Ana Sayfa Dergi Sayıları 252. Sayı Kitapçı rafı

Kitapçı rafı

153

Karanlık Ekoloji – Gelecekte Müşterek Yaşama Mantığı

Timothy Morton, Çev. Öznur Karakaş, Tellekt, 2025, 208 s.

Karanlık Ekoloji, Neolitik Çağ’dan beri sorgulanmadan işletilen lojistik “program”ın ekolojik krizinin izini sürer. Karanlık Ekoloji, ekolojik gerçekliğin ilk başta, etrafımızı saran, bizlere nüfuz eden bir dizi kaçınılmaz teşekkülle müşterek varoluşa dair trajik bir melankoli ve olumsuzluk niteliklerine sahip bir farkındalık gerektirdiğini iddia eder ancak paradoksal bir biçimde anarşik, komik bir müşterek varoluşa doğru evrilir. Karanlık Ekoloji depresyon olarak karanlıkta başlar. Ontolojik gizem olarak karanlığı kat eder. Kara tatlılıkta sona erer. Timothy Morton, Karanlık Ekoloji’de bir yandan biyosferdeki yerimizi aydınlatıyor, bir yandan da bir arada yaşamanın melankolisi ve olumsuzluğuyla dolu, ancak döngü biçimini keşfettikçe eğlenceli, anarşik ve komik bir şeye dönüşen ekolojik krizin mantıksal temellerini araştırıyor. Morton, felsefe, antropoloji, edebiyat, ekoloji ve biyolojiyi bir araya getirerek insan dışı varlıklarla bağlarımızı yeniden kurmayı ve içinden geçtiğimiz karanlık, tuhaf döngüyü aydınlatabilecek oyunbazlığı ve neşeyi yeniden keşfetmemize yardımcı olmayı umuyor.

Veri Dedektifi – Sayıların Gizlediklerini Anlamanın 10 Kuralı

Tim Harford, Çev. Ayşe Göç, Pegasus, 2025, 368 s.

Tim Harford, hem ekonomist hem de BBC’nin More or Less adlı radyo programının sunucusu olarak sahip olduğu tecrübeleri okurla paylaşıyor. Okurlara dezenformasyonun, gizlenen gerçeklerin, kötü yapılmış araştırmaların dehlizlerini gösterdikten sonra insanları paha biçilmez veri cevherleri ve sayılarla iletişimi kıymetli hâle getiren analizlerin izini sürmeye davet ediyor. Harford’ın geniş karakter yelpazesi; Nazileri kandıran sahte ressamı, Washington’ın en güçlü kongre üyesine âşık olan bir striptizciyi, John Maynard Keynes, Daniel Kahneman ve Florence Nightingale gibi ünlü veri dedektiflerini içeriyor. Veri Dedektifi, güven, merak ve sağlıklı bir düzeyde şüphecilikle çevremizdeki iddiaları nasıl ele alınacağını gösteriyor. Sayıları anlamanın on temel kuralını (ve bir de altın kuralı) sunan bu eser, aklıselimle davranarak sayıların nasıl sunulduğu üzerinde dikkatlice düşünüldüğünde gerçekleri anlamanın yolunu kristal berraklığıyla görebileceğimizin altını çiziyor.

 

Tıbbi Jeoloji: Yaşamın Her Anında Jeoloji ve Sağlık

Eşref Atabey, Nobel Akademik Yayıncılık, 2025, 810 s.

Yaşam için solunan havanın, içilen suyun, yenilen gıdaların temiz ve kaliteli olması önemlidir. Bunlardaki kirlenme insan sağlığını olumsuz yönde etkiler. Solunan havanın içinde asbest, eriyonit, kuvars gibi bazı minerallerin lif ve tozları, içme suyunda arsenik ve florürün sınırın üzerinde bulunması, bazı yerleşim yerlerinde doğal radyasyon etkisi, yeterli beslenemeyen kişilerde demir ve çinko eksikliğine bağlı kil ya da toprak yeme olayları sağlığı etkiler ve zaman içinde hastalık yapar. Yaşamın her anında bizleri tehdit eden bu tehlikelerin yol açtığı hastalıklar doğa kaynaklı çevresel hastalıklardır. Bu hastalıkların nedenlerini ya da hastalık yapma tehlikesi olan doğa kaynaklı jeolojik unsurların incelenmesine tıbbi jeoloji denir.

Dünyanın oluşumundan itibaren doğa kaynaklı tehlikeler var olmuş ve tarih boyunca insanları etkilemiştir. Deprem, heyelan, sel ve su taşkınları, yangın gibi doğa kaynaklı tehlikeler; yaşamın bir anında etkili olan, insanlara ve çevreye büyük zararlar veren olaylardır. Doğa kaynaklı tehlikelere karşı insanların yaptığı hazırlıklar ve aldığı önlemler yeterli olmamıştır. İnsanlar günümüzde de doğal tehlikelere karşı daha hazırlıklı olmanın yollarını arama çabalarını sürdürmektedir. Hiçbir doğa kaynaklı tehlike önlenemez ya da etkileri azaltılamaz diye düşünülmemelidir. Araştırmalardan, gözlemlerden ve deneyimlerden elde edilen bilgiler birleştirilerek ve çağdaş teknolojilerden yararlanılarak doğa ve kaynaklı tehlikelerin etkileri azaltılabilir, can kaybı en az düzeye indirilebilir. Asbest, eriyonit, kuvars gibi bazı minerallerin lif ve tozları, içme suyunda arsenik ve florür, doğal radyasyon, kil yeme olayı, bazı insan kaynaklı unsurlar yaşamın her anında sağlığımızı tehdit eden birer doğa tehlikesidir. Bu gibi unsurlara karşı zamanında önlem alınmazsa insan sağlığı risk altına girer. Kitap,”Doğa Jeolojik Unsurlar”’ ve “İnsan Kaynaklı Unsurlar” diye iki ana kısım ve toplam otuz yedi bölümden oluşuyor.

Bir Matematikçinin Savunması

G. H. Hardy, Say Yayınları, 2025, 104 s.

Bir ressam renklerle, bir şair sözcüklerle çalışır. Peki ya matematikçi? G. H. Hardy’nin ölümsüz eseri Bir Matematikçinin Savunması, matematiğin yalnızca bir bilim değil, aynı zamanda bir sanat olduğunu savunuyor. “Matematik bilimlerin kraliçesidir” diyen Gauss’un izinden giden Hardy, asal sayıların sonsuzluğu ve irrasyonel sayıların gizemi gibi teoremlerle matematiğin zarafetine, derinliğine ve insan düşüncesinin sınırlarını nasıl zorladığına ışık tutuyor. Yazar, “Gerçek matematik, eğer savunulacaksa sanat olarak savunulmalıdır,” diyerek bu disiplini estetik ve entelektüel bir yolculuk olarak tanımlıyor.

Simetri – Evrenin Görkemi

Christopher T. Hill, VakıfBank Kültür Yayınları, 2025, 456 s.

Bilim insanları teleskopla uzak yıldızlara baktıklarında ya da maddenin en küçük bileşenlerini analiz etmek için parçacık hızlandırıcı kullandıklarında, tüm evreni her zaman ve her yerde aynı fizik yasalarının yönettiğini keşfederler. Fizikçiler, fizik yasalarının değişmeyen, her yerde var olan yapısına simetri adını verirler. Simetri, doğa yasalarını tanımlayan ve dolayısıyla düzenleyen temel ilkedir. Bu çok önemli kavrayış, modern fizikteki en büyük kavramsal dönüm noktalarından biridir ve tüm fizik yasalarını açıklayacak büyük bir birleşik teori keşfetmeye yönelik çağdaş çabaların temelini oluşturur. Nobel Ödüllü Leon M. Lederman ve fizikçi Christopher T. Hill, bu etkileyici ve kolay anlaşılır popüler bilim kitabında simetrinin son derece zarif içeriğini ve bu kavramın evren üzerindeki tüm derin etkilerini açıklıyorlar. Kitapta ana tema olan simetri anlatısının merkezinde Emmy Noether ve onun akademik çalışmaları ile ortaya koyduğu korunumu yasaları ve simetri arasındaki derin bağ bulunuyor. Lederman ve Hill, Noether’in çalışmalarına dayanarak, evren hakkında geniş kitleler tarafından büyük ölçüde bilinmeyen ve Büyük Patlama, Einstein’ın görelilik teorisi, kuantum mekaniği ve fiziğin diğer birçok alanıyla bağlantılı geniş kapsamlı etkileri olan bir kavramı inceliyorlar.

 

Kelebekler Sessiz Uçar – Filistin’de Savaşmış Bir Devrimcinin Anıları

Ümit Savaş, Nota Bene Yayınları, 2025, 248 s.

Kelebekler Sessiz Uçar, yazarın yaşamının tüm evrelerinden ziyade Filistin’de mücadele içinde geçen kısımlarını ön planda tuttuğu bir anılar seçmesidir. Çocukluk arkadaşı Hamdi Gezmiş’in abisi Deniz Gezmiş’in idam edildiği gece Gezmişlerin evinde yaşanan dramla biçimlenen yaşam, Ankara SBF’de okurken dönemin birçok tanınmış siyasi aktörüyle birlikte öğrenci hareketinin ön saflarında mücadele, Kurtuluş hareketi içinde yer alıp hızla öne çıkış ve sonrasında ülkenin en çok arananlarından biri haline geliş ve ardından Filistin… 1982’de İsrail’in beş ay süren Beyrut kuşatmasında arkadaşlarıyla birlikte Filistin için savaş gibi tehlikeli, Sabra-Şatilla katliamı gibi dramatik ama bir o kadar da renkli Filistin günleri; Filistin kamplarında dünyanın dört bir yanından gelen devrimciler, Ermeni ASALA örgütünün faaliyetlerine yakından tanıklık gibi nice ilginç olaylar… Dört yıl süren Filistin macerasının ardından gizlice ülkeye dönüş ve süren faaliyetler, Kurtuluş hareketinin merkez komitesine seçilme, yeniden gidilen Filistin’in iç ayrışmalarında Yaser Arafat taraftarı olmakla suçlanarak Suriye tarafından bir yıl süreyle tutuklanma ve Sednaya Cezaevi, beş yıllık Filistin macerasının ardından merkez komiteden istifa ve fikir birliği ettiği arkadaşlarıyla birlikte ülkede ayrı siyasi faaliyet… 2023 yılında kızını kaybeden yazarın yaşadığı iç hesaplaşma, sessizce kaybedilen mücadele arkadaşları, 2024 Ocak’ında Gazze’de başlayan soykırım girişimi ve gizlice İsrail’i destekleyen iktidarın yalanları ve tümünün çakışmasıyla ortaya çıkan travma ve öfke, bu kitabın hazırlanmasının tetikleyicileridir. Kelebekler gibi sessizce aramızdan ayrılanlara adanmış bir metinle karşı karşıyayız. Mücadele ile duyguların iç içe geçtiği bu anılar silsilesi okuru sarsıcı bir tanıklığa sürüklüyor.

Dünya Tarihi Ansiklopedisi

Kolektif, Alfa Yayıncılık, 2025, 416 s.

Bu yeni güncellenen kitap, tarih öncesinden 21. yüzyılın başına kadar dünya tarihini olası en kısa ve kapsamlı haliyle sunacak şekilde tasarlanmıştır. Dinozorlar, ilk insanlar, antik Mısır, Aztek İmparatorluğu, ortaçağ Avrupa’sı, Birinci Dünya Savaşı ve daha birçok büyüleyici konu hakkında bilgiler içermektedir. Tarihi olayların net açıklamaları 12.000 yıllık resimli zaman çizelgesi, 100’den fazla harita, muhteşem çizimler, çizelge ve fotoğraflar, heyecan verici tarihi sahnelerin yeniden yapılandırılması, Usborne tarafından önerilen 800’den fazla web sitesine bağlantılar içermektedir.

20. Yüzyıl Avrupa İktisat Tarihi

Ivan T. Berend, Çev. Serpil Çağlayan, İş Bankası Kültür Yayınları, 2025, 392 s.

Avrupa iktisat tarihinin önde gelen isimlerinden Ivan T. Berend, 20. yüzyılın başlangıcından günümüze ekonomik rejimleri ve uygulamalarını çeşitli yönleriyle ele alan öncü eserinin bu yeni baskısında, 2008 finansal-ekonomik krizinin sebepleri ve etkileri de dahil, yakın dönemdeki olayları da kapsayan bir güncelleme yapıyor.

Berend’in bu çok önemli çalışması krizleri, devrimleri, savaşları ve benzersiz teknolojik başarılarıyla tam bir “aşırılıklar çağı” olan 20. yüzyılı, Avrupa’daki çeşitli iktisadi rejimlerin yükseliş ve düşüş süreçleri üzerinden inceliyor. 20. Yüzyıl Avrupa İktisat Tarihi, ”laissez faire” rejiminden Keynes’çi müdahalelere, totaliter sistemlerin ekonomik dirijizminden karma ekonomiye ve refah devletinin yükselişine, en nihayetinde de küreselleşmeye, 2008 krizinin ardından Avrupa’nın son dönemdeki ekonomik sorunlarına uzanan, Avrupa’nın iktisadi gelişiminin bütüncül, kıyaslamalı bir anlatısını sunuyor. İktisat tarihini siyasal tarihle iç içe ve son derece kolay okunacak bir şekilde anlatan bu kitap, Avrupa’nın çeşitli bölgeleri arasındaki karşılaştırmalı yaklaşımı ve neden-sonuç ilişkilerindeki parlak yorumlarıyla önemli bir boşluğu doldurmayı amaçlıyor.

Kadının Mülksüzleştirilmesi

Pat Brewer, Sümer Yayıncılık, 2025, 110 s.

Kadının Mülksüzleştirilmesi, bizi, insanlığın yazılamayan tarihi ve de egemenlerin kendisini anlattığı yazılı tarih içerisinde bir yolculuğa çıkarıyor. Mülksüzleştirme, mülkiyet-özel mülkiyet hikâyesinden ayrı düşünülemez. Biri varsa öteki de vardır. Yazar Pat Brewer, bu kitabında, Frederick Engels’in “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” çalışması üzerinden kadının günümüze dek uzanan hikâyesini irdeliyor. “Modern toplumdaki yaygın cinsiyet eşitsizliği ‘doğal’ değildir. İlk insan toplulukları özel mülkiyeti, sınıf ayrımını ve devleti – ya da kadınların ikincilleştirilmesini – bilmezdi.” Dolayısıyla, kadına bu “kaderi” biçen, özel mülkiyet üzerine inşa edilen devlettir. Çünkü bu süreçte kadın, Analık Hukukunun yıkılışıyla en büyük tarihsel yenilgisini almış ve özel mülkiyete dönüştürülmüştür. Frederick Engels, anaerkil toplum düzeninden sınıflı topluma geçişin bazı kilit yönlerini açıklayamamıştır. Son dönemde arkeolojik çalışmalarla ortaya çıkan arkeolojik bilimsel kanıtlar işte bu boşlukların doldurulmasına ve tam anlamıyla tutarlı bir açıklama getirilmesine olanak vermiştir. Kadının Mülksüzleştirilmesi tam da buraya odaklanan bir çalışmadır. Bu gelişmeler, günümüzde kadın hakları için verilen mücadele açısından çok kıymetlidir ve kadın hakları mücadelesi, kadının mevcut toplumsal konumunu “normal”,  dolayısıyla da değiştirilemezmiş gibi göstermenin peşindeki tüm gerici fikirlerle mücadeleyi de zorunlu kılmaktadır.

Devlet Adamları Nasıl Düşünür? Uluslararası Politikanın Psikolojisi

Robert Jervis, Fol Kitap, 2025, 432 s.

Tanınmış siyaset bilimci Robert Jervis, bu kitabında devlet adamlarının yaptıkları tercihlerin ardında yatan psikolojiyi sorgulayarak, gayrişahsi yapıların, kurumların, kuralların ve teamüllerin yön verdiği düşünülen uluslararası siyasette kişisel algıların, yanlış anlamaların ve bilişsel tarafgirliklerin ne denli etkili olduğunu ortaya koyuyor. Yarım yüzyıla yaklaşan meslek hayatında edindiği tecrübeleri ve alanda yapılagelen araştırmaları bir araya getiren Jervis, siyasi liderlerin ve yöneticilerin istihbaratları ve olası tehditleri nasıl yorumladıklarını, diplomasi dansını bazen bıçak sırtında ustalıkla nasıl yaptıklarını ve bazen de felakete yol açacak kararlara hangi güdülerle imza attıklarını irdeliyor. Nükleer felaketin kapıda olduğu Soğuk Savaş döneminin diplomatik kıvraklıklarından, Üçüncü Dünya ülkelerinde yaşanan gerilimlere, ABD-Rusya ilişkilerinden günümüzün etnik ve jeopolitik çatışmalarına kadar uzanan geniş bir yelpazede gerçek dünyadan örneklerle modern tarihin en etkili uluslararası siyasi kararlarından bazılarının ardında yatan stratejik hesaplamaların mantığını ve psikolojisini gözler önüne seriyor.

Çatışmadan Uzlaşıya – Bölünmüş Toplumlarda Anayasal Birliktelik ve Demokrasi

Salim Orhan, Siyasal Kitabevi, 2025, 334 s.

Modern ulus-devletlerin klasik aklı tarafından uzun zamandır toplumsal uyuma ve ahenge yönelik bir tehdit olarak değerlendirilen farklı etnik, dinsel, dilsel, kültürel ve ulusal kimliklerin kamusal alanda eşit tanınma ve desteklenme talebi, 21. yüzyıl siyasetinin belirleyici özelliklerinden biri haline gelmiştir. Bu talepler, söz konusu kimliklerin politik bir nitelik kazanmasına yol açmış ve dünyanın pek çok yerinde toplumların bu kimlikler etrafında bölünmesine ve çatışmasına yol açmıştır. Çatışmalı ve bölünmüş toplumlarda barış, demokrasi ve istikrarı sağlama çabaları, birçok devletin öncelikli meselesi ve siyasal gündeminin merkezinde yer almaktadır. Tüm vatandaşlara eşit derecede bireysel özgürlük sağlayacağı varsayımına dayanan ve bu tür kimlikleri göz ardı ederek bireyleri soyut birer özne olarak ele alan geleneksel anayasal ve siyasal yaklaşımlar ise bu sorunlara ve çatışmalara çözüm sunamamaktadır. Çatışmadan Uzlaşıya: Bölünmüş Toplumlarda Anayasal Birliktelik ve Demokrasi kitabı, çağdaş siyaset bilimi ve anayasa hukukunun en temel meselelerinden ve en zor sorunlarından biri olan etnokültürel çeşitliliğin ve çatışmaların nasıl bir siyasal ve anayasal yaklaşımla yönetileceğini disiplinlerarası bir yaklaşımla ele almaktadır. Bu eser, soyut teorik tartışmaların ötesine geçerek, tarihsel ve güncel örnekleri karşılaştırarak çatışmayı uzlaşıya dönüştürecek ve bölünmüş toplumlarda barış içinde bir arada yaşamayı mümkün kılacak özgün bir siyasal sistem, anayasal model ve demokrasi anlayışı sunmaktadır. Genel olarak kamusal alanda barışı önemseyen herkese, özellikle siyaset bilimi ve kamu hukuku alanlarına ilgi duyanlara hitap eden bu kitap, politika yapıcılar ve anayasa hazırlayıcıları için de önemli katkılar sunma potansiyeline sahiptir.

Boşluk ve Nefret: Eskicagda Olumsuzlugun Tarihcesi İcin Saptamalar

Andre Laks, Akademim Yayıncılık, 2025, 128 s.

Kendi koyduğu yokluğu düşünme yasağını “intihara meyilli bir jestle” yine kendisi ihlal eden ve olumsuzun karanlık gece kılığında felsefe sahnesine girmesine izin veren Parmenides. Boşluk vardır, diyerek hareketi mümkün kılan, bunu yaparken varlığın anlamlarını çoğaltan ama asla varoluşçu olmayan atomcular. Varlığımızı Nefret’le Sevgi’nin çatışmasına borçlu olduğumuzu gösteren ama Nefret’in olmadığı bir dünya hayal etmekten vazgeçmeyen Empedokles. Boşluk ve Nefret’in kahramanları işte bunlar. André Laks, her şeyin başladığı yere dönüyor ve Sokrates-öncesi düşünürleri onların sözcük dağarcığında yer almayan bir kavramın, olumsuzluk kavramının peşine düşerek okumayı deniyor.