Dr. Hüseyin Karakuş
Kitlesel mücadelede yoğunlaşmayı ve başarıyı etkileyen üç faktör vardır. Düşmanın gücü, hainlerin çalışmaları ve bit yavrularının çokluğu. Bunların içinde düşman, görünürlük, bilinirlik anlamında en net, sınırları belli olandır. Fazla söze gerek yoktur. Düşman karşındadır, ölçer biçersin, hesaplar savaşırsın ya kazanırsın ya kaybedersin.
Hainlerde durum tam tersidir. Hain karşınızda değil, aranızdadır. Sosyal ortama görünmezlik ve bilinmezlik hakimdir. Hainlerde fark etme ve fark edilme anı belirleyicidir. Hain fark edildiği anda görünür olur, düşmana dönüşür ve karşı cepheye geçer. Hainlerin üzerine güvenilmez mührü vurulmuştur. Düşman safına geçtiklerinde bu mührü silmek için düşmandan fazla düşman olurlar ama nafiledir. Hainlik karakter özelliğidir. Yeni yamandığı taraf, hainden yararlanır ama güvenmez. Bilirler ki çıkarının bittiği yerde hain yine hainliğini edecektir.
Elbette kitlesel mücadele ile bit yavrularının ilintisi olamaz. Yavşak kelimesinin sözlük anlamı bit yavrusu olduğu halde sosyal anlamı topluma o kadar yerleşmiştir ki birçok kişi bit yavrusuna yavşak denildiğini bilmez. Sosyal anlamını yani yavşak insanları daha iyi bilirler. Yavşak kelimesinin toplumdaki anlamı oldukça geniş açıya sahiptir. “Yalaka, yılışık, bulaşık, askıntı, yapışkan, kaypak, ilkesiz, omurgasız, onursuz” ilk akla gelen anlamlardır. Yavşakla ilgili yedi tanımlama yapılmıştır: “1) Geveze, yılışık, sırnaşık, yüzsüz, pis pis sırıtan. 2) Edilgen eşcinsel erkek. 3) Arkadan iş çeviren, hileci, ikiyüzlü. 4) Şirin hareketlerle ve abartılı iltifatlarla kızlara sulanmaya kalkan erkek. 5) Yalaka. 6) Başkasının genellikle de kötü kimsenin emirleri doğrultusunda çalışan. 7) Çıkarları doğrultusunda zalimlerin yanında yer alıp, yapılan zulme destek olan.”1
İnsanları olumlu veya olumsuz özellikleri ile bir hayvana benzetmeye Türk dilinde çok sık rastlanır. Hatta bazı hayvanların angut (bir tür yaban ördeği) ve paçoz (kefal türünden iri bir balık) örneğinde olduğu gibi zoolojik tanımlanmaları unutulmuş sosyal anlamları öne çıkmıştır. Ancak bit yavrusundan başka hiçbir hayvan yavrusu böyle bir paye kazanmamıştır.
Bit, insan ve diğer memelilerde yaşayan yaklaşık 5000 türü olan bir parazittir. Yaşam evresi olarak kıl ve saçlara yapışık bit yumurtası (sirke) ve bit bilinir. Erişkin bit ile bit yavrusu arasında fark olmamasına rağmen bit yavrusu farklı bir isimle tanımlanmıştır. Binlerce yıl insanlara yapışık gibi yaşayan ve temizlenmesi çok güç olan bitin kendisi ve yavrusunun deyim ve anlamlarla Türk dilinde de çokça yer alması oldukça mantıklıdır. Birkaçını sayalım:
“ .m biti: ufak tefek kimse, kısa boylu, bücür; muhabbet tellalı, pezevenk; fahişenin kazandığı paraya ortak olan erkek, dost; küçük çocuk.
bit at-mak: meraklandıracak bir söz söylemek, kuşkulanmasına yol açacak şekilde konuşmak.
biti kanlan-mak: yakın geçmişindeki durumuna göre daha sağlıklı, daha paralı olmak.
bitini dök-mek: daha önce söyleyemediklerinin hepsini söylemek, ne var ne yoksa hepsini birer birer sayıp dökmek.
bitle-mek: kavga etmeye yol açacak bahane aramak; (esnaf için) işe yarar bir şey olup olmadığını anlamak amacıyla yeni alınan bir malı karıştırmak; huzuru kaçırmak, kuşkulandırmak.
bitlen-mek: para sahibi olmak, parası bulunmak.
bitli: züğürt, parasız pulsuz; az paralı; paralı (kişi); The Beatles topluluk adının bu kelime ile yaptırdığı çağrışım sonucunda, parasız ve kılıksız turist.
bitleri eşek olmak: sinirlenmek, öfkelenmek, köpürmek.”2
Öyle ki “Yavşak büyür, bit olur; enik büyür, it olur” şeklinde atasözü bile vardır. Öykülerinde lakapları çok kullanan Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı’nda Yavşak Şadi tiplemesi unutulmaz.
Yavşağın, köryavşak (Bor), nütük (Tosya, Siverek), yağsah (Koyulhisar), yanışak (Taşköprü), yavşak-küçük çocuk (Nazilli, Keşan) gibi yöresel kullanımları da vardır.3
Bir de etimolojik sözlüklerde yavşağın kökenine bakalım.4 Yavşak Orta Asya’dan Türkmenceye oradan Türkçeye geçmiş bir kelimedir. Yapış-mak kökünden gelir. Yapışan anlamında önce yapışağa sonra yavşağa dönüşmüştür. Bit yavrusuna bu nedenle yapışan anlamında yavşak denilmiştir. Kaşgarlı Mahmut’un eserinde geçen “yanşak” kelimesinin yavşakla ilintisi yoktur. Yanşak boş konuşan, geveze anlamındadır.
Zorun hüküm sürdüğü, ilkesiz ve hukuksuzluğun kol gezdiği, yalakaları el üstünde tutulduğu zamanlarda yavşaklar çoğalmış, yavşaklara yavşak denildi diye hakaret davaları açılmıştır. Adalet mekanizması “ahmak” için sıfır tolerans gösterirken, yavşaklığı çok önemsememiştir. 2014-2020 arası süren davada işçinin patrona “yalancı, yavşak” demesine mahkeme “ifade özgürlüğü” derken, yargıtay işten atılmasını haklı bulmuştur. Aynı mahkeme Cavit Çağlar’ın, başbakanımız olmuş Mesut Yılmaz’a yavşak demesini siyasetin cilvesi kabul edip tazminatla cezalandırmıştır.
Sosyal yaşamımız sürekli değişiyor. Pezevenklerin az olduğu ve en çok vergi verdiği dönemden pezevenklerin çoğaldığı ve hiç vergi vermediği bir döneme evriliyoruz. Pisliğin kol gezdiği ortamda yavşakların iyi beslenip çoğaldığı, sıradanlaştığı bir zamanı yaşıyoruz. Yavşakların biti kanlanıyor. Belki de bu nedenle “ahmak” kelimesine hapis cezası verilirken, artık yavşaklık dava konusu bile olmuyor.
DİPNOTLAR
1) antoloji.com
2) Halil Ersoylu: Türk Argosunda Genel Dilin Hayvan Adlarından Yararlanılma.
3) Gülseren Tor: Anadolu Ağızlarında Yavru Adları.
4) Nişanyan, Hasan Eren, Aksözlük.