“Kırmızı bulutlar gökyüzünün kuzey yarısını örterek Samanyolu’na yayılıyordu.”
18. yüzyıldan kalma bir günlükte, Japonya-Kyoto’da günümüzden 250 yıl önce gece gökyüzünü aydınlatmış, çarpıcı bir kozmik olayı okuyoruz.
The Maininchi’de çıkan haberlerde okuyabildiğimiz kadarıyla, Japon biliminsanlarına göre, 17 Eylül 1770’de meydana gelmiş olan manyetik fırtınanın modellenebilmesi için bu günlük ve içinde bulunan detaylı çizimler büyük önem taşıyor. Ulusal Japon Edebiyat Enstitüsü’nden Kiyomi Iwahashi’ye göre, amatör gökbilimcilerin tutkuları ve özverileri, Enstitü’ye heyecan verici bir fırsat sağlamış.
Biliminsanları ve akademisyenler, 250 yıl önceki Samanyolu’nu ve yıldızların konumunu bir referans noktası olarak hesaplayarak tarihi bulgular üzerinden o gece Japonya’nın gökyüzünü aydınlatmış olan kuzey ışıklarının ayrıntılı bir modelini oluşturabilmek için önemli ipuçları elde ettiler. UPI’dan Brooks Hays, bu konunun geçtiğimiz ay yayımlanan Space Weather sayısındaki bir makalede işlendiğini aktarıyor.
Kutupların dış kısmında oluşan auroralar, genellikle Dünya’nın manyetik alanını etkileyen büyük Güneş fırtınalarının bir sonucudur. Güneş’ten gelen bu radyasyon, yüklü parçacıkları Dünya’nın manyetosferine saçar ve onları atmosfere sokarak sahip oldukları enerjiyi renkli patlamalar halinde yaymalarını sağlar.
Bu görüntüler baş döndürücü derecede güzel olabilir, ancak elektronik çağında tehlike de yaratabilirler. Büyük güneş fırtınalarının, gezegenimizin enerji santralleri ve GPS, iletişim ve gözlem için kullanılan uydular üzerinde ciddi hasarlar meydana getirebileceği düşünülmektedir.
Atlas Obscura’dan Natasha Frost, 1770 aurorasını yaratacak kadar büyük bir fırtınanın bugün yaşanmasının bizi harap edebileceğini düşünüyor. 1770 aurorası, bugüne kadar gözlemlenmiş en büyük ve şiddetli Güneş fırtınası olan 1859 Olayı’ndan yaklaşık yüzde 7 oranında daha şiddetli bir fırtınaydı. 1859 Olayı’nda Avrupa ve Kuzey Amerika’nın yeşermekte olan telgraf iletişimi ciddi şekilde hasar görmüştü.
Ulusal Kutup Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışan Ryuho Kataoka’nın model hakkındaki açıklaması şu yönde: “1770 yılında meydana gelen fırtınanın elektriğe olan bağımlılığımızdan önce gerçekleşmesi bizim için bir şanstı.