Ender Helvacıoğlu
70’li yıllar… İstanbul’un çoğu mahallesinde olduğu gibi bizim mahallenin de bir kültür merkezi vardı. Çeşitli fraksiyonlardan devrimci gençlerin toplanma ve tartışma yeriydi aynı zamanda bu mekânlar. Kültürel etkinlikler de yapılırdı: saz kursu, halk oyunları, satranç turnuvaları vb.
Bizim mahallenin kültür merkezine sürekli takılan bir deli vardı. Eski bir matematik öğretmeni olduğu söylenirdi. Değişik bir deliydi. Deli olduğunu bilirdi. Deli, deli olduğunu bilir mi hiç? O bilirdi. Hatta nasıl delirdiğini de anlatırdı. Onu kanıt takıntısı delirtmişti. Yıllar boyu “3’ten büyük her asal sayıdan eşit miktarda az ve çok en az bir asal sayı çifti bulunur” önermesini kanıtlamaya çalışmış, bir türlü kanıtlayamamış ve delirmişti. Yalnız yaşadığı evinde sabahlara kadar aynı problemle uğraştığı söylenirdi. Zaman zaman sinir krizleri geçirdiğini anlatırdı komşuları. Birkaç kez hastaneye kaldırmışlardı.
Bizim “kanıt delisi” hafta sonları mahallenin çocuklarını, gençlerini toplar, onlara matematik önermeleri verir ve kanıtlamalarını isterdi. İlginçtir, matematik dersinden kalan, nefret ettiğini söyleyen çocuklar kanıt delisinin sohbetlerine katılır, onun sorduğu soruları çözmek için günler boyu uğraşır, birbirleriyle yarışırlardı. Bu işin sırrını çözememiştik doğrusu…
Ben de kanıt delisinin oturumlarına sık sık katılırdım. Gözlemlemek için elbet, problem çözmek için değil. Ben mahallenin şeflerinden biriydim, pek tabii ki daha önemli ve daha toplumsal problemlerim vardı. Neyse…
Kanıt delisi katılan her çocuğa bir matematik önermesi verir, kanıtlamasını isterdi. Bazıları basitti, ben bile çözerdim.
Örneğin, “iki tek sayının toplamı çift sayıdır” önermesini verir ve kanıtlanmasını isterdi. Eğer çocuk “hocam, bu zaten böyledir, kanıta ne gerek var?” demeye görsün. “Olmaaaaz!” diye bağırırdı, “kanıtlayacaksın”.
Şunu fark etmiştim: Çocuklar böylece, bir sorunsalı ifade etmeyi ve adım adım çözmeyi öğreniyorlardı. Bu bizim devrimciler olarak pek beceremediğimiz bir şeydi. Biz genellikle olgulardan değil “olması gerekenlerden” yola çıkar, vardığımız sonucu kanıtlama gereği de duymazdık. Örneğin, “Kürt sorunu bir demokrasi sorunudur” önermesi; şimdi bunun kanıta ihtiyacı mı var? Deli bizim toplantılarımıza katılsa “Olmaaaaz!” diye bağıracağından eminim, “kanıtlayacaksınız”.
Neyse, daha fazla kafaları karıştırmayalım. Deli, giderek problemlerin zorluk derecesini artırırdı. Örneğin “bir tam sayı 2 fazlasıyla çarpılıp 1 eklendiğinde çıkan sonuç bir tam karedir” önermesi… Bu biraz daha zor.
Deli, soruları çözen çocuklara hep bir tık daha zor sorular yöneltirdi. Andrew adında bir çocuk vardı. Babası İngiliz konsolosluğunda çalıştığı için ailecek İstanbul’da ikamet ediyorlardı. Türkçeyi de sökmüştü Andrew. İnanılmaz zekiydi. Delinin sorduğu soruları kısa süre içinde çözerdi. Deli onu çok severdi.
Bir gün Andrew’e bir soru sordu: “Eğer n >2 bir tam sayı ise xn+yn=zn denkleminin pozitif x, y, z tam sayıları için çözümü yoktur. Kanıtla bunu Andrew.”
“Kolay” dedi Andrew, “Pisagor teoreminin genel ifadesini soruyorsun; kanıtlarım birkaç güne”.
Günler boyu Andrew’ü göremedik. 5-6 hafta sonra kültür merkezine geldi, “kanıtlayamadım” diye ağlamaya başladı. Deli onun başını okşadı, “üzülme, kanıtlarsın bir gün, uğraşmaya devam” diye teskin etti.
Yıllar yılları kovaladı. 12 Eylül faşist darbesi bizim mahallenin üzerinden de silindir gibi geçti. Ne kültür merkezi kaldı ne de eski devrimciler. Bizim deli de mahallenin kahvesinin bir köşesinde elinde kalem-kâğıt bir şeylerle uğraşır dururdu.
1994 yılı mıydı neydi, bir gün kahvede oturan deliye bir mektup geldi. Görülmedik bir şeydi. Deliye kim mektup yazacak? Deli mektubu açtı, okudu. Birden hüngür hüngür ağlamaya başladı. Şaşırdık, gittik mektubu okuduk. Telgraf gibi kısacık bir şeydi: “Kanıtladım. Yeni sorunu bekliyorum. Andrew.”
Ertesi sabah gazetelerin birinde küçük bir haber okuduk: “Fermat’nın Son Teoremi olarak bilinen matematik problemi, 1637 yılında ortaya atılmasından 357 yıl sonra Andrew Wiles adlı İngiliz matematikçi tarafından çözüldü.”
Kanıt delisi hemen Andrew’e bir mektup yazdı: “Yeni sorun: 2’den büyük her çift tam sayı, iki asal sayının toplamı olarak ifade edilebilir. Kanıtla bunu Andrew.”
Kanıt delisi kısa bir süre sonra öldü, çok yaşlanmıştı. Andrew’den de bir yanıt gelmedi henüz. Delirdiğine dair rivayet var!