İki ay önce bu köşede dergimizin dağıtım sayısında indirime gittiğimizi yazmıştık. Bu, zorunlu mali tedbirlerimizden biriydi. Doğal olarak bazı okurlarımız dergiyi bulamamaktan şikâyet ediyorlar. Önerimiz e-abonelik. Hem bulundukları yerde dergiye ulaşamayan, hem de basılı dergiyi almakta ve abone olmakta zorlanan genç okurlarımız için e-abonelik en iyi seçenek. Bu nedenle dergi fiyatına yaptığımız halde e-abonelik fiyatına zam yapmadık. Bir süre daha yıllık 30, 6 aylık 20 TL. E-abone olmanın bir getirisi de sadece yeni çıkan sayıya değil, Bilim ve Gelecek’in 189 sayısının tümüne erişebilme olanağı.
Dolayısıyla okurumuz olsun olmasın, bilime meraklı herkesi e-abone olarak bu büyük külliyata erişmeye davet ediyoruz. Derginin web sitesine girerek rahatlıkla e-abone olabilirler. Öte yandan okurlarımızı, bilimsel düşüncenin ve toplumcu bilim anlayışının yaygınlaşmasını arzu eden herkesi ve kurumları özellikle çevrelerindeki gençleri Bilim ve Gelecek’e e-abone olmaya teşvik etmeye çağırıyoruz. Herkes en az 1 e-abone bulsun (veya yapsın); bu zor bir şey değil. Aynı zamanda dergi bütçesine küçük de olsa bir katkı.
***
Elinizdeki sayının ağırlıklı konusu “deprem”. Konuyu sadece yaklaşan İstanbul depremine karşı neler yapılmalı, ne tür tedbirler alınmalı ekseninde ele almadık. Bir bilim dergisi olarak bunu zaten yapmamız gerekiyordu ve ülkemizin önde gelen uzmanları olası İstanbul depremini bütün boyutlarıyla ve ayrıntılarıyla yazdılar. Fakat bunun ötesinde depremler, özellikle büyük kentleri etkileyen ve tahribat yaratan yüksek şiddetteki depremler, toplumların gerek düşünsel gerekse sosyo-ekonomik yapılarında radikal değişimlere yol açan büyük “toplumsal olaylar”.
Bunun en güzel örneklerinden biri 1755 Lizbon depremi. Tam da geleneksel-dinsel düşünce ile modern-bilimsel düşüncenin çatışmasının derinleştiği ve Aydınlanma akımının olgunlaşmaya başladığı bir tarihte, Avrupa’nın önemli merkezlerinden birini yerle bir eden bu şiddetli deprem dönemin önde gelen entelektüellerinin hepsini sarsmış ve düşünsel analize sevk etmiş. Özellikle Leibnitz-Voltaire ve Voltaire-Rousseau arasındaki tartışmalar Aydınlanma akımının boyutlanmasını ve yeni filizlerle dallanmasını sağlamış. Dinsel kaderciliğin, bilimciliğin ve toplumculuğun tartışmasını en büyük düşünürlerin kaleminden okuyacağınız makalenin ilginizi çekeceğine eminiz. Keşke biz bu tartışmaları -1999 İzmit depreminden de dersler çıkararak- yaklaşan İstanbul depreminden önce yapabilsek. Nasihatle yapamazsak musibetle yapacağımız kesin!
***
İstanbul kitap fuarı başlıyor. Bilim ve Gelecek, yeni kitapları ve eski kitapların yeni baskılarıyla fuarda olacak. 12. salon’daki standımıza tüm okurlarımızı bekliyoruz.
Ekim ayı içinde acı bir haber aldık. Bilim ve Gelecek çizerlerinden sevgili arkadaşımız Soner Tuna’yı kaybettik. Trakya Üniversitesi öğretim görevlisi Soner Tuna ile Bilim ve Ütopya döneminden beri gelen 20 yıllık tanışıklığımız ve ortak çalışmamız vardı. Aralarında Bilim ve Gelecek için yazdığı ve çizdiği “Elektriğin Tanrısı: Tesla” ve “İskenderiyeli Hypatia” da olmak üzere çok sayıda çizgi romanı ülkemiz okuruna kazandırmıştı. Verdiği bu eserlerle her zaman anımsanacaktır sevgili Soner Tuna. Acımız büyük. Hepimizin başı sağ olsun.
Güzel bir haberle bitirelim. “50 Soruda Yapay Zekâ” adlı kitabımızın yazarı değerli biliminsanı Prof. Dr. Cem Say, yazar Özlem Özdemir ile hayatını birleştirdi. Kendilerini kutluyor, ömür boyu mutluluklar diliyoruz.
Dostlukla kalın…
