FIFA Başkanı Sepp Blater, futbolun bir gün diğer gezegenlerde oynanabileceğini söyledi. İşte benim gezegenler arası futbol için söyleyeceklerim:
Brezilya’da Dünya Kupası açılış maçından önceki gün toplantıda konuşan SeppBlater şöyle söyledi: “Oyunumuzun bir gün başka bir gezegende oynanıp oynanmayacağını merak ediyoruz. Belki de gelecekte yalnızca Dünya Kupasıdeğil, gezegenler arası müsabakalarımız olacak. Neden olmasın?”
Neden olmasın? Açıklayayım.
Ayı unutun. Çünkü çok küçük bir kütle çekimi var. Dünyanın altıda biri kadar yerçekimiyle oynayabilmek için futbol sahası muazzam olmalıydı. Çünkü vuruşlar topu bizim gezegenimizde olduğundan çok daha uzağa gönderirdi.
Ama yine de, David Beckham bile bir futbol topunu ayın yörüngesine gönderemezdi. O, başka birçok futbolcu gibi, bir futbol topunu en fazla 100 mph (160km/h) civarında hızla gönderebilir. Ayın kütle çekiminden kaçmak içinse saatte 5369 mph (8.640)km hızla gönderebilmek gerekir.
Yalnızca bu değil, görsel olarak da sorun olabilirdi. Apollo astronotlarının nasıl ağır çekimdeki tavşanlar gibi zıpladıklarını hatırlayın. Güzellik bunun neresinde?
Hem de oyunlar kayalıklı ay yüzeyinde oynanırdı.
5 Şubat 1971’de, Apollo 14 ay yüzeyine indi. Yetkililerin bilmediği, gizli bir kargo kaçak olarak götürülmüştü. Bu, bir Sovyet casus kamerası değil, bir golf sopası başlığı ve 2 golf topuydu.
Astronot Alan Shephard oradayken biraz eğlenmeyi planlamıştı.
Shephard, biraz taş topladıktan sonra, Nasa’nınyüzey kazı aracını aldı. Siz veya ben buna bir kürek diyebiliriz, fakat Shephard ona golf sopası diyordu. Sopaya golf sopası başlığını taktı, golf toplarını yere bıraktı ve iki kuvvetli vuruş yaptı.
Uzay giysisinin esnek olmaması sebebiyle vuruşları tek eliyle yapmak zorunda kaldı ama yine de başardı.
Ortalama bir amatör sporcu olarak, ikinci topun kilometrelerce uzağa gittiğini tahmin etti. Gerçekteyse ancak birkaç yüz metre göndermişti. (Lanet olası bilim ve onun sinir bozucu doğruluk ısrarı!)
Astronot yol arkadaşı Edgar Mitchell de altta kalmadı ve bir kazı aracını (bir kürek) mızrak gibi fırlattı. Shephard, “Yüzyılın en büyük cirit atışı!” diye bağırdı. (Önceki paragraftaki doğruluk yorumuna tekrar göz atın.)
Ay için bu kadarı yeter, peki ya Mars?
Orada nefes alacak bir şey olmadığını söyleyerek bunu kısa kesebiliriz. Sporcular her ne kadar havanın seyrek olduğu yüksek bölgelerde çalışsalar da, orada en azından hava var. Mars’ta herhangi bir şey bulmak için şanslı olmanız gerekir ve muhtemelen solunum için işinize yaramayacak karbondioksitten başka bir şey bulamazsınız.
Belki de Dünya’nınkine yakın kütle çekimi olan bir gezegene bakmalıyız.
Venüs’ün çapı 12.104 km’dir ve bu, Dünya’nın yarıçapının yüzde 95’ine eşittir. Bu da oldukça yakın çekim kuvveti olduğu anlamına gelir. Aynı zamanda Venüs’te bir atmosfer de var.
Sorunsa şu: Venüs sülfür bileşiklerinden oluşan boğucu bir gezegendir. Yüzeyde sıcaklık, bir fırının sıcaklığının iki katı kadar, 400 C’dir ve yağmur derişik sülfürik asit olarak yağar.
Yağmurun oyunu durdurmasından şöyle bahsedilir: “Yağmur oyunu topu eriterek durdurdu. (ve tabii oyuncuları da).”Bu çok fena olurdu. Ruslara sorun, onlar 1970’lerde bu acımasız koşullarda Venera 7,8,9 ve 10’u kaybettiler.
Peki, kütle çekimi Dünya’dan daha büyük olan gezegenlerde durum nasıl? Güneş sistemimizde dört alternatifiniz var: Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün. Bunların tümü dünyanın 5 ile 11 katı arasında büyüklüğe sahip dev gaz gezegenlerdir.
Fakat bunların en büyüğü olan Jüpiter bile yeterince iyi değildir, çünkü kütle çekimi Dünya’nın yerçekiminin yaklaşık 2,5 katıdır. Bu yüzden orada bir futbol topuna vurmak, bir beton yığınını tekmelemek gibi olurdu. Oluşan sakatlığı iyileştirmek için sihirli süngerden* fazlası gerekirdi.
Aslında bundan da önce, sahada topu koyacak yer bulma şansı da bulamazsınız. Çünkü bu gezegenlerin hiçbirinde saha yapabileceğiniz bir katı yüzey yoktur.
Onlar yalnızca atmosferden aşağıya indikçe yoğunluğun arttığı metal cıva benzeri çok yüksek basınçlı sıvı metallerin bulunduğu gaz küreleridir.
Jupiter’in uyduları Europa ve Io da bu iş için uygun değildir. Europa küresel bir okyanustan ve onun üzerinde yer değiştiren bir buz kabuğundan oluşur. Tıpkı Dünya’nın kutuplarındaki buz tabakaları gibi, bunlar da her an kırılabilir. Pek ideal sayılmaz.
Io ise güneş sisteminde en fazla aktif volkanın bulunduğu cisimdir. Volkanik patlamalar süreklidir ve tıpkı Brezilya’dan eve dönecek pek çok İngiliz taraftarın uçak yolculuğu gibi kaçınılmazdır.
Plüton? Kütle çekimi Ay’ın kütle çekiminden bile küçüktür ve aynı zamanda dondurucudur.
Sonuçta, her şeyi hesaba katarsak, en kolay seçenek Dünya’da kalmak ve FIFA’ya yönelik yolsuzluk iddialarını karara bağlamaktır. Eminim bu kadar zor değildir. Nihayetinde bu roket bilimi değil.
Stuart Clark
*Sihirli sünger: Hakemi aldatmak içinsakatlanmış taklidi yapan oyuncularla alay etmek için kullanılan bir tabir. Fizik tedavi uzmanı sıradan bir süngerle müdahale eder etmez oyuncu ayağa kalkar.