Ana Sayfa Dergi Sayıları 236. Sayı Al kapitalizmi vur feodalizme…

Al kapitalizmi vur feodalizme…

189
0

Bu sayıyı içimiz karararak hazırladık dersek abartmış olmayız. İki ağırlıklı dosya da pek iç açıcı konulardan söz etmiyorlar. Bu ayın kapak dosyasının yazarı Karl Marx. Metni Kapital’in birinci cildinin “İlk Birikim” başlıklı 24. ve “Modern Kolonizasyon Teorisi” başlıklı 25. bölümlerinden derledik. İsrail devletinin Gazze katliamı ve başta ABD olmak üzere “gelişmiş” kapitalist ülkelerinin bu katliama koşulsuz desteği dünya çapında bir tartışma da başlattı. Biz de bu katliamcılığın ve vahşetin kapitalizmin “fıtratında” olduğunu anımsatmak istedik. Marx aktardığımız bölümlerde kapitalizmin doğuşundaki vahşeti sarsıcı bir dille analiz ediyor. Kapitalist Batı uygarlığının kökeninde yoğun çocuk emeğinin (Marx “çocuk kanı” deyimini kullanıyor), geniş kitlelerin zorla mülksüzleştirilmesinin, toplumsal kaynakların palazlanan burjuvaziye peşkeş çekilmesinin, hortlatılan köleciliğin, Amerika kıtasında yerlilerin yok edilerek tüm zenginliklerinin yağmalanıp Avrupa’ya taşınmasının, sömürgelerdeki talanın bulunduğunu çarpıcı bir biçimde anlatıyor. Bu dosyada anlatılanları sadece Gazze’de yapılanlarla değil, günümüz Türkiye’sindeki bazı uygulamalarla da karşılaştırılabilirsiniz.

Sözünü ettiğimiz ikinci dosya Nayim Gül’ün Osmanlı döneminde Türkmen ve Alevi kitlelere karşı yapılan baskıları ve kıyımları ele alan çalışması. Evet, kapitalizm öncesi de pek farklı değil, birçok açıdan daha da vahşi. Halk açısından bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu tarihi Türkmen kitlelere yönelik baskı, asimilasyon ve katliamlar tarihi. Fatih, 2. Beyazıt, Yavuz Selim, Kanuni, 2. Selim… bütün bu dönemlerde on binlerce Türkmen ve Alevi katledilmiş. Ünlü şeyhülislam Ebusuud Efendi’nin katliam fetvaları, Kuyucu Murat Paşa’nın adını aldığı toplu katliam kuyuları sadece birer örnek.

İnsanlık tarihi egemenlik savaşından kaynaklanan böyle acılarla dolu. Ne yazık ki günümüz de pek farklı değil. Gazze katliamının sürdüğü son bir ay içinde dünyanın iki önemli ülkesinde, Arjantin ve Hollanda’da seçimleri faşizan partiler kazandı. Mevcut sistemin giderek irrasyonelleşmesinin ve halkın seçeneksizliğinin sonuçlarıdır bunlar. Öyle gözüküyor ki, akıllanmamız için daha yaşayacağımız musibetler var.

***

Kendi küçük dünyamıza, basılı yayıncılık alanına dönersek, orada da işler pek iç açıcı değil. Yeni yılda, başta kargo, kâğıt ve baskı fiyatları olmak üzere temel yayımcılık giderlerinde yeni zamlar bekleniyor. Kısacası basılı yayımcılık daha da zorlaşacak. Bilim ve Gelecek’i sizlere nasıl ulaştıracağız, ne gibi tedbirler alacağız, açıkçası kara kara düşünüyoruz. Umarız bir yolunu buluruz.

Neyse daha fazla içinizi karartmayalım. Siz yine de ibretlik dosyalarla dolu bu dergiyi okumaya, incelemeye ve tartışmaya devam edin. İnsanlığın fıtratında da en karanlık dönemlerde dahi bir çıkış yolu bulmak vardır. Bilim ve Gelecek bu çıkış yolunun arayışının dergisi olmaya devam edecek.

Dostlukla kalın…