(Yatağanoğlu Alimcan’ın “Forum” köşesinde yayınlanan “Hakiki 700. yıl” başlıklı yazısı üzerine)
Yazar, haklı olarak Osmanlı Devleti’nin kuruluşu için önerilen tarihleri eleştiriyor. Gerçekten Osmanlı Devleti şu tarihte kuruldu diye kesin bir tarih verilemez. Ancak bir süreçten söz edilebilir.
Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra bağımsızlığını kaybetmiş ve İlhanlılara vasal olmuştu. İlhanlılar ise Kubilay Han’a vasallık ilişkisiyle bağlıydılar. (Saltanatı 1260-1294) Büyük Moğol Han’ına vasallık ilişkisiyle bağlanan devletin hükümdarına “İlhan” adı verilirdi.
1308’de Sultan Mesut’un ölümüyle Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı ve beylikler doğrudan İlhanlılara bağlandılar. Son İlhanlı Ebu Gazi Bagatur Han’ın ölümüyle İlhanlı Devleti de tarihe karıştı ve Anadolu beylikleri bağımsızlıklarına kavuştular.
Yukarıda özetlediğim konjonktürle bağlantılı olarak Osmanlıların yükseliş nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1) Bizans sınırında bulunan beylik burada Moğol baskısından uzak kalmış ve yıpranmamıştı.
2) Bizans; Tekfur adı verilen derebeyleri üzerindeki hakimiyeti kaybetmiş ve bu tekfurlar başına buyruk hareket eder hale gelmişlerdi. İmparator ordu toplayamıyordu. Osman Gazi bu sayede, bu beylikleri birer birer ele geçirdi.
3) Osman Bey’in fetihlerde gösterdiği başarı Anadolu aşiretlerinin kendisine yönelmesine yol açtı. Gaziler, gaza ve ganimet için akın akın bölgeye gelerek Osman Bey’in ordusuna katıldılar.
4) Osman Gazi’nin kayınbabası Şeyh Edibali’nin Ahi olması Ahi’lerin de Osman Bey’i desteklemelerini sağladı.
Osman Gazi 1326’da öldüğünde hemen hemen bütün Marmara Bölgesi’ni topraklarına katmıştı.
Aşiretten devlete geçiş Orhan Gazi (1326-1362) dönemindedir. Divan’ın, yaya ve müsellem teşkilatının kuruluşu ve devlet protokolünün oluşması bu dönemdedir. Orhan Gazi ilk defa kendi adına sikke bastırmıştır. Sikke bastırmak bağımsızlığın ve hükümranlığın ilanı anlamına gelir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşu için mutlaka bir tarih vermek gerekirse sikkenin bastırıldığı tarih olabilir.
- Murad (Hüdavendigâr): Farsça olan Hüdavendigâr kelimesi Allah’ın sıfatlarından biri olmakla birlikte, insanlar için kullanıldığında; efendi, hâkim, yetkisini kendi varlığından alan kişi anlamına gelir. Bu unvan: I. Murat’a, bağımsız bir devlette tahta çıkmış ilk Osmanlı olduğu için verilmiş olmalıdır.