Çeviren: Ebru Oktay
Bilim insanları, küresel ısınmayı Paris Anlaşması’nda alınan 1,5°C hedefi için hemen şimdi sert adımlar atılması gerektiğini vurgularken, Antarktika’daki son aşırılıkların buzdağının görünen kısmı olabileceği konusunda uyarıyorlar.
Çalışma, Antarktika ve Güney Okyanusu’ndaki hava durumu, deniz buzu, okyanus sıcaklıkları, buzul ve buz raf sistemleri ile karada ve denizde biyolojik çeşitlilik dahil olmak üzere “aşırı” olayların kanıtlarını gözden geçiriyor.
Antarktika’nın kırılgan ortamlarının gelecek on yıllarda önemli ölçüde strese ve hasara maruz kalabileceği sonucuna varıp koruyucu önlemler için acil politika eylemi çağrısında bulunuyor.
Exeter Üniversitesi’nden Profesör Martin Siegert, “Antarktika değişikliğinin küresel etkileri var. Sera gazı emisyonlarını net sıfıra indirmek, Antarktika’yı korumak için en büyük umudumuz ve bu, gezegendeki her ülke ve birey için önemli olmalı” diyor.
Profesör Siegert, Antarktika’da şu anda meydana gelen hızlı değişikliklerin birçok ülkenin uluslararası bir anlaşmayı aslında ihlal ettiklerinin göstergesi olabileceğini de söylüyor.
Antarktika Antlaşması’na imza atan ülkeler (İngiltere, ABD, Hindistan ve Çin ) bu uzak ve kırılgan yerin çevresini koruma sözü vermişti.
Uluslar, dünyanın herhangi bir yerinde fosil yakıtları keşfetmeye, çıkarmaya ve yakmaya devam ederek, Antarktika çevresinin taahhütleriyle tutarsız şekillerde ve her zamankinden daha fazla etkileneceğini anlamalıdırlar.
Araştırmacılar, nedenleri ve olası gelecekteki değişiklikleri anlamak için son zamanlarda meydana gelen bir dizi aşırı olayı takiben Antarktika’nın bunlara karşı savunmasızlığını değerlendirdiler.
Örneğin, dünyanın kaydedilen en büyük sıcak hava dalgası (ortalamanın 38,5°C üzerinde) 2022’de Doğu Antarktika’da meydana geldi ve şu anda kış deniz buzu oluşumu, kaydedilen en düşük seviyede bulunuyor.
Aşırı hava olayları biyolojik çeşitliliği de olumsuz etkileyebilir. Örneğin, yüksek sıcaklıklar, krill( tüm dünya okyanuslarında bulunan Euphausiacea takımından küçük deniz kabukluları)sayısının düşük olduğu yıllarla ilişkilendirilmiştir. Bu durum krill bağımlı yırtıcıların üremelerini etkiler ki kanıtı da, sahillerdeki birçok kürklü fok yavrusu ölüsüdür.
Leeds Üniversitesi’nden Profesör Anna Hogg: “Sonuçlarımıza göre, bu yaz Avrupa’da görülenler gibi aşırı hava olayları şiddetli yağış ve sel, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları yoluyla dünyayı etkilerken aynı zamanda uzak kutup bölgelerini de etkilemektedir. Antarktika buzulları, deniz buzu ve doğal ekosistemlerin tümü aşırı olaylardan etkileniyor. Bu nedenle, bu güzel ama hassas bölgelerin korunması için uluslararası anlaşmaların ve politikaların uygulanması elzemdir” diyor.
British Antarktika Araştırması’nda deniz buzu uzmanı olan Dr. Caroline Holmes: “Antarktika deniz buzu son haftalarda manşetlerde yer alıyor ve bu makale bize, Antarktika’da 2017’den beri deniz buzu sıcaklığının nasıl rekor düşüşler gösterdiğini vurguluyor. Üstelik Antarktika fiziksel ve biyolojik sisteminin farklı yönlerinde aşırı olaylar arasında derin bağlantılar var ve bunların neredeyse tamamı bir şekilde insan etkisine karşı savunmasızdır” diyor.
Antarktika deniz buzunun geri çekilmesi, yeni bölgeleri gemilerin erişebileceği hale getirecektir ve araştırmacılar, hassas bölgelerin korunması için dikkatli bir yönetimin gerekli olacağını özellikle vurguluyorlar.
Avrupa Uzay Ajansı ve Avrupa Komisyonu Copernicus Sentinel uyduları, tüm Antarktika bölgesinin ve Güney Okyanusu’nun düzenli olarak izlenmesi için önemli bir araç olacaktır.
Ayrıca bu son veriler, son derece yüksek çözünürlükte buz hızını, deniz buzu kalınlığını ve buz kaybını ölçmek için de kullanılabilecektir.