Ana Sayfa Dergi Sayıları 126. Sayı Düşlerin gerçekleştiği yere yolculuk

Düşlerin gerçekleştiği yere yolculuk

327
0

“…Körler düş görür mü? Görürler… Asıl düşlerini yitirenler körleşir!..”  

14 saatlik zorlu otobüs yolculuğu bitmişti. Saat 11’i gösterdiğinde nihayet varmıştık üç tarafı dağlarla çevrili adeta doğal bir mabedi andıran Kaş’a. Yeşil doğanın bize sunduğu temiz havayı içime çektikçe kendimi daha dinç hissediyordum. Her ne kadar gelmeden önce internetten araştırmış olsam da doğayı görünce yeniden kendi kendime söyledim: Düşler Akademisi tam da Burada Olmalıymış!

Düşler Akademisi, Alternatif Yaşam Derneği “AYDER”e bağlı, her yerden ve her çeşit bizim engelli olarak adlandırdığımız bireylere ev sahipliği yapıyor. Akademiye gelen her bireye normal yaşantılarında tecrübe edemeyecekleri yüzmeden tırmanışa, dalıştan satranca, ata binmeden kitap okumaya kadar birçok farklı alanda yeni oyunlar, aktiviteler tecrübe etme olanağı tanıyor. Akademinin bana göre en güzel tarafı ise bir komün olması… Besininin bir kısmını kendi üreten Akademi, misafirlerine ücretsiz hizmet vermekte. Engelli bireylere bu tür bir hizmet veren Türkiye’de ve Avrupa’daki sayılı yerlerden biri olmasının yanı sıra sahip olduğu komünal özellik de akademiyi daha önemli ve kayda değer yapıyor.

Kampın kendi arabasıyla Kaş’ın bol nemli merkezinden yukarılara, Çukurbağ Köyü’ne doğru yola koyulduk. Bir yılan gibi gözüken siyah asfalt üzerinde yol alırken yanımızdan geçen bütün yöre insanının “Düşler Akademisi” tabelasını gördüğü anda bize selam vermesi ilk başta bizleri şaşırtmıştı. Sonrasında orada yapılan işi görünce bu tepkinin ne kadar doğal olduğunu anlıyor insan.

Köy camisinden sağa döndükten sonra kampın girişine ulaşıyorsunuz. Eşyalarımızı indirirken herkesin arkadaş canlısı tavırları, bizleri metropol adı verilen iğrenç yaratığın kollarından bizleri çekip yanlarına çağırıyordu adeta. Birkaç adım attıktan sonra Çukurbağ’ın bin bir emek ile restore edilmiş köy okulu tüm görkemiyle karşımıza çıktı. Samimi duruşuyla bizlere “Hoşgeldiniz” diyordu adeta. Yılların olgunluğunu içinde bulunduran ahşap binanın misafirperver bakışları altında içeri girdiğinizde Akademi’nin yaklaşık 20.000 kitaplık kütüphanesini görüyoruz. Hepsi bağışlar ile toplanmış.

Düşler Akademisi tamamıyla gönüllülük ile işleyen bir kurum. Bundan dolayı yalnızca ağırladığı misafirler için değil, oraya çalışmaya gelmiş kişiler için de bir kişisel gelişim akademisi olma özelliği taşıyor. Kampa gelen her kişi, ekonomik sınıfı ne olursa olsun eşit imkanlarda konaklıyor. Yatay ve lidersiz bir örgütlenme sisteminden dolayı kimsenin kimseyi zorlamadığı, herkesin üzerine düşen işi kendisine verilen özgürlük ortamında yaptığı bir yer burası. Örnek vermek gerekirse, akşam yemeği zamanında herkesin kendi bulaşığını durulaması, ya da bir kişinin misafirlerle ilgilenirken diğer kişilerin mutfak işlerini hallettiği ancak bunun emredilmediği bir yer…

Düşler Akademisi yarattığı ortam ile alternatif bir yaşam tarzının mümkün olduğunu bizlere kanıtlıyor. Günümüzün para üzerine kurulu tüm sosyal hayatına bir alternatif öneren akademi, paranın geçmediği ve çıkarcılığın var olmadığı bir ortam yaratıyor. Burada çalışanlar (gönüllüler) arasında rekabet yok, yalnızca işbirliği ve yapılan her işin üstesinden kardeşçe gelme yaşanıyor.

“Düşler Akademisi bir sosyal sorumluluk projesidir.” diyor Düşler Akademisi Projesi’nin fikir babası Ercan Tutal. Bir şiir ile açıklıyor Akademiyi:

Düşlerin bittiği yerde yaşam yok demektir artık…
Var olma nedeni biter insanoğlunun…
Ve yaşam, düşten gerçeğe kimimiz için karanlık, kimimiz için aydınlık bir akış olur…
Hızlı, karşı konulmaz..

Düşler Akademisi, yılın her zamanı bu kardeşlik ortamı içinde bulunmak isteyenlere açık. Tek yapmanız gereken sitesinden başvuru yapmak.

Başvuru ve Destek için: http://www.duslerakademisi.org/tr/Basvuru