İş birliği, farklı kuş türleri arasındaki yaygın bir durum. Hatta bazı kuşlar, yuvalarını avcılarıdan korumak için daha saldırgan kuş türlere yakın kurmakta. Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar, karışık türlerin bir araya gelerek birlikte yemek bulmak için eşelendikleri ve bölgelerini birlikte korudukları görülmüştür. Hatta, bu ortaklık sadece aynı aileye bağlı farklı türlerde değil; diğer familyalara ait farklı türler arasında da görülmekte.
Nebraska ve Şikago Üniversitesi’nden araştırmacıların “Behavioral Ecology” dergisinde yayımladıkları son çalışmada, Avustralya çit kuşlarının kendi ailesinden farklı tür kuşları sadece tanımakla kalmayıp onlarla uzun süreli bir ortaklıklar oluşturarak hem yemek bulup hem de bölgelerini koruyabildiklerini gösterdi.
Araştırmacılardan Dr. Allison Johnson’a göre yemek bulmak için iletişim kuran ve iş birliği yapan farklı kuş türleri tüm dünyada mevcut. Ancak çalışma sırasında kuşların, bölgelerini sadece belli türlerle paylaşıp, tanımadıkları türlere karşı da ortak bir saldırgan bir tavır sergilemeleri ekip için şaşırtıcı olmuş. O zaman da bunun özel bir durum olabileceğini düşünüp araştırma ihtiyacı duymuşlar.
Ebruli çit kuşu ve normal çit kuşu, Avustralya’da sıklıkla görülen aynı aileye ait iki farklı, küçük, ötücü kuş türüdür. Her iki türün de erkekleri dikkat çekici parlak mavi tüyleriyle özellikle kuş gözlemcilerinin her daim ilgisini çeker. Davranışlarındaki özellikler ise biyologlar için çok ilginç olmuştur. Her iki tür de göç etmezler. Böceklerle beslenip, büyük sürüler şeklinde yaşar ve aynı zamanda çiftleşirler.
Makalenin yazarlarından Christina Masco, ebruli ve normal çit kuşlarının ayrı ayrı ele alındığında her ikisinin de çevrelerine karşı aynı davranışları sergilediklerini ve ilk karşılaşmalarında bu nedenden dolayı birbirlerini rakip olarak görebileceklerini düşündüğünü belirtti. Bunun aksine, her iki türün de aralarında tutarlı ve olumlu bir ilişki sürdürebildiğine tanıklık ettiler.
Ötücü kuşların çoğu, türdeşlerinin kendilerine has olan sesler ile tanır. Ancak araştırmacılar bunun türler arasında da tanınabildiği üzerine ısrar etmekte. İyi de, bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorlar?
2012-2015 yılları arasında Johnson, Masco ve eski ekip arkadaşları, evrim-ekoloji uzmanı Stephen Pruett-Jones ile Güney Avustralya’da bulunan Brookfield Conservation Park’da bu türler üzerinde çalışmalar yaptı. Çalışmaya dair ilk gözlem, Johnson bir türün sesini kayıt etmeye çalışırken diğer türün kuşun ne demek istediğini anlamak amacıyla sesin geldiği yere doğru uçmasının görülmesi ile yapılmış oldu.
Çalışmanın ilerleyen aşamalarında araştırmacılar, her iki türün de eşsiz şarkısını şafak sökmeden önceki saatlerde net bir şekilde kayda alabildiler. Güneş doğduktan sonra da bu kayıt bir mikrofonla, kuşların sanki bölgeye izinsiz bir giriş olduğunu zannetmelerini sağlayacak şekilde yayınladı. Hedef, bölge sahiplerinin, diğer türlerin tanıdık ya da tanımadık bireylerinin şarkılarına nasıl yanıt vereceklerini gözlemlemekti.
Araştırmacılar mikrofonu, yanıt bekledikleri kuştan 30 metre öteye koyarak 4 ayrı kuşun kaydedilmiş şarkısını çaldı. Bunlar aynı bölgeden “bölgenin sakinlerinden” olan ebruli bir çit kuşunun, “komşu” diyebileceğimiz bir ebruli çit kuşunun, beş veya daha uzak bölgeden “bilinmeyen” bir ebruli çit kuşunun ve son olarak da kontrol grubu olarak parkların belirgin bir türü olan ve çit kuşları için tehdit oluşturmayan kızıl gerdan ailesinden bir kuşun şarkısıydı.
Normal ve ebruli çit kuşlarının ikisi de bölge sakini olan kuşların sesini, farklı türler olmalarına rağmen tanıdı. Her iki türde de sosyal açıdan baskın erkekler, bölgede yaşayan ve bilinmeyen kuşların sesine daha saldırgan yaklaşırken; komşularına ve hatta kızıl gerdana bile daha dostça davrandı. Arkadaş kuşların sesini duyduklarında tepki vermemeleri muhtemelen onları bir tehdit olarak görmemelerinden kaynaklanmaktaydı.
Çit kuşları, diğer türlerle ortaklığı şekillendirme ve koruma açısından ele alındığında, yuvalarını saldırganlara karşı savunmada ve bölgelerini rakiplerine karşı korumada oldukça iyiler. Ayrıca, diğer türlerle iş birliği yapmanın bölge savunması dışında başka faydaları da olmuyor değil. Ebruli çit kuşları eşelenmek için daha fazla zaman buluyor, şiddete eğilimleri daha az oluyor ve yavrularını yetiştirmeye daha fazla vakit ayırabiliyor.
Johnson, Masco ve Pruett-Jones, bu ortak yaşamın iş birliğinin bir biçimi olduğuna inanıyor. Birbirlerine karşı saldırganca davranacaklarına birlik olarak bölgelerini daha iyi koruyorlar ve beklenmedik misafirleri kolayca başlarından savabiliyorlar.
Sonuçlar, araştırmacılar için beklenmedik gibi görünse de, aslında göç etmeyen kuşların bölgesel olarak çakışması yüzünden tüm dünyada benzer durumlar yaşanıyor olabilir. Tür içi sosyalliğin tesisi mümkünse bu neden türler arasında da olmasın ki zaten? Değil mi?