
Tarihöncesi kendi elini şablon olarak kullanıp çizen sanatçıların cinsiyetini saptamak için yapılan birçok girişimde birbiriyle çelişen sonuçlara varıldı. İngiltere ve Afrika’daki araştırmacılar, el boyutu ve parmak uzunluğuna odaklanmanın güvenilir olmadığını tahmin ediyor. Bu problemi çözmek için biliminsanları, adli tıp tekniğinin daha kesin sonuçlar vereceğini kabul ediyor. 40.000 yaşındaki el izlerinin cinsiyetinin, yeni analiz stratejisiyle yüzde 90 doğrulukta belirleneceğine inanıyorlar.
Central Lancashire ve Witwatersrand Üniversitesi’nden adli antropolog Patrick Randolph Quinney, şekilleri almak için, daha önce el izlerinde hiç test edilmemiş olan ve adli çalışmalarda kullanılan geometrik morfometrik tekniğini uyguladıklarını belirtiyor. Araştırmacılar, 2-boyutlu şablonları 3-boyutlu ele dönüştürmek için bilgisayar modeli üzerinde bu teknikle çalıştı. Biliminsanları, cinsiyetleri bilinen el izleri ve onları yaratanların ellerinden elde edilmiş verilerle kendi modellerini oluşturdu. Model, elin şekli ve formuna bağlı olarak tanımlanmış iki boyutlu dizilerden referans alıyor ve en iyi oranlarla tahmini cinsiyeti vurguluyor.
Quinney bu geometrik yaklaşımın, avuç içi ve parmaklara ayrı olarak bakmaya izin verdiğini söylüyor. Parmak boyutu veya uzunluğunun yerine avuç içinin şekli, kişinin cinsiyetinin açıklığa kavuşmasının asıl göstergesi oluyor.
En az 40.000 yaşında olan en eski el izleri Endonezya’da bulundu. Avrupa’da mağaralarda bulunan el izlerinin de 37.000 yaşında olduğu düşünülüyor. Yeni teknik tarihöncesi el izlerini analiz etmek için henüz kullanılmadı. Biliminsanları çeşitli etnik nüfuslar üzerinde deneyler yaparak, tekniklerinin doğruluğu hakkında hükme varmak istiyor. Liverpool Üniversitesi’nden arkeolog Anthony Sinclair, diğer araştırmacıları değişik nüfuslar üzerinde bu metodu uygulamaya cesaretlendireceklerini, dolayısıyla el farklılıkları konusunda daha çok küresel bilgiye sahip olunacağını söylüyor. Araştırma Journal of Archaeological Science dergisinde yayımlandı.