Ana Sayfa Astronomi Tarihte bilinen ilk yıldız kataloğunun kayıp parşömeni bulundu

Tarihte bilinen ilk yıldız kataloğunun kayıp parşömeni bulundu

576
İlgili parşömenin bulunduğu Mısır'ın Sinai ovasında bulunan Aziz Katerina Manastırı ve Kütüphanesi

Gerek Orta Çağ gerekse Modern Çağ tarihçilerinin yüzyıllardır bir kopyasını aradığı, gökyüzündeki tüm yıldızların bir haritasını içeren Hiparkus yıldız kataloğu, ABD’nin Vaşington Eyaleti’nde bulunan Puget Sound Üniversitesi’nden bilim tarihçisi James Evans tarafından bulunduğu iddia ediliyor. Ekim ayında Gökbilim Tarihi Dergisi’nde (Journal of the History of Astronomy) yayımlanan makaleye göre Mısır’ın Sinai bölgesinde bulunan Aziz Katerina Ortadoks Manastırı’nda bulunan 146 sayfalık Süryanice Hristiyan yazıtların bulunduğu bir parşömen, Vaşington’daki İncil Müzesi’nde bulunmaktaydı. Bu parşömen üzerine yapılan kimyasal araştırmalar 10. veya 11. Yüzyıla tarihlenmesini sağlarken şaşırtıcı bir gerçeği de açığa çıkardı.

Dini yazıtın altına gizlenmiş
Parşömenin kendisi, üzerinde yazılan dini metinden daha eskiydi. Muhtemelen yıkanarak üzerinde yazılı olan esas metinden arındırılıp yerine bu yazılar yazılarak tekrar kullanıma konmuştu. Bu sırada açığa çıkan eski metinlere yapılan hızlı bir okuma, bunların da Hristiyan metinleri olduğunu sonucuna ulaştırmıştı. 2012 yılında İncil tarihçisi ilahiyatçı Peter Williams, öğrencilerine bir yaz stajı sırasında bu bahsi geçen parşömeni incelemeleri ödevini verir. Metni yazıya geçirmeye başlayan öğrenciler, içinde dini bir içerik bulamaz ve bolca bir başka Antik Yunan felsefecisi olan Mısır’lı Eratosthenes’e atıf edilen cümleler tespit ederler. Bunun üzerinde bu parşömen üzerinde 2017 yılında çoklu renkserimsel görüntüleme (multispectral imaging) adı verilen bir yöntem ile incelenir.

Bu ölçüm tekniği için parşömenin her sayfasının24 kere, farklı dalga boylarında, fotoğrafları çekilir. Bu sayede defalarca kullanılmış parşömende esas  orijinal içeriğin açığa çıkarılması amaçlanır. Orijinal metni gösteren ve diğer metinleri gölgeleyenbir dalgaboyu aralığı bulunmaya çalışılır.

Burçlar mı?
Parşömenin 9 sayfasında gökyüzü şekilleri ve gökbilimsel hesaplamalara rastlanır. Bu sayfalarda yapılan radyo karbon testi, sayfaların M.S. 5. Yüzyıla ait olduğunu gösterir.  Parşömen’in bu kısmında Eratosthenes’in Dünya’nın yarıçapı ölçümlerine dair ders notu olarak açıklanabilecek yazılar ve M.Ö. 3. Yüzyılda yaşamış Aratus adında gökbilimle ilgilenen bir başka Antik Yunan felsefecisinin Phaenomena isimli şiir kitabıdır. Bu şiir kitabında modern zamanda kullandığımız burç takımyıldızlarına ait ilk atıflar görüldüğü için literatürde önemli bir yere sahiptir.
Analizler devam ederken ilerleyen sayfalarda, sayfalarca .izim ve şemalar olduğu görülür. Bu bir gök haritasıdır! Üzerindeki Doğu Batı Kuzey Güney yön ibareleri bulunmaktadır. Parşömenlerde 1000’den fazla yıldıza ait koordinat ve kadir(görünür parlaklık) değerleri yazmaktadır. Bu noktada, çalışmayı sürdüren ilahiyatçı ve din tarihçileri, işin artık kendilerini aştığını düşünerek Fransız Ulusal Bilimler Merkezinden bilim tarihçisi Victor Gysembegh’e ulaşırlar.
Bulunan gökyüzü haritasındaki yıldız konumları biraz kaymış durumdadır. Bu kaymayı anlamak için gökbilimcilere başvuran Gysembergh ve ekibi, parşömendeki gök haritasının kabaca 1200 yıl öncesine ait olduğunu belirler (yıldızlar ve gökyüzündeki konumları, Dünya’nın dönüş eksenindeki eğiklik sebebiyle sürekli yer değiştirir fakat bu değişiklik ancak yüzyıllar mertebesinde anlaşılabilir miktarlara ulaştığı için fark edilmez.) fakat eğer parşömenin tarihine ait bir gökyüzü görüntüsü olsaydı 1000 yıl öncesine ait olmalıydı. M.Ö. 200lere ait bir gökyüzünün haritası nereden geliyor olabilir? M.Ö. 190 yılında Rodos adasında gökyüzünü haritalandırdığı “söylenegelmiş” bir kişi var, Hiparkus…

Renkserimsel ölçüm aracılığıya üstünde dini metinler yazılı parşömenin, insan gözünün göremediği dalga boylarında üstüne yazılan asıl metin tespit edilip çözümlenmeye çalışılıyor.

Şu ana kadar geçmişten günümüze ulaşmış en eski gökyüzü haritası M.S. 100lü yıllara atfedilen Batlamyus’un gök atlasıdır. İskenderiye’de yaptığı yıldız ölçümleri ve parlaklık sonuçlarını Batlamyus, ünlü kıtabı Almagest’te yayınlamıştır. Gökcisimlerinin hareketleri üzerine çalışan tarihte bilinen ilk medeniyet Babillilerdir. Babilliler özellikle Güneş’in geçiş rotasında bulunan yıldızlar ve takım yıldızlarla ilgilenmişler, bu cisimlerin dini etkileri ve takvim ölçümleri için çalışmışlardır. Tarihte “bilimsel” nitelik taşıyan ilk gökbilimsel ölçümleri Hiparkus yapmıştır. Bu açıdan bulunan parşömenler tarihteki ilk gökbilim çalışması olması bakımından büyük önem arz ediyor.

Var olmadığı düşünülüyordu
Geç Antik Dönem ve Erken Orta Çağ olarak bilinen geçiş dönemi 5. yüzyıldaki felsefe akademilerde gökbilime giriş kitabı niteliği taşıyan ve çeşitli formatlarda günümüze çeşitli versiyonları ulaşan Aratus Latinus adında bir kaynak kullanılmaktaydı. Üzerinde yazan diğer tüm gökbilimle ilgili yazılara bakıldığında bu bulunan parşömenin de büyük ihtimalle Mısır’daki bir akademide gökbilime giriş kitabı olarak yazılmış bir Aratus Latinus olduğu düşünülüyor. Fakat kitabın bu versiyonunda doğrudan Hiparkus’un yıldız kataloğuna da yer verilmiş. Özgür Berlin Üniversitesi’nden gökbilim tarihçisi Mathieu Ossendrijver, bu buluşun daha önceden varsayımsal veya hipotetik olduğu düşünülen bir bulgunun varlığını sağlamlaştırdığını söylüyor.
Kimi bilim tarihçisi eğer Hiparkus’un yıldız kataloğu gerçekten var olsaydı, Batlamyus’un kitabında mutlaka Hiparkus’un verilerini de kullanmış olacağını düşünüyordu. Batlamyus, Hiparkus’a ait olduğunu söylediği 20 adet yıldız gözlemi verisini kullanır. Bu durum da gerek Hiparkus’un çalışmalarının abartıldığı, gerekse bu yıldız kataloğunun yalnızca bir efsaneden ibaret olduğunu düşündürüyordu.
Fakat yeni bulunan parşömen üzerine yapılan çalışmalar, Batlamyus’un, bu gözlem verilerini doğrudan kopyalamadığını,  kendisinin de tekrar edip yeniden ölçüm aldığını gösteriyor. Batlamyus, Dünya merkezli bir modelle birlikte geliştirdiği matematiksel hesaplar sayesinde bu ölçüm verilerini düzelttiğini düşünürken, Hiparkus’un yaptığı ölçümler, Batlamyus’unkinden çok daha tutarlı çünkü yaptığı ölçümlerde baz aldığı sistem Güneş merkezli.

Hiparkus, çalışma yöntemi bakımından modern bilimin ortaya çıkmasına oldukça katkı sağlamış bir doğa felsefecisidir.  Özellikle çağdaşlarını ve öncüllerini, ölçümlerini geometri kullanarak numaralarla yazmamalarında ötürü  tekrar edemediğinden, doğruluğunu teyit edemediğinden ötürü eleştirir ve matematik kullanılmadan yapılacak doğa ölçümlerinin gerçekliğinden şüphe edilmesi gerektiğini söyler ve şu “bilimsel yöntem”i önerit: Ölçüm yap, Hesapla, Öngör ve Gözemle. Hiparkus ayrıca Güneş evrenin merkezine alındığında, Dünya’yı evrenin merkezine alan gökyüzü modellerine göre çok daha kolay ölçüm yapılabilindiğinin farkına varan bilinen ilk kişidir fakat dönemin çok ilerisinde olan bu görüşü, çağdaşları tarafından ciddiye alınmamıştır.

Batlamyus ve Hiparkus, ölçümleri için teleskop -henüz icat edilmediği için- kullanmıyorlardı. Günümüzde teleskop, gözlemevleri ve internet sebebiyle tarihe karışan Usturlab, dioptra ve aksilari küre adı verilen nesneler kullanılmaktaydı. Kabaca üç alet de size gökyüzünde tam  olarak kaç derece ile hangi yöne baktığını gösteriyor, etraftaki diğer yıldızları maskeliyordu. Benzer cihazları Babil ve Mısırlıların da kullandığı söylenmekte ve Antik Yunan felsefecilerinin ölçüm aletlerini bu daha kadim uygarlıkların kullandıklarından ilham alarak yaptıkları aşikar. Hiparkus’un Güneş ve Ay tutulmalarını kullanmak için türettiği yöntemlerin mesela Babil yazıtlarına dayandığı düşünülür ancak bu konuda kesin kanıtlar yoktur.

Parşömen üzerine yapılan analizler devam etmekte. Araştırmacılar her bir sayfaya ait 42 adet görüntüyü didik didik, harf harf inceliyorlar ve ortaya çıkan sonuçları paylaşmaya devam edeceklerini söylemekteler. Aziz Katerina Manastırı Kütüphanesi’nde bu gibi 160 farklı parşömen seti bulunmakta.

Kaynaklar:

  1. Gysembergh, V., Williams, P. J. & Zingg, E. J. Hist. Astron. 53, 383–393 (2022).
  2. “First known map of night sky found hidden in Medieval parchment” Nature