25 Ocak’ta karşılaşılan ilk COVID-19 vakasından sonra Kanada’da 17 Mart günü itibariyle hasta sayısı 449, virüse bağlı ölüm ise 4. Hastaların yüzde 74’ü bir yolculuktan dönenler, yüzde 6’sı da bunların yakınları.
Bugüne kadar alınan önlemler ise şöyle sıralanabilir:
– Kanada sınır kapılarında giriş-çıkışlarda kontrollerin artırıldı. Yalnızca birkaç havaalanı uluslararası uçuşlara açık. Sınır kapılarının tamamen kapatılması da gündemde, yalnızca Kanada vatandaşlarının ve göçmenlerin ülkeye girişine izin verilmesi planlanıyor.
– Okullar ve çocuk bakım merkezleri ilk aşamada 27 Mart tarihine kadar kapatıldı,
– İnsanların bir araya gelmesini sınırlandırmak amacıyla çoğu ticaret ve kültür merkezi kapatıldı.
– Hastanelere başka kurumlardan izin almadan sağlık malzemeleri satın alma yetkisi verildi (Sonuçta Kanada da kapitalist sistemin hüküm sürdüğü bir memleket ve normal şartlarda parayı verenden olur almak gerekiyor).
– Belli sektör çalışanları için (özellikle sağlık çalışanları için) yurt dışından dönüşlerde 14 gün karantina zorunluluğu getirildi.
– Hastanelerde düzenli hasta ziyareti yasaklanmış durumda. (Ben de, oğlumu 17 Mart’taki muayenesine, herhangi bir enfeksiyona maruz kalmamak için götürmemeyi tercih ettim.)
– Radyo, televizyon ve internet üzerinden sürekli bilgilendirme yayınları yapılıyor.
– Diğer yandan her eyaletin kendi kapsamında aldığı önlemler de mevcut. Örneğin Quebec eyaleti vergi bildirim tarihini 30 Nisan’a ertelemenin yanı sıra işe gidemeyen insanlar için de işsizlik ödeneğine geçirilmesini planlıyor. (Ben de üç çocuğumla tek başına ilgilenmek zorunda olduğum için şu anda çalışma şansım yok ve işsizlik ödeneğine doğrudan yararlanma yolu açılırsa iyi olacak.) Tüm bu önlemlere karşın, sağlık çalışanları hastaneleri bu hastalığa hazırlamakta çok geç kalındığını belirtiyorlar.