Bilim ve Gelecek dergisi Büyükçekmece Temsilciliği 20 Şubat Cumartesi günü, “Liberal Kirlenme” konulu yeni bir seminer gerçekleştirdi. ABC gazetesi yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ın konuşmacı olduğu semineri birçok katılımcı ayakta izledi. Seminere dergimizin yayın yönetmeni Ender Helvacıoğlu da katıldı. Katılımcılar arasında değişik parti ve kitle örgütleri yönetici ve üyelerinin yanı sıra çok sayıda gencin de bulunması dikkat çekiciydi.
Ahmet Doğan’ın açılışını yaptığı seminerin ilk bölümünde Yanardağ, Doğu’nun yükselen yıldızı olduğu söylenen Türkiye’nin, Ortaçağ karanlığına doğru sürüklendiğini bu sürüklenmenin 11. yüzyılda Gazali ile başladığını ve günümüzdeki mücadelenin bin yıllık kavganın devamı olduğunu, tarihsel süreci ele alarak aktardı. Günümüzde Gazali’nin “akıl değil nakil” felsefesinin adım adım toplumu sardığını ve yaşanan sürecin felsefi temelinin bu tespitte yattığını belirtti. Gazali’ye en büyük itirazın yine İslam düşünürü olan İbn-i Rüşt’ten geldiğini, İbn-i Rüşt Gazali çatışmasında İbn-i Rüşt’ün kazandığı tek yerin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu vurguladı.
Toplantının ikinci bölümünde, 19. yüzyılda başlayan Türkiye Aydınlanmasının, Tanzimat hareketleri, 1876 Anayasası ve 1908 devrimine, oradan da Mustafa Kemal hareketine evrildiğini özetleyen Yanardağ, günümüzde liberallerin, bu toprakların ürettiği ilerici aydınlanmacı ne varsa hepsine saldırdığını vurguladı. Dünyanın hiçbir yerinde ilericiler, devrimciler, Marksistler kendi ülkelerinin değerlerine saldırmazken ne yazık ki Türkiye’de tersi yaşandığını ve bunun başını liberalleşen solcuların çektiğini söyledi. AKP’yi iktidar yapanın da kendi dinamikleri olmayıp bu devşirme “solcu” liberaller olduğunu ve düzenden beslenen bu ihanet odaklarının birçok solcuyu da etkilediğini örnekleriyle aktardı.
Bir Amerikan projesi olan AKP’nin adım adım ülkeyi dinci faşist diktatörlüğe götürdüğünü, bununla mücadele ederken liberal ihanet şebekelerini unutmamak gerektiğini ve de Türkiye’nin devrimci dinamiklerinin umutsuzluğa meydan vermeyecek kadar güçlü olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
Program dört saate varan bir akış sonrasında Merdan Yanardağ’ın kitaplarını imzalaması ve gerçekleşen yemek programı ile sonlandı.
