Apollo 11 astronotu Buzz Aldrin’in, Ay’da gerçekten yürüdüğünü İncil’e el basarak yemin etmesini isteyen bir kişiyi yumrukladığı video, son zamanlarda internette virüs gibi yayıldı. Bu görüntülerin birçok versiyonu YouTube’da mevcut.
Olay 2002 tarihinde yaşanmasına rağmen hâlâ haber niteliği taşıyan bir olay olarak karşımıza çıkıyor.
Komplo teorisyenleri hâlâ hayattayken, 89 yaşındaki Aldrin bu eylemi bugün tekrar yapar mı bilinmez. Belki düşündüğümüzden daha çarpıcı şeyler de oluyor olabilir.
Guardian gazetesinin raporuna göre, her altı İngiliz’den biri Apollo’nun Ay’a inişine inanmıyor. NASA’nın, 2011 yılında Apollo’nun Ay’a iniş noktalarını gösteren Lunar Reconnaissance Orbiter’den fotoğraflar yayımlamak gibi kanıt sunma girişimlerine rağmen, Y kuşağı (1980-1999 yılları arasında doğan kişiler) içindeki şüphecilerin sayısının % 21 gibi bir orana yükseldiği bildirildi.
Ay taşları Ay’a özgü
Avustralyalı bir biliminsanı ise görüntülere inanmayanlar için göktaşları kanıtlarını öne sürerek tartışma yarattı.
ANU Yer Bilimleri Araştırma Okulu’ndan bir göktaşı uzmanı olan Trevor Ireland, “Bir laboratuvarda Ay taşlarını üretmek için herhangi bir girişim büyük bir başarısızlıkla sonuçlanabilir, NASA için de Ay’a gidip gelmekten çok daha fazla paraya mal olabilir.” diyor.
“Ay toprağı Dünya’da daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor. Ay’ın yüzeyinde çok uzun süren bombardımanlar sonucu ortaya çıkıyor. Ve taşların Ay’a özgü oluşumları var.”
Mürettebatsız bir görev ile Ay’dan taş getirme fikrinin pratikte imkânsız olduğunu savunan Ireland, “Elimizde 380 kilogram Ay taşı var. Bu miktarda maddeyi Dünya’ya getirmek, aynı zamanda yedi görevde 21 Apollo astronotunu Ay’a gönderip Dünya’ya geri getirmek kadar zor” diye belirtti.
Komplo teorisyenlerinin fikirleri elbette durumu kabul edip destekleyenlerce dengelenir bir durumda.
NASA’nın en büyük başarısı
Yakın tarihli bir anket, ABD’nin yetişkin vatandaşlarının, Ay’a inişi, NASA’nın 60 yıllık tarihinde en önemli başarısı olarak gördüklerini gösterdi.
NASA’nın en önemli başarısının ne olduğu fikri üzerine Michigan Üniversitesi tarafından hazırlanmış açık uçlu sorularda 2312 yetişkinin % 35’i Neil Armstrong’un attığı adım olarak cevap verdi.
Bugün bu yetişkinlerin yarısından azının hayatta olduğu gerçeğine rağmen durum böyle.
Üniversitenin Uluslararası Bilimsel Okuryazarlık Gelişimi Merkezi’nin direktörü Jon Miller, “Kamuda bu durumun hatırlanması ve tanınması, Amerikan kültüründe Ay’a ilk inişin derin etkilerini yansıtıyor” diyor.
Diğer kazanılan başarılar da şu şekildeydi; güneş sistemimizin keşfedilmesi, gezegensel sistem hakkındaki bilgilerimizin artması, özellikle iletişim ve hesaplamada uzay programı teknolojilerinin sivil kullanıma aktarılması…
“Uzay programı, yeni teknolojilerin ve bilimsel keşiflerin oluşturulması yoluyla kendi ödemesini çıkartabilir” ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda % 69’u katıldığını söyledi ki Miller’in 1988’de 2041 yetişkine yaptığı aynı incelemede çıkan oran % 56 idi.
Miller, “Bu durum, Ay’a iniş gibi sıra dışı olayların yanı sıra uzay programının dolaylı olarak yararına olacak bir kamuoyu inancını yansıtmaktadır” diyor.
Ve mevcut yönetim, ABD yetişkinlerinin – en azından ankete katılanların – hâlâ uzay faaliyetlerini, keşfetme içgüdüsünün bir parçası olarak gördüğünü öğrenmekten mutluluk duyacaktır.
“ABD, Avrupalıları daha önceki yüzyıllarda bu gezegeni keşfetmeye yönlendiren aynı ruhla araştırma yapmalı” ifadesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda % 72’si katıldığını söyledi ki 1988’de bu oran % 69 idi.
Her iki ankette de erkekler bu görüşe kadınlardan daha fazla destek veriyorlardı, ancak aradaki fark gittikçe daralmaktadır.
Kaynak: https://cosmosmagazine.com/space/you-can-believe-buzz-and-the-rocks-it-did-happen