Elinizdeki sayının kapak dosyası “Siber savaş” veya yazarlarının koyduğu başlıkla “Bilgi savaşları ve arka plandakiler”. Pırıl pırıl iki genç kadın araştırmacının (Dr. Hande Orhon Özdağ ve Gamze Orhon Kılıç) Temmuz başında Karaburun’da gerçekleştirilen 25. Ütopyalar Toplantısı’nda yaptıkları sunuştan yola çıkarak hazırladıkları bir makale. Konuyu önemli ve güncel gördüğümüz ve okurlarımızın hepimizin yaşamını/geleceğini yakından etkileyen bu alandaki temel bilgileri edinmesini istediğimiz için kapağımıza taşıdık.
Önerimiz okumakla kalınmaması, üzerinde düşünülüp tartışılması. Bilgi savaşları ve bunun özel bir alanı olan siber savaş, günümüz savaşlarının çok önemli cephelerinden biri ve sürekliliği var; zamana ve mekâna bağlı değil. Yazarların da vurguladığı gibi hepimiz her an bu savaşın kurbanı ve aktörüyüz. Dolayısıyla yaşamımızın çok önemli bir parçası. Konu daha çok devletler ve küresel şirketler arasındaki çatışmalar açısından ele alınıyor ama, devletlerden ve şirketlerden bağımsız halk kesimlerinin ve örgütlerinin de üzerinde düşünmesi ve uygulamaya geçmesi gereken bir konu, eğer sadece “savaş kurbanı” olmak istemiyorlarsa…
Öte yandan siber savaş olgusu, alışılageldik savaş kavramını da kökten değiştiriyor. Savaşlar artık eskiden olduğu gibi belirli bir alanda belirli bir süreçte karşı karşıya gelen ordular arasında yapılmıyor. Politikayla üstünkörü ilgilenen bir kişi bile artık bunun bilincinde. Ama savaş, sadece devletler arasındaki çatışmalardan ve emperyalist müdahalelerden ibaret bir olgu değil; yani özne sadece emperyalistler değil, olmamalı. Bir de halkların ve emekçilerin verdikleri bağımsız mücadeleler var. Bu mücadeleler de zaman zaman çok sıcaklaşabilir; emekçi devrimleri, halk savaşları, ulusal kurtuluş savaşları gibi… Siber savaş cephesinin açılmasıyla ve yeni teknolojik gelişmelerle acaba bu kavramlar nasıl bir değişikliğe uğradı? Ortadan mı kalktılar, biçim ve yöntem değiştirmeleri mi gerekir, -tehlikelerin yanı sıra- yeni potansiyel olanaklara da sahip oldular mı?
Kısacası kapak dosyamız bunları da içeren pek çok konuda zihin çalıştırıcı bir niteliğe sahip. Umarız okunur ve üzerinde düşünülür.
***
Bu sayımızda kapak dosyasının yanı sıra birkaç tane uzun makale var. Umut Deniz Bayram’ın kaleme aldığı “Dinozorlar” dosyası ve Adam Roberts’in “19. yüzyıl bilimkurgusu” belki sadece konu ile ilgili okurların ilgisini çekecektir. Fakat “mikrop avcıları”nın ikinci büyük ismi olan İtalyan Spallanzani’nin öyküsünün anlatıldığı makaleyi tüm bilim okurlarının incelemesi gerektiği kanısındayız. Sadece ilginç bir yaşam öyküsünü okumak için değil, bilimin ne olduğu ve nasıl yapıldığı konusunda çarpıcı yaklaşımlar edinmek için de. Özellikle Spallanzani, Needham ve Buffon arasındaki tartışmalar ve bu üç kişinin bilim etkinliğinin nasıl bir şey olduğuna ilişkin yaklaşımları son derece öğretici. Herkese öneriyoruz.
***
Kerem Cankoçak’ın “50 Soruda Maddenin Evrimi” kitabından sonra Önder Kulak’ın “Aleviliğin Sırrı: Hallacı Mansur” başlıklı çalışması da Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan çıktı. İlgi çekeceğini ve tartışma açacağını düşündüğümüz bir kitap oldu. Yaz ayları bu kitaplarla değerlendirilebilir.
Dostlukla kalın…