Din ve dünya görüşü

Hüseyin Karakuş Tanrının varlığına inanıyorsanız, içinde yaşadığımız dünyayı iki türlü algılayabilirsiniz. İlki şöyle olabilir: “Evreni ve dünyadaki tüm varlıkları yaratan Tanrı, biz insanlara dünyayı ve Tanrı’yı idrak...

Paradokslarla ilgili özgün, anlaşılır ve “yerli” bir eser: ‘50 Soruda Paradokslar’ kitabı üzerine

0
Prof. Dr. Hasan Aydın OMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü Paradoks (para: öte, farklı, karşıt; doksa: sanı, kanı), sanı ötesi görünen, sezgiye aykırı gelen...

Aydın kimdir, kim aydındır?

0
Ender Helvacıoğlu “Aydın” nasıl bir kavramdır? Nesnel, tarihsel ve toplumsal bir kavram mı, yoksa bir değer yargısı olarak kullanılan ve olumluluk atfedilen bir kavram mı?...

Herakleitos’un ırmağına girmek

0
Ender Helvacıoğlu “Gök kubbe altında söylenmemiş söz yoktur.” Hoşlanmadığım laflardan biri. İlk kez kimin söylediğine dair rivayet muhtelif. Cicero’ya ait olduğunu iddia edenler de var,...

Türkiye’de neden felsefe ve toplumbilim geleneği yok?

0
Bilim ve Gelecek bürosuna Ahmet Kale uğramıştı. Onunla Hikmet Kıvılcımlı üzerine yaptığımız sohbetten sonra uzun uzun düşünme ihtiyacı hissettim. Daha önce de yazmıştım, Dr. Kıvılcımlı...

Düşüncelerimiz özel mülkümüz müdür?

0
Düşüncelerimiz bize mi aittir? Özel mülkümüz müdür? Bize vahiy olarak mı inmişlerdir, yani Tanrı tarafından mı bahşedilmişlerdir? Böyle olmadığını biliyoruz. Peki, bizim bireysel yaratımlarımız...

Ortaçağda felsefe: farklı gelenekler ve temel karakteristikler

0
Ortaçağ felsefesi kendi içinde dört ayrı geleneği barındırır. Bunlar, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm olmak üzere üç tek-tanrılı dinin yaygın olduğu kültür atmosferinde yeşerir. Dolayısıyla, ortaçağ nitelemesinin, Antik Yunan’da ortaya çıkan felsefenin, üç tek-tanrılı dinin egemen olduğu kültür atmosferinde yetişen düşünürler tarafından alımlanmasına gönderme yaptığını söylemek olasıdır. Tarihsel bakımdan Ortaçağ, Avrupa tarihinin geleneksel ve şematik olarak […]
Bu içeriği görüntüleyebilmek için, şu seçeneklerden birine abone olmalısınız: 1 yıllık e-dergi aboneliği or 6 aylık e-dergi aboneliği.

Tarihsel bir yanılgı olarak geleceği geçmişte arama: Altın çağ ve öze dönüş mitleri  

0
Belli bir çağın değerlerini ve bilgilerini altın çağ nitelemesiyle Tanrı odaklı bir çerçeveye oturtup mutlaklaştırmak, gelişimin önünü açmak değil, Aydınlanmayla birlikte gelen varoluşun devinimini belli bir çağın bilgi ve değerine mahkûm etmektir. İslam dünyası bu yanılgıyı yaşamıştır. İnsanlığın, tarihsel gelişimden esinlenerek çıkarsadığı biricik değer, her şeyi seküler temelleri ışığında kavramaya çalışmak ve her kavrama ediminin […]
Bu içeriği görüntüleyebilmek için, şu seçeneklerden birine abone olmalısınız: 1 yıllık e-dergi aboneliği or 6 aylık e-dergi aboneliği.

Spinoza’nın Tanrı tasavvuru ve erekselcilik eleştirisi

0
Spinoza’ya göre, erekselciliği varsayan tasarımlar, aslında antropomorfizmin ürünüdürler. Onun deyişiyle bu tür tasarımları ortaya koyan insanlar, nihai varoluş ilkesini zorunlu olarak kendilerine bakarak hayal ederler. Yanlış da buradadır; onlar varlığın ölçüsü olarak kendilerini alırlar. Bu yüzden her insan kendi kaprisine göre bir tanrı icat emiş, herkesten çok kendini sevsin ve kayırsın istemiştir. Bu önyargı sonraları […]
Bu içeriği görüntüleyebilmek için, şu seçeneklerden birine abone olmalısınız: 1 yıllık e-dergi aboneliği or 6 aylık e-dergi aboneliği.

Jean-Paul Sartre haklı mıdır, varoluş öz’den önce mi gelir?

0
Sartre bilgiye ulaşmanın özne ve nesne açısından olanaklarını ortaya koymadan, öznenin bilgiye hangi koşullarda ulaştığını belirlemeden, nesnenin özneye kendini nasıl açtığını açıklamadan, öznenin nesneyi nasıl ele geçirdiğini göstermeden bir bilgi kuramı geliştirir ya da daha doğrusu bir bilgi kuramı geliştirmiş gibi yapar. Yalnızca bir yıkımdan, bir olumsuzlamadan ya da bir hiçleştirmeden sözederek bir bilgi kuramı […]
Bu içeriği görüntüleyebilmek için, şu seçeneklerden birine abone olmalısınız: 1 yıllık e-dergi aboneliği or 6 aylık e-dergi aboneliği.
- Advertisement -
0

Your Cart