Mike Cummings’in haberleştirdiği yeni bir araştırma, Güneydoğu Asya’nın tropik ormanlarında yaşayan küçük, ürkek ve yaygın popülasyona sahip bir memeli olan ağaç sivrifarelerine ışık tuttu.
Ecology and Evolution dergisinde yayımlanan bu çalışmaya göre yaygın bir ağaç sivrifaresi olan Tupaia glis, geniş çaplı bir şekilde test edilmiş iki kurala meydan okuyor. Bu kurallar, türler arasındaki coğrafi varyasyon örüntülerini tanımlayan ada kuralı ve Bergmann kuralıdır.
Ada kuralı, memeli sınıfına giren küçük vücutlu canlı popülasyonlarının anakaradansa adalarda daha büyük vücuda evrileceğini öngörür. Buna karşın adaya bağımlı büyük vücutlu memeliler anakaradaki muadillerinden daha küçük bir beden geliştirir. Bergmann kuralı ise, genellikle daha yüksek enlemlerde gözlemlenen soğuk bölgelerde bir türün popülasyonunun genellikle daha alt enlemlerde kalan ılık bölgelerdeki popülasyonundan daha fazla vücut büyüklüğüne sahip olmasına dayanır.
Araştırmacılar ağaç sivrifarelerinin vücut boyutunu saptamak amacıyla Malay Yarımadası ve kıyı açıklığında bulunan 13 adadaki popülasyon içerisinden son 122 yıldır biriktirilen ve Avrupa ve Kuzey Amerika’daki altı farklı doğal tarih müzesinde korunan 260 numunenin ölçümünü yaptı ve adanın boyutu, adayla anakara arasındaki mesafe, anakara ile adalar arasındaki maksimum deniz derinliği ve ağaç sivrifarelerinin popülasyonlarındaki vücut büyüklüğüyle enlem arasındaki ilişki gibi çoklu değişkenleri test ettiler. Araştırmacılar nadiren birlikte test edilen ada kuralı ve Bergmann kuralının yaygın ağaç sivrifareleri için geçerli olmadığını buldular.
Araştırma, anakara ve ada popülasyonları arasında hiçbir boyut farkı olmadığını ortaya koydu. Ayrıca, ağaç sivrifarelerinin Bergmann kurallarını tersine çevirdiğini de şöyle ortaya koydu: Alçak enlemlerden gelen bireyler, daha yüksek enlemlerde bulunanlardan daha büyük boyutta olma eğilimindeydiler.
Yale Üniversitesi’nde antropoloji profesörü ve araştırmanın başyazarı olan Eric J. Sargis, “Bir tür içinde coğrafi çeşitliliğin nedenlerini belirlemek evrimsel kalıpların altında yatan mekanizmaları anlamak için kritik önem taşıyor” dedi. Popülasyonların evrilme şeklini birden çok faktör etkilemiş olabileceğinden, “Analizimiz, ağaç sivrifaresi gibi yaygın olarak dağılmış türlerde ekocoğrafik kuralları incelerken, aynı anda birden fazla değişkeni değerlendirmenin gereğini ortaya koyuyor” diye ekliyor.
Araştırmacılar, ağaç sivrifaresi popülasyonunun bulunduğu enlemin, canlının vücut boyutuyla en fazla ilişkili değişken olduğunu buldu. Anakara ve adalar arasındaki maksimum deniz derinliği, anakaradan derin sularla ayrılan adalarda yaşayıp daha büyük vücuda sahip olan ağaç sivrifareleriyle birlikte vücut boyutunu en çok etkileyen ikinci kuvvettir. Çalışma aynı zamanda daha küçük adalarda bulunan ağaç sivrifarelerinin daha küçük vücut boyutuna sahip olma eğiliminde olduklarını göstermiştir.
Alaska Müzesi Üniversitesi’ndeki memelilerin küratörü ve araştırmanın eşyazarlarından biri olan Link E. Olson, bu ve benzeri araştırmalarda müze koleksiyonlarının önemini vurguladı.
Olson, aynı numunelerin ekibin son beş yılda birkaç ek ağaç sivrifaresi türünü tespit etmesine izin verdiğini de sözlerine ekleyerek “Sayısız lokaliteden toplanan ve istatistiksel önemi değerlendirmek için yeterince büyük sayılarla belgelenmiş ve düzenlenmiş fiş örnekleri olmadan, bu araştırmayı kolaylıkla yapmamız mümkün değildi” şeklinde konuştu.
Yale Peabody Doğa Tarihi Müzesi’nde (YPDTM) Mamoloji ve Omurgalı Hayvan Paleontolojisi küratörü olan Sargis, çalışmayı Redpath Müzesi’ndeki Zooloji ve Paleontoloji küratörü ve McGill Üniversitesi’nde Gault Doğal Koruma Alanı yöneticisi olan Yard. Doç. Virginie Millien, ABD Jeolojik Araştırmalar Zoologu ve Smithsonian Enstitüsü ABD Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’ndeki Patuxent Yaban Hayatı Araştırma Merkezi Memeliler Küratörü olan Neal Woodman, Alaska Üniversitesi’nde biyoloji ve vahşi yaşam profesörü Olson ile birlikte yazdı.