Ekoloji sorunları, iklim değişimi gibi konularda dergimize de zaman zaman katkıda bulunan Polen Ekoloji Kolektifi’nin yayını Polen Dergi geçtiğimiz az ikinci sayısıyla okur karşısına çıktı. Zor bir işe zor zamanda kalkışma cesareti gösteren dostlarımızın sesine ses olmak, hem dergilerini hem de kendilerini okurlarımıza tanıtmak amacıyla dergi ekibiyle kısa bir söyleşi yaptık.
Türkiye’de özellikle AKP döneminde artan ekolojik yıkım projelerine karşı yaygın bir karşı koyuş oldu, birçok platform, dernek kuruldu. Polen Ekoloji Kolektifi ne zaman kuruldu, hangi ihtiyaçtan hareket ettiniz?
Polen Ekoloji Kolektifi olarak 2019 yılında, ekoloji hareketinin örgütsel, politik ve stratejik olarak bunalımda olduğu bir dönemde bir araya geldik. Bunu özellikle belirtiyoruz; çünkü Türkiye’de ekoloji temelli hareketler genel olarak yerel, kendiliğindenci ve 12 Eylül askeri darbesi sonrasındaki depolitizasyon süreciyle şekillene geldi. Aslında ekoloji hareketinin bu durumu Türkiye’deki faşist devlet şiddetinin şekillendirdiği özgün koşullarda farklı katmanlarla ortaya çıksa da tüm dünyada da, kabaca 1980’lerde, neoliberal kapitalist politikaların hayata geçirilmesiyle doğrudan ilişkili gelişti. Ekoloji hareketleri, önce 70’lerde emperyalist merkezlerde gelişen politik ekoloji akımlarının yön verdiği, sonra 90’larda SSCB’nin dağılmasıyla sermayenin dizginlerinden boşanarak emeğe ve doğaya daha azgınca saldırıya geçtiği bir iklimde, neoliberalizmin kitleleri depolitize eden, ekolojinin doğaseverliğe indirgendiği, sermaye güdümünde bir “sivil toplumun” sınıfı sokaktan kovan, sınıf mücadelesinin karşısına “yeni toplumsal hareketler” dedikleri parçalanmış hareketleri yerleştirdikleri bir bağlamda gelişti. Biz ise doğayı doğrudan sınıf mücadelesiyle birlikte konumlandırıyoruz. Ekolojik sorun, kapitalizmle ilgilidir, toplumsal ve politiktir. Dolayısıyla sorunun tanımı, nasıl mücadele edilmesi gerektiği, mücadelenin öznesi ve çözümleri için Marksizmden başka hiçbir dünya görüşünün bize yol gösteremeyeceğini düşünüyoruz. Yıllardır ekoloji hareketleri “iklimi değil sistemi değiştir” dediler, biz bu sistemin kapitalizm olduğunu, onu değiştirmek için de marksizmden başka klavuzun olmayacağını söylüyoruz. Marx, Engels ve diğer Marksistlerin inşa ettikleri Marksist ekoloji anlayışını benimsiyoruz. Bu doğrultuda doğanın sadece antikapitalist, devrimci bir mücadeleyle savunulacağını düşünüyoruz. Bu mücadelenin buradaki koşullarda nasıl somutlanacağı, neleri önceleyeceğini de yine Marksist ekolojinin güncel tartışmalarıyla birlikte ele alıyoruz.
Şu an için pek çok şehirde bizimle iletişime geçen, birlikte hareket etmek isteyen bir potansiyel ağa sahibiz. Pek çok açıdan henüz yolun başındayız. Ama politik mücadele anlayışımız sıçramalı gelişmeye açık bir tarzda anın kritik halkasını yakalamaya yönelik. Çalışmaya başladıktan sonra Marksist ekoloji alanındaki tartışmalara dair 200’e yakın çeviri yaptık. Türkiye’de maalesef Marksist ekoloji alanında çalışan akademisyen yok denecek kadar az. Çeviriler ile bu alandaki eksikliği gidermeye, biz de tartışmalara katılmaya çalışıyoruz. En son Abstrakt online dergisi ile birlikte uluslararası bir dosya hazırladık. Politik olarak da yerel çevre hareketlerinin gündemine girmeyen, mesela Akdeniz ve Karadeniz’deki fosil yakıt çıkarma üzerine savaşa ramak kalacak kadar ifrata vardırılan rekabete karşı Kazma Bırak adıyla bir kampanya başlatılmasını sağladık. Ekoloji Birliği ile “Madenciliğin Politik Ekolojisi Sempozyumu”nda akademisyenleri, maden ve çiftçi sendikalarının temsilcilerini ekoloji hareketlerini bir araya getirerek başımıza musallat olan maden şirketlerine karşı mücadeleyi ele aldık. Diğer yandan Polen Ekoloji Kolektifi olarak uzun vadede hedefimiz Marksist bir ekoloji enstitüsüne dönüşmek. Bu enstitüyle kurumsal olarak; akademisyenleri, aktivistleri, araştırmacıları bir araya getirmeyi, ekolojik yıkım projelerinin sistemli takibini ve analizini yapmayı, yerel mücadeleleri daha hızlı harekete geçirebilecek ve gerektiğinde hukuksal destek sağlayabilecek bir ağ kurmayı; bunların yanında ekolojik bilinç geliştirmeye yönelik eğitim çalışmaları, yayınlar, konferanslar, atölyeler yapabilecek güce ulaşmayı amaçlıyoruz.
Kasım ayında Kolektif olarak aylık bir dergi çıkarmaya başladınız. Dergi nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?
POLEN Dergi, kolektifimiz içinde oluşturduğumuz çalışma gruplarımızdan olan ekolojik raporlama grubunun bir buçuk yıldır sürdürdüğü aylık ekolojik ihtilaflar bülteninin bir ürünü. Eylül 2021’e kadar web sitemizde aylık periyotta, o ayın ekolojik yıkımlarını ve gelişen önemli olayları derlediğimiz bir bülten yayımlıyorduk. Bu çalışmanın hem belirli bir doygunluğa ulaştığını hem de artık başka bir şeye dönüşecek enerjiyi biriktirdiğini düşündük. Aylık bültenlerimizin ekoloji literatürü adına, tarih kaydediciliği açısından, önemli bir kaynak olduğunu düşünüyoruz. Zaten dergide de halen bülten köşemiz mevcut. Ancak dergiyle birlikte aynı zamanda belirli konularda düşünce üretmeye de başladık. Yayınlanan yazılar genellikle kolektif üyelerimizin yazdığı yazılar. Web sitemizde sıklıkla kendi yazdığımız yazılara yer veriyorduk ve her zaman yazma konusunda birbirimizi teşvik ediyorduk. Fakat dergiyle birlikte yazma eyleminin bizler için daha sistematik bir sürece dönüştüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca ekoloji mücadelesindeki eko-sosyalist yayınların azlığı ortadayken POLEN Dergi bu anlamda da önemli bir noktada konumlanıyor. İçeriğini kendimizin doldurduğu bir eko-sosyalizm anlayışının hafızasını tutma niyetimizin yanında, özellikle güncel eko-politikanın Marksist teoriyle anlaşılması konusunda dergimizin bir rehber olmasını hedefliyoruz.
POLEN Dergi’nin içeriğinden de bahsedebilir misiniz? Temalar, sürekli bölümler neler?
Az önce de belirttiğimiz gibi dergiyi aylık ekolojik ihtilaflar haberleri ile açıyoruz. Haberlere kısaca yer verdikten sonra, güncel ekoloji gündemleriyle, ihtilaflarla ilgili seçtiğimiz belirli konularda kolektif üyelerimizden gelen yazılara yer veriyoruz. Enerji, iklim, nükleer, kent, kirlilik gibi ekolojik meselelerin merkezinde yer alan konulara dair yazıların mutlaka bulunmasına özen gösteriyoruz. Ek olarak sermayenin güdümünde, liberal çevrecilik anlayışıyla şekillenen hâkim ideolojinin etkisiyle ortaya çıkan kavramları kendi perspektifimizden açıklamak bizim için büyük önem taşıyor. Bu nedenle her ay ekolojiyle ilgili bir kavrama marksist bakış açısıyla yer veriyoruz. Ayrıca hayvan özgürlüğü çalışma grubumuz POLEN Dergi’ye düzenli olarak içerik üretiyor. İkinci sayımızdan itibaren dünyadan deneyim aktarımı köşesini hayata geçirdik. Bu köşede öncelikli hedefimiz benzer çizgide olduğumuz örgütlerin seslerini Türkiye’ye ulaştırmak. İletişim imkanlarımız el verdiğince kendilerine ulaşıp onlardan kendi ekoloji mücadelelerini anlatan yazılar rica ediyoruz. “Polen Çocuk” ise dergideki en renkli ve keyifli köşemiz. Kapitalizm yaşam alanlarımızı talan ederken şüphesiz bundan en çok etkilenenler çocuklar oluyor. Okuyucularımız Polen Çocuk’ta çocukların doğayla bağlarını güçlendirecek, insanın dahil olmadığı yaşamda işlerin nasıl yürüdüğünü gözlemleyebilecekleri pek çok etkinlik bulabilirler. Bunların yanında her ay mutlaka bir söyleşi ve kitap tanıtımına yer veriyoruz. Söyleşilerimizin ekoloji mücadelesi veren aktivistleri veya bu niyetle yola çıkmış topluluklarla olması bizim için değerli.
Hakim ideolojinin gölgesindeki ekoloji literatürü sermayeye boyun eğen, onunla uzlaşan bir ekoloji hareketini besliyor. Dergide her türden “yeşil yıkama”ya karşı zihinleri “ayık” tutmayı istiyoruz. Herhangi bir mücadele hattı çizmeyen, çözüm üretmeyen teorik yayınların aksine kitap tanıtımı bölümümüzde ise ekolojiyi kapitalizmle birlikte anlayan ve çözümler üreten yayınlara yer veriyoruz.
Yazı ve düşünce üretimini sadece teorik gelişim açısından değil, pratikle bağ kurmak, etkileşime girmek, birbirimizden öğrenmek için de bir fırsat olarak görüyoruz. Belirli bir nitelik düzey gözetmeksizin yazma sürecinde de birbirimizi destekleyerek ilerliyoruz. Bu nedenle mücadelenin bir yerinde duran ve anlatacak bir şeyleri olanlara, Marksist ekoloji üzerine düşünen, eyleyen herkese dergimizin sayfaları açık.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Polen Ekoloji Kolektifi’ne başarılar diliyor, POLEN Dergi’nin yolu açık olsun, diyoruz.