Ana Sayfa Astronomi Uzak ve yakın evrenden tuhaf haberler

Uzak ve yakın evrenden tuhaf haberler

1019
0

6-10 Ocak tarihlerinde Seattle’da Amerikan Astronomi Derneği’nin 233. toplantısı düzenlendi. Toplantıda yapılan konuşmaların, düzenlenen atölyelerin ve sunulan posterlerin sayısı 2500’ü aşınca dünyanın öteki ucundaki bizlere toplantının gündem yaratan ve bilim haberleri sitelerine sirayet eden iki başlığını cımbızlamak düştü. Uzaktan yakına doğru gelerek başlayalım. İlki Dünya’ya 1,5 milyar ışık yılı uzaklıktaki mesafeden gelip gündememize oturan, kaynağı belirsiz bir Hızlı Radyo Dalgası Patlaması.

FRB 180814.J0422+73 kimin marifeti?

Saniyenin binde biri uzunluğundaki bu radyo dalgasını tespit etmeyi başaran, Kanada’nın British Columbia bölgesindeki bir gözlemevinin Hidrojen Yoğunluğunu Haritalandırma Deneyi (CHIME) kapsamında işlettiği devasa radyo teleskop oldu. Teleskopun 100 metre uzunluğundaki dört anteninin asıl görevi gökyüzünün çok geniş kesimlerini aynı anda tarayarak kuzey yarıküre semalarını haritalandırmak. Ancak aletin henüz tam kapasite çalışmadığı 2018 yaz aylarında sinyal işletim sistemine, 13 beklenmedik radyo dalgası patlaması takılmış. Bunu Ekim ayında 6 yeni sinyal izlemiş. İşte bu dalgalardan biri, hadi adını da koyalım FRB 180814.J0422+73 (yani -rakamları takip edersek- 2018’in 8. ayının 14’ünde dünyaya ulaşan fast radio burst), diğerlerinden biraz farklı. Yukarıda, gezegenimize 1.5 milyar ışık yılı uzaklıktan geliyor dediğimiz bu sinyal, olağan radyo dalgaları gibi tek sefer değil, 6 sefer tekrar eder bir şablonla CHIME’ye ulaşmış.

CHIME radyo teleskobunun gece görünümü. Kaynak: Andre Renard, Dunlop Enstitüsü, CHIME.

9 Ocak günü Amerikan Astronomi Derneği’nin toplantısı sırasında düzenlenen bir basın toplantısına ve aynı gün Nature dergisinde yayımlanan iki makaleye konu olan bu kozmik fenomenin kaynağı onu ilginç yapan asıl nokta. Zira bu kaynak, yani radyo dalgalarının nereden geldiği henüz tam olarak bilinmiyor. Bu aşırı yüksek enerjili emisyonların nötrino yıldızlarından geliyor olabileceğini söyleyenler de var, birtakım gelişmiş uzay medeniyetlerinden söz edenler de… Ancak çalışmayı yürüten bilim insanlarının ifadeleri CHIME’nin bulgularından bir uzaylı hikayesi devşirmek isteyenleri hayal kırıklığına uğratacak gibi. Zira bu dalgalar ilk defa gözlenmiyor. İlk sinyal 2007’de Duncan Lorimer tarafından Avustralya’daki bir gözlemevinin arşivinde tespit edilmiş. Bunu 2018 yazına kadar farklı gözlemevlerinin sinyal alıcılarına takılan 60 emisyon izlemiş. Son olarak sıra CHIME’ninkilere gelmiş. Hal böyle olunca, yani aynı olgu sık tekrar eder bir hal alınca doğal bir açıklamaya sahip olma ihtimali de haliyle artıyor. Nitekim CHIME’ye ulaşan tekrar dalgası da türünün ikinci örneği. 2016’da tespit edilen ilki, FRB 121102, küçük kardeşinden 3 kat uzaklıktaki bir mesafeden Porto Riko’daki Arecibo Gözlemevi’ne ulaşmıştı. Velhasıl bu dalgaların galaksiler arası boş uzayın yoğun ve çalkantılı bir yerlerinden geldiğinin düşünen Shriharsh Tendukar (CHIME projesinin ilk ismi) tam bir kaynağa işaret etmeksizin şu temkinli ifadeleri kullanıyor:

“Bu dalgalar evrende ilerlerken elektronlarla ve evrendeki manyetik alanla etkileşime giriyor. Dolayısıyla bunlardan dafa fazla sayıda tespit etmek geliş hatları boyunca girdikleri bu etkileşimlere dair fikir vererek maddenin evrendeki dağılımıyla ilgili birşeyler anlatmış olacak. Bu dalgalar için bir nevi evrenin tomografisini sunacak diyebiliriz.”

Bekleyip göreceğiz…

AT2018cow kimin marifeti?

Kaynağı belirsiz iki numaralı gizemli kozmik fenomen haberi Samanyolu’nun komşularından CGCG137-068 isimli cüce galaksiden geldi. 16 Haziran 2018’de, Hawaii’de bulunan ATLAS ikiz teleskopları tarafından, Dünya’dan sadece 200 milyon ışık yılı uzakta gerçekleşen anormal şiddette bir kozmik parlama tespit edildi. AT2018cow ya da kısaca The Cow olarak isimlendirilen bu ani ışık çakmasının kaynağı da CHIME’nin yakaladığı radyo dalgaları gibi şimdilik sadece spekülasyon konusu.

The Cow’un Hawaii Maunakea’daki W.M. Keck Gözlemevi’ne gelen görüntüsü. Kaynak: Raffaella Margutti/Northwestern Üniversitesi.

Aniden ortaya çıkması ve ardından neredeyse aynı hızla ortadan kaybolması, ilk etapta, daha düşük bir hızla gerçekleşen süpernova patlaması ihtimalini dışarıda bıraktı. Peki bir beyaz cüce, yani yıldız artığı olabilir miydi? Galaksimiz Samanyolu’nda sık rastlanan bu ihtimalden de, The Cow’un olay ufkunun galaksimiz dışında bir noktada bulunduğu gerekçesiyle vazgeçildi. Zira bir beyaz cücenin söz konusu mesafeden görülmesinin imkansız olduğu söylendi. Hal böyle olunca dünyanın dört yanından teleskoplar imdada yetişerek bir yanıt bulma umuduyla yüzünü AT2018cow’a çevirdiler. Görüntünün yaklaşık 16 gün boyunca parlaklığını yitirmeden ve herhangi bir spektrum değişimi göstermeden varlığını sürdürmesi -ki The Cow’u asıl tuhaf ve alışılmadık kılan tam da buydu- farklı araştırma kurumları arasında bir nevi işbirliğinin sağlanmasını mümkün kıldı. Ve nihayet, henüz kesinlik kazanmamış da olsa, Amerikan Astronomi Derneği’nin 233. toplantısına bir açıklama yetiştirildi. Northwestern Üniversitesi’nde fizik ve astronomi profesörü Raffaella Margutti’nin, 10 Ocak 2019 günü düzenlenen basın toplantısındaki ilgili ifadelerini aynen alıntılıyoruz:

“X ışını ve UV emisyon analizlerine bakarak The Cow’a bir beyaz cücenin bir kara delik tarafından yutulmasının neden olabileceğini düşündük. Ancak farklı dalgaboylarında yaptığımız daha ileri spektrum tetkikleri bizleri başka bir sonuca götürdü: The Cow birleşme halindeki bir kara deliğin veya nötron yıldızının oluşumunu gösteriyor. Kuramsal açıdan kara deliklerin ve nötron yıldızlarının, yıldızlar öldüğünde oluştuğunu biliyoruz. Ancak bunların doğduktan hemen sonraki anlarına asla tanık olamamıştık. Asla!”

Kaynaklar

1) Nature Podcast: Fast Radio Bursts and new year future gazing, 9 Ocak 2019; https://www.nature.com/articles/d41586-019-00089-x#MO0.

2) Birth Of A Black Hole Or Neutron Star Captured For The First Time, 10 Ocak 2019, W.M. Keck Gözlemevi basın bülteni; http://keckobservatory.org/cow.