Ana Sayfa Bilim Gündemi Tekeşliliğin formülüne bir adım daha

Tekeşliliğin formülüne bir adım daha

1640
Tarla faresi

Dişi ve erkek arasında eş bağı kurmak, anne ve babanın yavrunun bakımını paylaşması, bölgeye aidiyetin şiddetle savunulması yani bir anlamda mülkiyetçilik… Bunlar size tanıdık geldi mi? Alternatif ilişki biçimleri bir yana tarih boyunca insan toplumunun geneline hakim olmuş ve olmaya da devam eden toplumsal düzenleniş biçiminden, yani tekeşlilikten bahsediyoruz. İnsansı türler halihazırda bizlerden yani Homo sapiens’ten ibaret olduğundan farklı davranış modellerinin hakim olabileceği Homo türleri ne yazık ki yok. Ancak insanların da dahil olduğu daha geniş bir grupta, örneğin memelilerde ve hatta biraz daha geriye gidersek omurgalılarda çeşit çok daha fazla. Kuşların kimi tekeşli, kimi değil mesela. Veya balıkların, kurbağaların, fare türlerinin de öyle… Texas Üniversitesi Entegratif Biyoloji bölümünden araştırmacıların başını çektiği çarpıcı bir araştırma birbirine akrabalık bakımından milyonlarca yıl uzak görünen bu türler arasındaki ortak zemini, tekeşliliği, dayandığı nöromoleküler mekanizmalar temelinde büyüteç altına aldı. Ve çok çarpıcı bir sonuca vardı: Omurgalı türleri arasındaki fark ne kadar büyük olursa olsun iş tekeşliliğin davranış kalıbı olarak benimsenmesine geldiğinde aynı gen düzenlenme şablonu kendini tekrar ediyor, yani bir anlamda evrim tekeşliliğin üretimi için evrensel bir formülden yararlanıyor.

Çalışmada kullanılan iki kurbağa türü. Yavrunun bakımı kapsamında yerine getirilen iribaşları taşıma görevini çokeşli Oophaga pumilio’larda (solda) anneler, tekeşli Ranitomeya imitator’larda (sağda) babalar yerine getiriyor. Kaynak: Yusan Yan ve James Tumulty.

İster fiziksel özellikler söz konusu olsun, ister davranış kalıpları, evrim hakkında düşünürken en sık tekrar edilen hatalardan biri, ilerlemeyi andıran çizgisel bir hat üzerinde özelliklerin bir türden diğerine aktarıldığını ve bu aktarım sürecinde bazı iyileştirmelerin gerçekleştiğini düşünmektir. Oysa pek çok özellik farklı türlerde defalarca ve bağımsız olarak ortaya çıkar. Son derece karmaşık ve katmanlı bir davranış biçimi olan tekeşlilik de bu kuraldan muaf değil. Çeşitli hayvan türlerinde bağımsız olarak ortaya çıktığı aşikâr; aynı grup içindeki farklı türlerin kiminin tekeşli, kiminin çokeşli olması tam da bundan kaynaklanıyor (mesela bu çalışmada da kullanılan tarla faresinin tekeşli, çayır faresinin çokeşli olması gibi). Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinin Ocak 2019 sayısında yayımlanan çalışmanın mimarları işte bu gerçekten yola çıkarak tekeşlilik-çokeşlilik arasındaki geçişi anlamak üzere birbiriyle yakın akraba oldukları halde biri tekeşli diğer çokeşli 5 hayvan çifti belirlemişler. Ancak 5 grubun her birini, tekeşliliğin evrimsel açıdan farklı ortaya çıkış dönemlerine karşılık gelecek şekilde, akrabalık anlamında birbirinden milyonlarca yıl uzaktaki gruplardan seçmişler. Böylece ortaya 2 fare, 2 kurbağa, 2 kuş, 2 balık ve 2 memeli türünden oluşan bir karma çıkmış. Deney aşamasında -genelde yapıldığı üzere- tekeşlilikte etkili olduğu düşünülen aday genlerin DNA’ları ya da hormonlar gibi birtakım moleküllerin düzeyleri arasında karşılaştırmalara gitmek yerine çok daha can alıcı bir veri incelenmiş: transkriptom, yani söz konusu genlerden hangilerinin ne miktarlarda proteine dönüştürüldüğünü gösteren gen ifadesi tablosu. Genlerin nerede, ne zaman ve ne miktarlarda ifade bulduğu dokular arasındaki farklardan derin davranış kalıbı farklarına kadar son derece belirleyici bir mekanizma. Nitekim deneyde kullanılan 10 farklı türdeki erkek bireyden alınan beyin dokuları da bunu doğrulamış. İster balık olsun (burada Xenotilapia spilotera), ister ona en yakın ortak atası 450 milyon uzaklıktaki tarla faresi (burada Microtus pennsylvanicus), hepsinde sinirsel gelişimden, hücreler arası iletişimden, sinaptik faaliyetlerden, öğrenme ve bellekten, bilişsel işlevlerden sorumlu 24 genlik bir set, çokeşli türlere kıyasla bariz bir ifade artışına uğramış. Araştırmacılar beyni daha esnek ve hatırlama yetisini daha güçlü yapan bu regülasyon biçiminin erkeklerin eşlerini tanıyabilmelerini ve eşin varlığını bir ödül gibi algılamalarını sağladığını belirtiyor. Tekeşliliğe yönelik bir nevi evrensel ve evrimsel formüle işaret eden bu saptama insanlarda da geçerli mi merak konusu. Değerlendirme yapmak isteyenler için küçük bir hatırlatma: En azından biyolojik anlamda tekeşlilik ömür boyu aynı eşle kalmak anlamına gelmiyor, tek bir yavrulama sezonu da yeterli!

Kaynak:
Rebecca Young ve ark., “Conserved transcriptomic profiles underpin monogamy across vertebrates,” PNAS, Ocak 2019.