Elinizdeki sayının kapak dosyası, Hikmet Kıvılcımlı’nın (1902-1971) ilk kez yayımlanan bir makalesi: “İnsanın ilahlaştırılma prosesleri”. Kıvılcımlı, Makedon barbar şefi İskender ile Hun barbar şefi Atila üzerinden insanın putlaştırılma sürecini inceliyor. Kıvılcımlı ömrünü adadığı “Tarih Tezi” ışığında gerek tarih öncesi gerekse uygarlığa geçilmesinden sonraki dönemlerde uygarlık-barbarlık çatışmasının sonucu olan tarihse devrimler sürecinde insanların toplum şeflerini nasıl putlaştırdıklarını sayısız kaynaklardan araştırmış. Sunduğumuz bu makale de bu çalışmaların bir parçası. Kıvılcımlı, komün dönemi alışkanlıklarının günümüzü de nasıl etkilediklerini, o zamandan kalma bazı ritüel ve adetlerin nasıl bugünkü toplum içinde de yaşadığını eserlerinde sık sık örnekler. İnsanın putlaştırılması da bin yıllar öncesinden beri toplum içinde yaşayan, daha çok kutsallaştırma biçiminde kendini gösteren bir olumsuz gelenek. Yazıda bu geleneğin kökenleriyle ilgili tezlerini görüyoruz Kıvılcımlı’nın. Bu değerli makaleyi ve 10 diğer makaleyi içeren kitap “Dine ve Politikaya Dair Yazılar” adıyla yakında Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan çıkacak. Böylece Türkiye sosyalizminin bu üretken öncü kişiliğinin şimdiye kadar karanlıkta kalmış bazı yazıları da okurlarıyla buluşmuş olacak.
Bu tür yazıları yayımladığımızda ikircikli bir duygu durumu içinde buluyoruz kendimizi. Bir yandan bu büyük toplumbilimcimiz ve Marksist siyasetçimizin bir çalışmasını daha gün yüzüne çıkarmanın gururunu taşıyoruz (En büyük gurur, Kıvılcımlı’nın yazılarını neredeyse arkeolojik bir kazı titizliğiyle ortaya çıkarıp yayıma hazırlayan arkadaşımız Ahmet Kale’nin elbette). Diğer yandan, 70-80 yıl önce yapılmış bir çalışmayı ancak bugün okumuş ve okurlarla buluşturabilmiş olmanın utancını da yaşıyoruz. Nasıl da hovardaca yaklaşıyoruz değerlerimize ve karanlıklar içinde bırakıyoruz… Kaldı ki, okuyacağınız yazı bugün dahi yazılmış olsa yine kapak olurdu Bilim ve Gelecek’te. Bu da Hikmet Kıvılcımlı’nın değerini gösteriyor.
Unutturulmaya çalışılan bir diğer düşünürümüz de 4 Eylül 1990’da karanlık güçler tarafından katledilmiş aydınlanma kahramanımız Turan Dursun (1934-1990). Onun da çalışmaları değersizleştirilmeye, katkıları silinmeye çalışılıyor. Dursun’un ölümünün 33. yıldönümünde, onunla çeşitli yayın organlarında birlikte çalışmış olan Ender Helvacıoğlu’nun dergimizin Eylül 2010 tarihli 79. sayısında yayımlanmış makalesini okurlarımıza yeniden anımsatmak istedik: “Turan Dursun gerçeği”. Bu vesileyle büyük aydınlanma kahramanımızı bir kez daha saygıyla ve özlemle anıyoruz.
***
Bilim ve Gelecek Kitaplığı, mali zorluklara karşın, özellikle “50 Soruda” dizisi kitaplarını yayımlamaya çalışıyor. Ahmet Çevik’in “50 Soruda Paradokslar” kitabı geçtiğimiz ay okurlarıyla buluşmuştu. Eylül ayında da dizimizin “50 Soruda Yapay Zekâ”, “50 Soruda Evrim”, “50 Soruda Arkeoloji” ve “50 Soruda Antropoloji” adlı kitapları yeni baskılarıyla raflarda yerlerini alacak. Bu kitaplarla ülkemiz popüler bilim okurlarına önemli bir katkı yaptığımızı düşünüyoruz.
***
Bilim ve Gelecek kolektifinde yakın çalışma arkadaşlarımızın peş peşe kitapları yayımlanıyor. Ogan Güner’in ilk eseri “Hercümerç”ten sonra ikinci romanı “Ramak” Beyoğlu Kitabevi’nden çıktı. Üretken arkadaşımız Hasan Gören’in dördüncü romanı “Eşikteki Kadın” Everest Yayınları bünyesinde yayımlandı. Psikolog Irmak Gültekin Uysal’ın “İçimdeki Ejderha” adlı çocuk kitabı da Doğan Çocuk Yayınları’ndan çıktı. Arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz; okurları bol olsun.
Yine dergi mutfağından arkadaşımız Hasan Selçuk Turan, Derya Ekiz ile hayatını birleştirdi. Mutluluklarının ömür boyu sürmesini diliyoruz.
Dostlukla kalın…