NASA’nın Curiosity aracının çektiği fotoğraflar üzerinde yapılan incelemer sonucunda merak uyandıran bulgular ortaya çıktı. Bu bulgular Mars’ta bulunan antik kayaç tortuların yapısı ile Dünya’daki mikropların yapıları arasında bir benzerlik olduğuna işaret ediyor. Yeni bilgiler Kızıl Gezegen’de önceden yaşamın varlığını tam anlamıyla kanıtlamasa da, olabileceğini gösteriyor.
Yukarıdaki fotoğraf Curiosity uzay aracı tarafından Yellowknife Bay’da bulunan Gillespie Gölü’nde çekildi. Gillespie Gölü, milyarlarca yıl önce dönemsel olarak suların çekilmesiyle ortaya çıktı. Mars ve Dünya oluşumlarının ilk zamanlarında benzer sayılabilecek fiziksel koşul ve süreçlerden geçtiler. Kızıl Gezegen önceden daha ılıman ve nemli bir iklime sahipti.
Dünya’daki halıya benzer mikrop kolonileri sığ sularda bulunan tortulara yerleşip zaman içinde fosilleşerek kendilerine özgü yapılar meydana getirdi. Bu yapılar, mikroplar tarafından indüklenmiş tortu yapıları (MITY) olarak biliniyor. Bunlar Dünya’nın çeşitli yerlerinde sığ sularda ve antik kayalar üzerinde kurulup yeryüzünün tarihini ortaya koyuyorlar. Virjinya’daki Old Dominion Üniversitesi’nde yer yüzeyindeki hayatı araştıran biyolog Nora Noffke 20 yıldır bu yapılar üzerine çalışıyor. Noffke geçen sene yayımladığı raporla Batı Avustralya’da 3,48 milyar yıllık Dresser Oluşumunda MITY keşfedildiğini duyurmuştu. Bu buluşun Dünya üzerindeki en eski yaşam belirtisi olma olasılığı var. Geçen ay çevrimiçi olarak Astrobiology dergisinde yayımlanan makaledeyse Noffke, Dünya’daki mikrobik yapılar ile Mars’ın Gillespie Gölü’nde ortaya çıkan tortul yapılar (neredeyse 3,7 milyar yıllık) arasındaki morfolojik benzerliklerin detaylarını ortaya koydu. Kendine özgü şekiller, erozyon döküntüsü, cepler, kubbeler, yığınaklar, çukurlar, mıcırlar ve çatlakları içermekte. Bunlar Dünya üzerinde santimetreden kilometrelere kadar genişletilebilir.
Noffke’nin raporu Mars’ta antik yaşamın varlığı üzerine olumlu belirtiler ortaya koymasına rağmen, bu yapıların biyolojik olduğunu kesin olarak kanıtlayamamakta. Daha kesin sonuçlar alabilmek için örneklerin Dünya’ya getirilip mikroskobik analizlerden geçirilmesi gerekmekte. Ancak buna benzer bir görev yakın zaman için henüz planlanmış değil. Planlanacak gibi de görünmemekte.
Noffke “Bu konuda tüm söyleyebileceğim, hipotezimin ve elde ettiğim tüm kanıtların da ortada olduğudur. Bu kanıtların çok şey ifade ettiğini düşünüyorum oysa ki” diye belirtti.
New Mexico Madencilik ve Teknoloji Enstitüsü’nde jeomikrobiyolog olan Penelope Boston, “Gerçek şu ki, Noffke’nin işaret ettiği bu yapılar bu alana mühim katkılarda bulunmuştur” diyor. “Noffke’nin bulguları, Mars’taki metan ve organikler üzerine yakın zamanda yayımlanan raporlarla birlikte komşu gezegenimizin tarihinde yaşamın varlığı konusundaki bilmecenin çözülmesine önemli bir katkı yapmıştır” diye ekliyor.
Dikkatli bir inceleme
NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nde çalışan ve Astrobiology dergisinin eşeditörü olan biliminsanı Chirs McKay, “Bakın burada Mars’taki çamur yığını, burada da Dünya’daki çamur yığını’ diyen çok sayıda makale gördüm. Ve bunu belirtmelerinin sebebi, iki çamur yığınının da aynı şekilde görünmeleri ve oluşum mekanizmalarının benzer olması. Bu savı oluşturmak son derece kolay. Ama genel anlamda ikna edici değil. Ancak Noffke’nin makalesi benim gördüklerimin arasında en dikkatli şekilde analiz edilmiş olanıdır. Bu sebeple benzer incelemeler arasından Astrobiology dergisinde ilk yayımlanan makale olmuştur” şeklinde ekliyor.
Noffke çalışmanın ilerleyişiyle ilgili olarak “Resme baktığımda çok tanıdık bir şey gördüm. Bu yüzden daha da yakından baktım. Haftalarımı, incelediğim resimlere santim santim bakarak, taslaklar çizerek ve onları yeryüzü yapıları ile karşılaştırarak geçirdim. 20 yıldır bu konularda çalıştığım için nereye bakacağımı biliyordum” diyor.
Noffke Mars’taki araçtan gelen resimleri Dünya’daki birkaç bölgeye ait resimlerle karşılaştırmış. Karşılaştırılan bölgeler Almanya’daki Mellum Adası’nda, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Portsmouth Adası’nda ve Batı Avustralya’daki Carbla noktasındaki modern tortu yüzeylerini içeriyor. Bunların yanı sıra daha eski mikrobik tabaka fosilleri Tunus’taki Alouane Denizi’nde, Afrika’daki Pongola Süpergrubu’nda Batı Avustralya’daki Dresser Oluşumunda bulunuyor.
Resimler yeryüzü yapıları ile Mars’ın tortu yapıları arasındaki morfolojik benzerlikleri gözler önüne seriyor.
Dünya’daki mikrobik yapı şekillerinin dağılımı çeşitlilik olarak bulundukları yere bağlı. Değişik tipteki yapılar değişik çevrelerde beraber bulunabiliyor. Örneğin, mikrobik tabakalar nehir kenarında değişik ilişkiler kurduktan sonra, dönemsel sellere maruz kalan çevrelerde gelişmiş.
Gillespie Gölü’nde ortaya çıkan mikrobik şekiller, Dünya’da da benzer çevre koşullarına sahip bölgelerde bulunuyor. Dahası yeryüzü şekilleri kendine özgü yollarla sürekli olarak değişmekte. Mikrobik tabakaların değişmesi, büyümesi, kuruması, kırılması ve tekrar büyümesi gibi özel yapılar da onlarla ilişkili hale geliyor. Burada tekrar Noffke’nin bulduğu Mars’taki kaya şekillerinin dağılımı ile Dünya’da zaman içinde değişim geçirmiş mikrobik yapılar uyuşuyor. Bunları beraber aldığımızda, bu ipuçları Noffke’nin savını basitleştirmenin ötesinde benzeşmenin şeklen olduğuna işaret ediyor.
Noffke kendi makalesinde alternatif işlemlerin değişimleri sağlayabileceğini açıklıyor. Örneğin mıcırların, çukurların ve kırınımların oluşumu tuz, su ve rüzgârın erozyonunun ürünü olabilir.
Doğrulamalar askıda
Noffke raporunun sonunda Mars’da biyolojik yapıların olduğunu doğrulamak için detaylı bir stratejinin taslağını ortaya koyuyor. Ancak, bu stratejinin önemli bir adımı olan, örneklerin Dünya’ya getirilip daha fazla analiz edilmesi şu an için uygulanabilir değil.
Noffke, Curiosity’nin tekrar bu yapılarla karşılaşması durumunda, hipotezin güvenirliliğini sınamak için aracın yapması gereken testleri sıralıyor. Bu testlerden biri de Curiosity’nin SAM modülünü kullanarak Mars’taki organik ve kimyasal madde izlerini araştırmasını içeriyor.
McKay “Eğer örneklerde büyük miktarda organik madde olsaydı, SAM ölçüm aleti malzemelerin biyolojik doğası hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlardı. Ancak bunların incelenememesinin sebebi antik tortu yapılarında olması ve canlılığın uzun süre önce yapıyı terk etmesidir” diyor. “Üstelik ölçüm aletinin uygulama alanı kısıtlı. Tahminimce iniş sırasında fazla miktarda kirlenme oldu. Bu nedenle cihaz çok yüksek seviye arka plan kirliliğine sahip” diye de ekliyor.
Biliminsanlarının Dünya’daki doğal mikrobik tortuların yapılarındaki mikroskobik örgüleri incelemek için kayayı kesmeleri ve ince bir parçayı alıp mikroskop altında çalışmaları gerekiyor.
Bu işlemin mühendislik açısından Mars’ta gerçekleştirilmesi oldukça zor, ancak McKay böyle bir görevin gelecekte de başarılamayacağını reddediyor. McKay “Olup olmayacağını bilmiyorum, ancak mühendisler oldukça zekidir. Eğer onlara zorlu bir iş verirseniz, çoğunlukla bir çözüm ortaya koyarlar” diyor. McKay “Eğer bir örneği Dünya’ya taşıma şeklinde bir görev olsaydı, altın değerinde bir görev olurdu. Ancak bu yakın zamanda gerçekleşeceğe benzemiyor” diye ekliyor.
Hazırlayan: Erdinç Yakut
İTÜ Uzay Mühendisliği YL
KAYNAKLAR:
Makalenin çevirim içi olduğu sayfa:
– http://online.liebertpub.com/doi/abs/10.1089/ast.2014.1218?journalCode=ast; 6 Ocak 2015, Johnny Bontemps, Astrobio.net
– http://phys.org/news/2015-01-potential-ancient-life-mars-rover.html
Görsel açıklaması: Mars’taki Gillespie Gölü etrafında yer alan kaya tabanı çatlağı, olası antik mikrobik tortu yapıları gösteriyor.©NASA