gidene kadar polisler tarafından elleri kelepçeli halde dayak atılmıştır. Otobüste öğrencilere zorla mehter marşı ve ilahi dinletilmiştir.
Polis karakolunda sabah saatlerine kadar her türlü hakkımızın kullanılması engellenmiştir. Su ve yemek verilmezken, yakınlarımızı ve avukatlarımızı arama haklarımızın da kullanılmasına izin verilmemiştir.
Eyleme katılan diğer üniversite öğrencileriyle yakın ilişki kuran polis siyasi öğrencileri göstererek “bunlar sizi kandırdı, gözaltına alınacağınızı biliyorlardı” diyerek öğrencileri kışkırtmaya çalışmıştır. Eğer zorla otobüse bindirildiklerini söylerlerse serbest bırakılacaklarını söylemiştir. Maalesef iki arkadaşımız polislerden etkilenerek ifadelerinde “zorla otobüse bindirildim” şeklinde beyanda bulunmuştur. Geriye kalan tüm öğrenciler, otobüsün ücretsiz kalktığını görünce otobüse bindiğini ve herhangi bir uyarı yapılmadan polisin saldırdığını, darp ederek gözaltına aldığını ifade etmiştir.
Savcılıktaki ifadelerin de ardından tüm öğrenciler serbest bırakılmıştır. Gözaltında olduğumuz süre içerisinde gerek ODTÜ’de gerek Adliye önünde bizi yalnız bırakmayan ODTÜ’lü arkadaşlarımıza; açıklamalarıyla bize destek veren KESK, Eğitim-Sen, ODTÜ Mezunları Derneği ve Tüketici Hakları Derneği’ne teşekkür ediyoruz.
İnsanca bir ulaşım için mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.