Ana Sayfa Dergi Sayıları 144. Sayı Mars’ta bir mühendis

Mars’ta bir mühendis

433
0

Filminden bağımsız olarak Marslı kitabını eline alan bir çok insan gibi, ben de Andy Weir’ın ilk eseri olan kısa öykü Yumurta’yı okuduktan sonra başladım kitabı okumaya. Yumurta’da Andy Weir, yaradılış, ölüm, yaşam, Tanrı, reenkarnasyon kavramlarını altüst ederek, felsefi derinliği olan etkileyici bir eserle çıkmıştı okuyucunun karşısına. Henüz ölmüş bir adamla Tanrı’nın sohbeti üzerine kurulu öykü, bu kavramların tanımlarını yeniden yaparken, olayların gerçekleşme sebebine vurucu bir sonla açıklık getirip okuyucuyu etkisi altına alıyordu. Marslı’yı gördüğümde bu öykünün etkisi bende halen sürmekteydi. Kitaba Yumurta’nın felsefi derinliğini bulma arzusuyla başladım, fakat okudukça gördüm ki, bu kitap Yumurta’dan tamamen farklı bir yapıdaydı ve uzun zamandır arzuladığım türden bir kitap olmayı vaat ediyordu: Bilim ağırlıklı bilim kurgu.

Marslı, Ares 3 ekibinin Mars’ta karşılaştıkları şiddetli bir fırtına sırasında gezegeni terk ederken Mark Watney adlı astronotu geride bırakmak zorunda kalışıyla başlıyor. Daha ilk üç sayfada gerçekleşen bu olay okuyucuyu olayın içine olabildiğine hızlı bir şekilde çekiyor. Bilim kurgu kitaplarının birçoğundan bildiğimiz üzere beklentimiz, geride kalan astronotun yavaş yavaş kendini, benliğini ve yaşama isteğini kaybetmesi. Ancak Mark Watney okuduğumuz diğer tek başına kalmış insan profillerinden farklı bir profile sahip. O neşeli, esprili, bilgili, işinde yetkin ve hayatta kalmaya kararlı bir adam, biraz da küfürbaz. Andy Weir, “Neden Mark Watney’nin psikolojisi bozulmuyor?” sorusuna bir röportajında “Önceleri ben de öyle düşündüm; sonra Watney’in bir astronot olduğunu hatırladım” diye cevap vererek, gerçek astronotların aldıkları eğitimin bir parçası olan izolasyon eğitimine vurgu yapıyor. Bu da Mark Watney’i daha gerçek yapıyor.

Kâşif ve mucit

Bırakılmış olmaktan ya da yaşanan kazadan dolayı kimseyi ve kendisini suçlamayı aklından geçirmeden, derhal bir daha ki Mars görevi olan Ares 4 ile buluşabileceği güne kadar hayatta kalmak için çalışmalara başlıyor. Su arıtma cihazı, Mars’a Tırmanma Aracı denen uzay aracı gibi birçok farklı mekanik araçla haşır neşir olmaya, Mars’tan ayrılan arkadaşlarının geride bıraktığı eşyaları ve orada kullanacakları malzemeleri uygun yerlerde kullanmaya başlıyor. Bir yandan Dünya ile iletişim kurmanın yollarını, bir yandan da hayatta kalması için gerekli yemek ve su ihtiyacına çözümler arıyor.

O, Mars’ta patates yetiştiren ilk insan, hatta tam anlamıyla tarım yapan ilk kişi. Onun, Mars’ta kendi imkânlarıyla su yapması da bir ilk. Nereye ayak basıyorsa, nereye gidiyorsa, ne üretiyorsa, ne keşfediyorsa, kısacası ne yapıyorsa Mars’ta bunu yaptığında o ilk ve tek. Tuttuğu günlükte Mars’ta uyguladığı bilimsel teknikleri okuyucuya anlatan Mark Watney, Mars’ın ilk öğretmeni de aynı zamanda. Mark Watney okuyucuya nasıl su yapılacağını, sudan nasıl hidrojen elde edileceğini, uzay görevlerinde kullanılan malzemelerin yapılarını, yapılış amaçlarından farklı bir iş için kullandığı malzemeleri nasıl bu amaca uygun kullandığını ve neredeyse bütün cihaz ve aletlerin çalışma prensiplerini ayrıntılarıyla anlatıyor.

Kendisi de bir mühendis olan Weir, insanların mühendislere bakış açılarından sıkılmış ve yorulmuş olacak ki, gerçek bir mühendis koymuş kitabına. Mark Watney bilgilerini farklı alanlarda ve çözüm odaklı kullanabiliyor. Karşısına birçok problem çıkıyor ve bu problemlere çözüm bulmak tek amacı, hayatta kalma güdüsü neredeyse ikinci planda kalıyor. Bulduğu bilimsel çözümlerle keyifleniyor. Yer yer söylense de anlık sitemleri çözüm arayışına dönüşüyor. Kitaptaki bilimsel bilgiler Andy Weir’ın uzun araştırmalarının ve kendi mesleğinin meyvesi. Mekanik, yazılım, botanik, kimya ve astrofizik hakkında verdiği bilgiler ya gerçek ya da gerçek olması mümkün. Bir röportajında da kabul ettiği üzere tek gerçek olmayan bilimsel olay, kitabın başındaki şiddetli fırtına. Çünkü Mars’ta çıkan en şiddetli fırtına bir insanı bırakın yıkıp yerinden oynatmayı, üşütmez bile. Yazar bu fırtına meselesine, “Mars’ta rüzgâr şiddetinin çok düşük olduğunun farkındayım. Eğer fırtınayı oraya koymasaydım gerekli dramatik arka plan oluşmazdı değil mi?” sözleriyle açıklık getiriyor.

Andy Weir bir popüler kültür sevdalısı ve bu yönünü saklamıyor. Mark Watney en çok bu yönüyle Weir’e benziyor olabilir. Kitap boyunca çizgi roman karakterlerine (Aquaman ve Demir Adam), fantastik romanlara (Yüzüklerin Efendisi), birçok edebi esere ve televizyon dizilerine göndermeler yapıyor. Popüler kültüre gönül verenleri aynı zamanda kitapta bir gönderme avı bekliyor.

Mark Watney ile tanıştığınızda bir mühendisseniz, kendinizi onun yerine koyup problemleri çözmesinde ona yardımcı olacaksınız ve neden mühendis olduğunuzu anımsayacaksınız yeniden. Eğer bir mühendis değilseniz, bilimsel bilgilerle dolu,  eğlenceli ve soluk kesici bir serüvende Mark Whatney’e eşlik edeceksiniz. Kitap boyunca Whatney’nin Mars’tan kurtulacağını ve bu süreç boyunca hiçbir zaman somurtan, psikolojisi bozulan bir karakter olmayacağını düşüneceksiniz. Ancak onun kurtulacağını düşünmeniz kitabı sizin için değersiz kılmayacak. Aksine kafanızda “Bu sorunu da çözecek ve sonunda kurtulacak, ama nasıl?” sorusuyla soluksuz bir okuma yapacaksınız.

– Marslı, Andy Weir, Çev. Emre Aygün, İthaki Yayınları, 2014, 416 s.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz