Ana Sayfa Dergi Sayıları 72. Sayı Homeopatik grip ilacı!

Homeopatik grip ilacı!

Bilim Gündemi

4817
0

Her yıl binlerce insanın ölümüne neden olan grip esas olarak kuş hastalığıdır. Grip virüsü çok hızlı mutasyon geçirir ve bazen bu mutasyon kuş gribinin başka sıcakkanlı türlere yayılmasına neden olur. Grip virüsünün hızlı mutasyonu, etkin bir aşı geliştirmeyi zorlaştırıyor.

Amerika’da 2004-2005 yılı aşı kıtlığı arttıkça Wall Street Journal grip aşısının seçeneklerine ilişkin uzunca bir yazı yayınladı. Editörlerin listesindeki ilk seçenek FluMist idi. Reçeteyle satılan FluMist burun spreyi biçiminde kullanılan canlı virüs aşısıdır. FluMist oldukça etkili bir aşıdır, ancak, zayıflamış canlı virüs biçiminde olduğu için en büyük risk altındaki gruplarda, 49 yaş üstü ve sağlığı kötü olan kişilerde kullanılmasının sakıncalı olduğu belirtiliyor. Gribin başlıca bulaşma biçimi gribe yakalanmış kişilerle el teması olduğu için editör yazıları sık sık ellerin yıkanmasını da salık veriyordu. Wall Street Journal eğer size grip teşhisi konduysa, doktorunuzun amantadine gibi grip süresini kısaltılabilecek antiviral haplar da önerebileceğine işaret ediyordu.

Bu önerilerin hiçbirine karşı çıkamazsınız Ancak editör yazısı bilim dünyasını kızdıran bir başka seçeneğe de işaret ediyordu. Yazı, bir seçenek olarak homeopatik ilaç olan oscillococcinum’u da listeye almıştı. Homeopati, sağlıklı bir kişide bir hastalığı yaratacak maddelerden az dozlarda vererek sağlıksız kişide o hastalığın sağaltımını yapma yöntemidir. Bu konudaki yumuşak uyarı “homeopatik mekanizmanın soru işaretleri taşıdığı” biçimindeydi. Ancak homeopatik mekanizma “soru işaretleri taşımıyor”, homeopatik mekanizma diye bir şey yok.

Doğal grip ilacı olarak bilinen Oscillococcinum diğer grip ilaçları gibi eczacıların raflarında bulunur. Diğer ilaçlar gribi önleme veya iyileştirme iddiasında bulunmaz, yalnızca burun tıkanıklığı, adele ağrısı gibi durumları değişik etkinlik derecesiyle azaltır. Diğer ilaçlar, baş dönmesi, ağız kuruluğu gibi yan etkilerin listesini de verir. Ancak Oscillococcinum’un yan etkisi yoktur -aslında hiç etkisi yoktur. Gribine çare olacak bir şey arayan hasta eczanedeki grip rafına göz attığında, kutu üzerine küçük harflerle yazılı olan “homeopathic” sözcüğüne dikkat bile etmiyordur. Dikkat etmiş olanlar bile ne anlama geldiğini bilmiyordur. İnsanların çoğu Amerika’da satılan ilaçların güvenilir ve etkili olduğunun kanıtlandığına inanır. Ancak ne yazık ki durum hiç de böyle değil.

Kongre, bazı ilaçları saf besin ve ilaç yasalarından bağışık tutmuştur. Senatoya girmeden önce homeopati doktoru olan New York senatörü Royal Copeland, 1938 yılında geçen Besin, İlaç ve Kozmetik Yasası’nın (Food, Drug and Cosmetics Act) baş sponsoruydu. Bu yasa, FDA’nin denetiminde bulunan Homeopathic Pharmacopoeia listesindeki tüm homeopatik ilaçların denetimden bağışık olmasını açıkça isteyen bir önlem içeriyordu. Bu bağışıklık bugün de hâlâ geçerli. Copeland’ın bağışıklığa gösterdiği gerekçe son derce basit: homeopatik ilaçların varlığını savunduğu etkiyi doğrulamanın bir yolu yoktur. Bu bağışıklık homeopatiye pazardaki diğer bütün yılan yağlarından daha fazla avantaj sağlıyor.

Oscillococcinum yalnız Fransa’daki Boiron Laboratuvarlarında üretiliyor. Üretim, bir söylenceye göre, Meksika’da Orta ve Güney Amerika’da yaşayan ördeğin (Barbary duck-Cairina moschata) karaciğeri ve kalbinden alınan bir maddenin işlenmesiyle başlıyor. Özellikle bu vahşi ördek türünün niçin onurlandırıldığı açık değil, ancak su kuşları özellikle gribe karşı zayıftırlar ve bu nedenle ördeğin iç organlarından hazırlanan bir şeyin insanları hastalıktan koruyacağı anlaşılabilir.

Boiron sürecindeki bir sonraki adım ördek karaciğer özünün homeopatik sulandırılmasıdır. Sonuç, göreceğimiz gibi, oscillococcinum’un ördeğin organlarından elde edilen maddeden hiçbirini, bir tek molekülü bile içermemesidir.

Eczane raflarındaki diğer ilaçlarda olduğu gibi, üreticinin Oscillococcinum paketi üzerine ilacın içeriğinin listesini koyması gerekir. Boiron Oscillococcinum’un etkileyici içeriğinin listesini Latince olarak verir: anas barbariae hepatis et cordis extractum, “Barbary ördeğin karaciğer ve kalbinden çıkarılanlar”. Konsantrasyon 200CK HPUS olarak verilir. Bu ilacı kullananların bunun ne anlama geldiğini bildikleri konusunda kuşkularım var. “K”, Oscillococcinum’un sulandırıldığını söyler. “C”, ilk sulandırılmanın yüzde 1 olduğu anlamına gelir. “200”, sulandırmanın arka arkaya 200 kez yinelendiğini anlatır. HPUS, ilacın içeriğinin ABD’nin Homeopathic Pharmacopoeia listesinde resmi olarak -bir diğer deyişle, 1938 Copeland bağışıklığıyla- bulunduğunu söyler. Kısacası, Oscillococcinum FDA denetiminden bağışıktır. O zaman ne oluyor? Soyuluyorsun.

Şimdi rakamları konuşturalım: eğer yüzde 1 konsantrasyonla başlarsan ve bir başka yüzde 1 içinde sulandırırsan, konsantrasyon 1/10.000 olur. Bir kez daha sulandırırsan 1/1.000.000 elde edersin vd. İlacın içeriği moleküllerden oluştuğu için bu rakamların bir sınırı vardır. Şimdi düşünün, öyle bir noktaya ulaştınız ki, hazırlanan ilacın içinde yalnızca bir tane Oscillococcinum molekülü kaldı. Buna sulandırma sınırı denir. Eğer ilacı bir kez daha sulandırırsanız içinde hiç molekül kalmama olasılığı 1/100 olacaktır. İlacın şişe oylumuna bağlı olarak sulandırma sınırına belki bir düzine sulandırma sonunda ulaşılır -geriye yapılacak 188 sulandırma kalır. Sulandırma sınırının ötesinde yapılacak olan “sulandırma” anlamını yitirir. Sulandırılacak bir şey kalmamıştır. İlacın içinde ilaç yok.

Bu savı ileri sürdüğünüzde homeopatlar omuzlarını silker ve homeopati mekanizmasının tam olarak anlaşılamadığını ve dünyada milyonlarca kişinin bu yöntemi geçerli bulduklarını söylerler. Bu kişilerden birisi İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’dir. Elizabeth’in kişisel homeopatı vardır ve kendisine her gün homeopatik karışımlar hazırlar. Homeopatlara göre, ilacın “etkin içeriği” tamamen sulandırılıp yok olsa bile, sağaltım etkisinin spritüel özü kalıcıdır. Sulandırma işlemi ilacın içindeki etkin madde yok oluncaya dek sürse bile, homeopatların savına göre, ilacın iyileştirme gizilgücü artar. Onlara göre su anımsar.

 

Kaynak: Robert L. Park, Superstititon, Belief in the Age of Science, Princeton University Press, Princeton & Oxford, 2008)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz