Ölümünün 50. yılı dolayısıyla Dr. Hikmet Kıvılcımlı’yı ve eserlerini kapak yaptığımız Ekim sayımız çok ilgi çekti. Demek ki, henüz yeteri kadar olmasa da, bu büyük toplumbilimci ve sosyalist siyasetçimizin değeri bilinmeye ve kavranmaya başlanmış. Elinizdeki sayıda Hikmet Kıvılcımlı’nın yeni gün yüzüne çıkarılıp kitap olarak basılan “Hegel ve Felsefe Notları” başlıklı çalışmasının geniş bir tanıtımı ile Kıvılcımlı külliyatını okurlarımıza aktarmaya devam ediyoruz.
Geçtiğimiz ay okurlarımıza ve dostlarımıza yaptığımız abonelik ve e-abonelik çağrısı da ilgi gördü. Abone olan ve bulan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu kampanyayı sürdürmek gerekiyor. Çünkü ülkemiz öyle bir mali kriz içinde ki, çay kaşığıyla topladıklarımız kepçeyle geri alınıyor. Ama dayanacağız. Dayanacağımız güç, her zamanki gibi dergi çalışanlarının emeği ve okurlarımızın, dostlarımızın desteği. Bu bilinçle ve dayanışmayla Bilim ve Gelecek’in yayımı sürecektir.
***
Kasım sayımızın uluslararası hukuku tarihsel ve güncel boyutuyla ele alan kapak makalesi ile “İklim Krizi” dosyamız aslında birbiriyle bağlantılı. İkisi de konularını kapitalist-emperyalist sistem ile ezilen halklar arasındaki çelişme ekseninde ele alıyorlar ve benzer sonuçlara varıyorlar. Gönenç Hacaloğlu’nun “Uluslararası hukuk kimin hukuku?” adlı çalışması, yakın tarihten örneklerle (Nürnberg, Eski Yugoslavya ve Ruanda uluslararası ceza mahkemeleri) emperyalistlerin “evrensel” denilen değerleri nasıl çarpıttıklarını ve kendileri lehine kullandıklarını, uluslararası hukukun bizzat kapitalizm ve emperyalizmden kaynaklanan eşitsizlikleri sürdürmenin aracına dönüştürüldüğünü çarpıcı biçimde anlatıyor. “İklim Krizi” dosyamızda da Onur Yılmaz ve Cemil Aksu arkadaşlarımız konuyu “iklim adaleti” kavramı bağlamında ele alıyorlar ve temel meselenin iklim değişikliğinin yaşanmasında en az katkısı ve dolayısıyla en az sorumluluğu olan yoksul ülkelerin, iklim değişikliğinin sonuçlarından, bunda en büyük payı ve sorumluluğu olanlardan daha fazla etkilenecekleri gerçeği olduğuna dikkat çekiyorlar. Dolayısıyla iklim krizi meselesinin kapitalist-emperyalist sisteme karşı çıkmadan ele alınamayacağını vurguluyorlar. İki dosyanın da okunmasını ve tartışılmasını özellikle öneriyoruz.
Elinizdeki sayıda vurgulamak istediğimiz bir diğer çalışma İzlem Gözükeleş imzalı “Kovid-19 komplo teorileri ve sosyal medya” başlıklı makale. Yazıda Kovid-19 kaynaklı komplo teorileri özetleniyor, kaynakları ve nasıl yayıldıkları inceleniyor, nasıl mücadele edilmesi gerektiği tartışılıyor. Bu tür komplo teorileri ülkemizde de yaygın olduğu ve aşı karşıtlığına dönüşerek ölümcül sonuçlar da verdiği için özellikle okunması gerek.
2021 Nobel bilim ödüllerini Gülseli Kırgıl (Fizyoloji veya Tıp), Emre Artan (Fizik) ve İlayda İnan (Kimya) arkadaşlarımız ayrıntılı olarak incelediler. Önemli bilimsel atılımlar konusunda geniş bilgi edinmek isteyen okurlarımıza bu makaleleri öneriyoruz.
Kısacası, elinizde yine zengin içerikli ve dopdolu bir sayı var. İyi okumalar.
Dostlukla kalın…