Ana Sayfa Dergi Sayıları 248. Sayı Ergenlik dönemi: dalgalı ve hassas

Ergenlik dönemi: dalgalı ve hassas

5
0

Doç. Dr. Tülin Otbiçer Acar

 Ergen beyninin nasıl çalıştığını anlamak, bu dönemin daha iyi yönetilmesine yardımcı olabilir.

Ergenler niçin bu kadar karamsar, sıkılgan, stresli, dikkatsiz ve dengesizler? Niçin aşırı ve saldırgan tepkilere sahipler? Niçin son derece küstahlar? Hatta nasıl oluyor da en kötü kararları verebiliyorlar?

Doğuştan bünyede bulunan ancak ergenlik dönemiyle faaliyete geçen cinsiyet ve ürüme hormonları, bellek, öğrenme, temel ihtiyaçların karşılanması ve duygusal tepkilerin yönetildiği limbik sistemde etkindir. Bu hormonların üretimi ergen beyinlerde radikal kimyasal değişimlere neden olmaktadır. Beyindeki bu kimyasal değişimler nedeniyle ergenler, gerilimli ve stresli bir ruh haline geçiş yaparlar. Çoğu zaman duygu halleri, parçalı bulutlu ve dalgalı olur. Duyguları çok hızlı değişkenlik gösterir. Bir anda çok mutluyken bir anda çok üzgün hissedebilirler. Bu durum, sosyal bağlarını ya da yakın ilişkiler kurma ihtiyaçlarını da etkilemektedir.

Nasıl ki araç hızlandıkça direksiyon hâkimiyeti güçleşir, benzer durum ergenlerde de söz konusudur. Kontrolsüzdürler. Ergenlerin olgunlaşmamış amigdalaya sahip olmaları, onların öfkelenmelerini ve taşkın davranışlarda bulunmalarını kolaylaştırmaktadır. Öfkeyle kalkıp zararla oturmalarının bir nedeni, ergen bir beyne sahip olmalarındandır.

Evet, ergenler yetişkin gibi görünürler fakat her zaman her durumda yetişkin gibi davranmalarını beklememek gerek. Maalesef ergen beyinler, strese karşı biz yetişkinler kadar dayanıklı değildir. Bu nedenle yapılması gerekenlere dair karar vermeleri uzun sürüyor. O nedenle geleceği öngörmekte zorlanıyorlar.

Ergenler; fevriler, mantıksız kararlar ve riskler almaya meyilliler, değil mi? Nedeni, ergen beyninde daha fazla haz ya da memnuniyet hissedilmesini sağlayan artan bir dopamin salınımı söz konusudur. Dopamin, ödül merkezini uyardıkça mutlu-mesut-heyecan hislerine dair yönelimler artıyor hâliyle. Fakat sürekli dopamin salgısı ve ödül ihtiyacı, ergenlerin mantıklı kararlar vermelerini maalesef zorlaştırıyor. Bir bilinçten ziyade heyecanlı veya rekabetçi davranışlar ön plana çıkıyor. O yüzden pek çok ergenin gözü pek!

Heyecan peşinde koşuldukça ödül merkezi memnun durumda. Aktif tutulan ödül ve haz isteği, ergenlerin dürtülerine hâkim olmalarını güçleştiriyor. Tam da bu noktada çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü ergen beyinlerdeki ödül isteği ve haz hissi ile birlikte kontrol edilemez dürtüler, bağımlılık yaratan davranışlara davet çıkartıyor.

Ergen beyninin frontal loplardaki bağlantıları henüz yetkinleşmediği için “bu doğru değil, bunu yapma vb.” engelleyici mesajlar, ödül merkezine zamanında gönderilemiyor. İşte bu nedenle riskli davranışların ve madde bağımlılığının sonuçları hakkında ergenleri sıkça bilgilendirip onlarla iletişim yolunu her daima açık tutmalıyız. Her ne kadar biz yetişkinleri dinlemiyormuş gibi görünseler de emin olun bilgi sahibi olmaları başlarını belaya sokmalarını çoğunlukla önleyecektir.

Ergenlik, aynı zamanda bir fırsatlar dönemi. Çünkü bu dönemde ergenler, olağanüstü bilişsel yeteneklere, yüksek bir öğrenme ve güçlü bir hafıza kapasitesine sahipler.

Öğrenmek, öğreniyor olmak da dopamin üretimini tetiklemektedir. Yeni bir şeyin öğrenilmesi, ergen beyni tarafından bir ödül olarak algılandığında, öğrenilen şeyin iyi ya da kötü (madde bağımlılığı gibi) bir şey olup olmadığı biz ebeveynler için önem arz edecektir elbette. Ergenler, öğrenmeye son derece yatkın olmalarına rağmen aynı zamanda yanlış şeyleri öğrenmeye karşı maalesef savunmasızlar. Bu savunmasızlığın nedeni, beyinin sürekli ödül arayışı olduğunu hatırlayalım. Ah amigdala…

Hafıza ve duygularla ilişkilendirilen beyindeki limbik sistem, ergenlerde çok daha fazla etkin çalışır. Bu durum, esasında onları mükemmel bir öğrenen kılıyor. Ergenler, yeni bilgi ve becerileri çok hızlı öğrenme potansiyelleri bakımından efsunludurlar.

Ergenler, çok fazla şey öğrenebildiklerinden uyku ihtiyaçları artar. Daha fazla uyumak ya da daha fazla uyuma isteği, ergen beyne sahip olmanın bir sonucu. Beyin için uyku, gün içinde öğrenilen yeni bilgileri, öğrenmeye imkân sağlayan bir çimentodur adeta. Ergen uyurken aktif olan beyin öğrenilen bilgilere, edinilen becerilere dair birtakım düzenlemelerde bulunur.

Uykunun, aynı zamanda ergenlerin iştahlarını açıcı bir etkisi de vardır. İştahı açılan ergenlerin sağlıksız ve dengesiz besinlere yönelmeleri olası sağlık risklerinden kendilerini korumaları bakımından önlenmelidir. Ne ki sağlıklı gıdaya erişimin gelir ve eğitim düzeyi ile ilişkili olduğu düşünülürse böylesi bir tavsiyenin anlamlılığı sorgulanabilir elbette.

Sonuç olarak, ergenlik döneminde beyin, hormonel ve kimyasal değişimlere maruz kalır. Ergenleri anlamak istiyorsak beyindeki bu değişimleri bilmek önemli. Ergen beyninin bir yandan olağanüstü yeteneklere ve öğrenme potansiyeline sahip olduğunu diğer yandan da oldukça hassas ve savunmasız olduğunu hatırlamak gerek.

Önerilen ve yararlanılan kaynak: Jensen, F. E & Nut, A. E. (2023). Ergen Beyni .(Çev. Can Evren Topaktaş).