Yaratılışçıların iddiası: Yeryüzünde ilk ortaya çıkan yarasalar ile bugün yaşayan örnekler aynıdır.
Bilimin yanıtı: Yarasalar da evrimleşmiştir.
“Yarasaların kompleks vücut sistemlerinin evrimle ortaya çıkması mümkün değildir, fosil kayıtları da böyle bir evrimin yaşandığını göstermemektedir. Yeryüzünde ilk ortaya çıkan yarasalar ile bugün yaşayan örnekler aynıdır.”
(Harun Yahya, Yaratılış Atlası 2, s.653)
2007’nin sonbahar aylarında bulunan 52,5 milyon yaşındaki bir yarasa fosili, ilk yarasaların sonarsız uçtuğunu, yani sonarla yön bulmanın yarasalarda evrim sonucunda oluştuğunu belgeliyor. Wyoming’de bulunan ve Onychonycteris finneyi olarak isimlendirilen bir fosil, yarasaların yön ve yiyecek bulmak için kullandıkları sonar benzeri ekolokasyon kabiliyetlerini ne zaman kazandıkları sorusuna cevap getirdi. Bulguya göre, önce uçma yeteneği, daha sonra ekolokasyon yeteneği gelişti.
Her ne kadar memeli dendiğinde ilk aklımıza gelen hayvanlar olmasalar da, şu an dünya üzerinde 1100 civarındaki tür ile memeli türlerinin beşte birini oluşturan yarasaların büyük çoğunluğu ekolokasyon yeteneğine sahiptir. Fakat bazıları, özellikle büyük meyve yarasaları, yiyeceklerini bulmak için koku ve görme yeteneklerinden yararlanırlar.
Eosen Dönemi’ne ait 52,5 milyon yaşındaki bu en ilkel (ama en eski değil) yarasa fosili, Wyoming’de (ABD) erken Green River oluşumunda arkeolog Bonnie Finney tarafından bulundu. Büyük pençeleri, enli kuyruğu ve özellikle az gelişmiş kulak salyangozu ile bilinen türlerden ayrılıyor. Diğer türlerin iki veya üç parmağında pençe varken, bu ilkel tür beş parmağında da pençeye sahip ve bu nedenle isminin anlamı “pençeli yarasa”. Kanada’daki Royal Ontario Müzesi’nden Kevin Seymour’un belirttiğine göre yarasanın dişleri böceklerle beslendiğini gösteriyor. Gelişmiş kanatları ile uçma konusunda yetenekli olduğu açık olan bu yarasa yiyeceklerini bulmak için ekolokasyonu kullanamadığına göre diğer yöntemleri kullanıyordu. Böylece önce uçma yeteneğinin evrim geçirdiği ortaya çıkıyor.
Kaynak
1) Nature, doi:10.1038/nature06549; Received 21 September 2007; Accepted 10 December 2007; Published online 13 February 2008.
* Nature dergisinin yer verdiği bu haber metni, Bilim ve Gelecek dergisinin 49. sayısında (Mart 2008) Bilim Gündemi köşesinde yer almıştır.