500 yıldır bilim, düşün, edebiyat alanında doruğa çıkmış, insanlığı şekillendirmiş kim varsa yapıtları Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuş. İşte bazıları: Dante, Bacon, Balzac, Simone de Beauvoir, Bruno, Kopernik, Descartes, Diderot, Alexandre Dumas, Prusya Kralı Freidrich II, Galileo, Helvetius, Hobbes, Hugo, Hume, Kant, Kepler, La Fontaine, Locke, Luther, Machiavelli, Montaigne, Montesquieu, Proudhon, Rousseau, Sade, Sartre, Spinoza, Voltaire, Emile Zola… Deyim yerindeyse Vatikan insanlığı yasaklamış!
Peter (Pierre) Abelard
Skolastik felsefenin ilk temsilcilerinden biri olan Fransız filozofu ve tanrıbilimcisi. 1079-1142 yılları arasında yaşayan Abelard, henüz 22 yaşındayken Melun’de bir okul açtı. Canon Fulbert de Notre Dame’ın genç yeğeni Heloise ile aşk serüveni yüzünden meslek yaşamına son vermek zorunda kaldı ve Fulbert’in buyruğuyla hadım edildi. Fakat Heloise ile mektuplaşmaları sürdü. Felsefesini benimseyenlerin çağrısıyla yeniden halka açık dersler vermeye başlasa da Aziz Bernard’ın girişimiyle “Teolojiye Giriş” adlı yapıtı Soissons Konsülü’nün aldığı kararla yakıldı. Mezhep sapkınlığıyla suçlandı. 60 yaşlarında Papa tarafından affedilmesini sağlamak için Roma’ya yürüyerek gitmeye kalktı. Ama yorgun düşerek Cluny Manastırı’na sığındı ve orada son yapıtını yazdıktan sonra öldü.
Felsefedeki ılımlı gerçekçiliği, diyalektik kanıt yöntemini geliştirmesi ve kutsal kitap konusundaki derin bilgisiyle skolastiğin başlıca öncüleri arasında sayılan Pierre Abelard’ın “Teolojiye Giriş” ve “Heloise’ye Mektuplar” adlı eserleri Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi’nin 1559 tarihli ilk versiyonunda yer alır.
Joseph Addison
İngiliz şair, denemeci, gazeteci ve devlet adamı. 1672-1719 yılları arasında yaşayan Joseph Addison, The Spectator ve The Tatleradli adlı gazetelerin yayınlanmasında Sir Richard Steele ile işbirliği yaptı. Gazetecilik ve edebiyatı, o sıralar İngiltere’de egemen sınıf haline gelen aydın burjuvazinin beğenisine uygun bir anlayışla bağdaştırmayı başardı. Denemelerinde, orta sınıflara felsefe (John Locke felsefesi) ve edebiyattaki son gelişmeleri tanıtarak beğenilerini inceltmeyi amaç edindi. Denemeleriyle İngiliz düzyazısının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Joseph Addison’un İtalya’ya ilişkin yazdığı iki eseri 1729 yılında Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Magnus Albertus
Ortaçağ Alman filozofu Magnus Albertus (1207-1280) Dominiken tarikatına girmiş ve Aristoteles’i ve Fârâbî, İbn Sînâ, İbn Rüşd ve İbn Tufeyl gibi Müslüman filozofların Aristoteles felsefesine ilişkin yorumlarını öğrenmiştir. Daha sonra bu yorumlara dayanarak Hıristiyan inançlarıyla bağdaşabilecek yeni yorumlar getirmiştir. Felsefe sorunlarını akılla çözmeye çalışırken Kutsal Kitap’la çatışmamaya ve dolayısıyla inançla çelişmemeye büyük bir özen göstermiş ve bu yaklaşımıyla öğrencisi Thomas Aquinas’ı büyük ölçüde etkilemiştir.
Magnus Albertus’a göre, biri akıl ve öbürü ise inanç için doğru olan ve birbirleriyle çelişen iki doğru yoktur; gerçekten doğru olan her şey, büyük bir uyum içinde birleşmiştir.
Birçok bilimle ilgilendiği için Doctor Universalis (Evrensel Bilgin) lâkabıyla tanınan Magnus Albertus, kimya alanında da çalışmış, nitrik asidin madenler üzerindeki etkisi ve altının arıtılması gibi kimyesal konuları incelemiştir; ayrıca astronomi ve biyoloji ile de ilgilenmiştir.
Dinsel dogmalarla çelişmemek için gösterdiği onca özene rağmen Magnus Albertus da Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi’nde yer almaktan kurtulamadı. “De secretis mulierum” adlı eseri 1604 yılında Liste’ye girdi.
Vittorio Alfieri
1749-1803 yılları arasında yaşayan İtalyan drama yazarı. İtalyan trajedyasının öncüsü sayılan ve ömrünün bir bölümünü Fransa’da geçiren Alfieri, Fransız Devrimini önce olumlu karşılamış ama daha sonraki yönelişini eleştirmeye başlamıştır.
Vittorio Alfieri’nin “Della tirannide”, “Satire” ve “Vita di Vittorio Alfieri da Asti scritta da esso” adlı eserleri 1823 yılında, “Del principe e delle lettere” ve “Panegirico di Plinio a Traiano” adlı eserleri de 1827 yılında Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi’ne girdi.
Dante Alighieri
1265-1321 yılları arasında yaşayan ünlü İtalyan ozan, yazar ve politikacı. Modern Avrupa ve İtalya için çok önemli bir figür olan Dante’nin en bilinen eseri, ahirete yapılan bir yolculuğu anlattığı “İlahi Komedya”dır (La Divina Commedia). Bu eser Cehennem, Araf ve Cennet isimlerinde üç ciltten oluşmuştur. Dünya edebiyat tarihinin en büyük eserlerinden biri kabul edildiği gibi, modern İtalyanca’nın da temelini oluşturur.
Dante’nin politika alanında yazdığı “Monarşi” (De Monarchia) adlı eseri 1318 yılında İtalya’da yasaklanmasının yanı sıra, 1700 yılında da Kilise tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne alınmıştır.
Francis Bacon
Bilimsel yöntem anlayışını, bilimin uygar yaşam için önemini, uygulamaya yönelik bilginin güç ve değerini işleyen yapıtları; kısır diye niteledi skolastik düşünce geleneğine karşı yüreklice ortaya koyduğu tepkisiyle bilim tarihine yön çizen öncü İngiliz filozofu. 1561-1626 yılları arasında yaşayan Bacon deneyimci (ampirik) felsefenin öncüsü sayılır. Bacon’a göre gözlem ve deney bilimsel araştırmanın asıl özellikleriydi. Doğru olan yöntem, gözlem ve deneyle olguları saptamak, toplanan verilerden indüksiyonla genellemelere gitmek, ulaşılan genellemelerden en kapsamlı olanları aksiyom olarak seçmekti. Tümdengelim ancak bu aşamadan sonra yararlı olabilirdi. “Bilimin İlerlemesi”, “Novum Organum”, “Yeni Atlantis” ve “Magna Instauratio (Büyük Yeni Düzen)” en ünlü eserleri arasındadır.
Zaman zaman tanrıtanımazlıkla da suçlanan Bacon’un “De dignitate et augmentis scientiarum libri IX” adlı eseri 1668 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Honoré de Balzac
1799-1850 yılları arasında yaşayan ünlü Fransız edebiyatçı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir. Mantıksal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli klasik roman tekniğini Balzac’ın kurduğu benimsenir. Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle “romanın Shakespeare’i sayılır. Ardında 85’i tamamlanmış 50’si taslak halinde çok sayıda eser bırakan Balzac’ın Türkçe’ye de çevrilen en ünlü yapıtları arasında “Köylü İsyanı”, “Eugenie Grandet”, “Goriot Baba”, “Kibar Fahişeler”, “Vadideki Zambak”, “Köy Papazı”, “İki Gelinin Hatıraları” sayılabilir.
Balzac, 1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi: Gelenek incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti. 1840’ta bu yapıtların hepsine “İnsanlık Komedisi” adını koydu. Bu külliyatın 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskısı yapıldı; 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. İşte bu “İnsanlık Komedisi” 1841 yılında Vatikan tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu. Bu bir anlamda Balzac’ın bütün eserlerinin yasaklandığı anlamına geliyordu.
Balzac’ın 1841’de Liste’ye konan diğer iki eseri de “Omnes fabulae amatoriae” ve “Les Contes Drolatiques” adını taşıyor.
Simone de Beauvoir
Modern Feminizmin kurucusu sayılan Fransız yazar ve filozof (1908-1986). 1949’da yayımlanan, kadınların gördüğü baskıların bilimsel incelenmesini yaptığı ve modern feminizmin temellerini kurduğu “İkinci Cins” (Le Deuxième Sexe) adlı eseri ünlüdür. Eserde Freudcu yönleri ağır basan feminist bir varoluşçuluk göze çarpar. De Beauvoir temel prensip olarak varoluşun özden önce geldiğini kabul eder ve “Kadın doğulmaz kadın olunur” prensibine ulaşır. Araştırmaları diğer kavramı üzerine yoğunlaşmıştır. Kadınların diğer olarak tanımlanmasını ve mevcut sosyal konumunu, gördüğü baskının temeli olarak nitelendirir. De Beauvoir, tarihte her zaman kadının sapkın ve anormal canlılar olarak görüldüğünü iddia eder.
Simone de Beauvoir’nın yapıtları da Yasak Kitaplar Listesi’ne eklenmiştir.
Jeremy Bentham
İngiliz filozof, hukukçu ve toplum reformcusu. Jeremy Bentham (1748-1832) yararcılık öğretisinin kurucusu olarak da biliniyor. Hayvan haklarının ilk savunucularındandır ve liberalizmin gelişiminde büyük katkıda bulunmuştur. Bentham açık sözlü bir hukuk reformcusu, doğal hukuk, doğal haklar ve sözleşmecilik gibi yerleşik siyasal öğretilerin acımasız bir eleştiricisidir. Bentham’ın düşünceleri 19. yüzyıl boyunca yapılan kamu yönetimi reformlarını da derinden etkilemiştir. Beccaria, Helvetius, Diderot, d’Alembert ve Voltaire gibi Aydınlanma filozoflarının yanı sıra Locke ve Hume’dan da etkilenen Bentham, yapıtlarında deneyci yaklaşımı kavramsal açıklığa ve tümdengelimli uslamlamaya dayalı bir usçuluk anlayışıyla birleştirmiştir.
Bentham’ın çok sayıdaki yapıtları arasında, Blackstone’un reform karşıtı gelenekçi görüşlerin eleştirdiği yayımlanmış ilk yapıtı “A Fragment on Goverment” (Yönetim Üzerine, 1776); hukuksal, ahlâki ve toplumsal reformlara temel oluşturabilecek ussal ilkeler geliştirmeye çalıştığı başyapıtı “An Introduction to the Prenciples of Morals and Legislation” (Ahlâkın ve Yasamanın İlkelerine Giriş, 1789), parlamento reformuna ilişkin demokratik önerilerini içeren “A Catechism of Parliamentary Reform” (Parlamento Reformu İçin Bir Kılavuz, 1817) ve ancak ilk cildini yayımlayabildiği “Constitutional Code” (Anayasa Hukuku, 1830) sayılabilir.
Vatikan tabii ki Bentham’ı da es geçmedi. 4 eserini Liste’ye aldı. Eserlerin adı ve Liste’ye giriş tarihleri şöyle: “Deontology or the science of morality” (1825), “Three acts relative to spanish and portuguese affairs” (1826), “Traite des preuves judiciaires” (1828) ve “Traites de legislation eivile et penale” (1819).
Henri Bergson
1859-1941 yılları arasında yaşayan Fransız filozof. Sezgiciliğin kurucusudur. Akıl yerine sezgiyi ön plana çıkarmış, insan yaşamının başlangıçta yönlendirici bir atılımla sürekli gelişme süreci içinde olduğu görüşünü savunmuştur.
Bergson’un “Essai sur les donnees immediates de la conscience” (Bilincin Dolaysız Verileri Üzerine Deneme), “L’evulution creatrice” (Yaratıcı Evrim) ve “Matiere et memoire” (Madde ve Bellek) adlı yapıtları 1914 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
George Berkeley
1685-1753 yılları arasında yaşamış olan ve dünyada yalnızca zihin ya da ruhların ve bu ruhların idelerinin varolduğunu, buna karşılık maddenin varolmadığını öne süren; yani modern idealizmin en önde gelen savunucusu, hatta kurucusu olan İrlandalı düşünür.
Maddenin yerine Tanrıyı yerleştiren Berkeley bile Vatikan’ın gazabından kurtulamadı. Kilise, Berkeley’in “Alciphron: or The minute philosopher” adlı eserini aykırı dinsel düşünceler taşıdığı gerekçesiyle 1742 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne koydu.
Giovanni Boccaccio
1313-1375 yılları arasında yaşayan İtalyan yazar ve şair. Rönesans hümanizmi için oldukça önemliydi; eserleri arasında “Decameron” en fazla tanınanıydı. Döneminde realizmi, hisleri ve zekasıyla kullandığı için önemli olmuştur. Boccaccio dünya edebiyatının ilk hikâyecisi, Decameron da ilk hikâye olarak anılır.
“Decameron”, Vatikan tarafından 1559’da hazırlanan ilk Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Robert Boyle
İrlandalı doğa filozofu, kimyager, fizikçi, kâşif Robert Boyle (1627-1691), ilk modern kimyacı olarak anılır. Çalışmalarının en ünlüsü, “The Sceptical Chymist” (Kuşkucu Kimyager), kimya alanında bir dönüm noktası olarak görülür. Francis Bacon’u izleyen Boyle da, uygarlığın geleceği bakımından bilime büyük umutlarla bağlanmıştı. Çağdaşları onu ölümünden sonra “Gerçeği soluyan Robert Boyle” diye anmışlardır.
Doğal olarak Boyle da 1695 yılında 3 eseriyle Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi’ne girdi: “Of the seraphic love or motives and incentives to the love of God”, “Of the seraphic love or motives and incentives to the love of God” ve “Some considerations touching the style of the holy scriptures”.
Thomas Browne
Tıp, dinler, bilim ve ezoterik konular öncelikli olmak üzere birçok konu hakkında yazılar yazmış olan İngiliz yazar. Sir Thomas Browne’un (1605-1682) yazıları, Francis Bacon’un Bilimsel Devrime getirdiği sorgulayıcı bakışın etkisiyle doğal hayata karşı büyük bir merak taşır.
“Religio medici” adlı eseri, aykırı dinsel düşünceler taşıdığı gerekçesiyle 1645 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Giordano Bruno
İtalyan filozof, rahip, gökbilimci Giordano Bruno (1548-1600), Rönesans felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biridir ve şair yönüyle de edebiyata en yakın duranıdır. Ona doğacı coşkunluğun düşünürü de denilebilir. Aristotelesçi kapalı evren görüşünden ilk sıyrılanlar arasında yer alan İtalyan filozof, Kopernik’in tezini savundu. Evrenin sonsuz ve eşdağılımlı olduğunu ve evrende dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi. Aykırı görüşler beslediği için 1600 yılında Roma Katolik Kilisesi’nin Engizisyon mahkemesinde yargılanıp sapkın ilan edildi ve Roma’da diri diri yakılarak idam edildi.
Bruno’nun tüm eserleri, katledilişiyle birlikte, 1600 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
John Calvin
1509-1564 arasında yaşayan Fransız asıllı tanrıbilimci. John Calvin, Katolik Kilisesi’ne ve Papalığa muhalefet sonucu kurulan Protestanlık mezhebinin Martin Luther’den sonraki ikinci büyük ismi. Akla büyük önem vererek, yerleşmiş kuralları eleştiren Protestanların çizgisini ileri noktaya taşıdı. Calvin, dinin yalnızca inanç değil, aynı zamanda bir eğitim-öğretim sorunu olduğunu öne sürdü. Papalığı ve o güne dek var olan mezhepleri eleştirerek reformlar yapılmasını önerdi. Fransa’da doğan, uzun süre İsviçre’de yaşayan Calvin, buradan Avrupa’ya reformist düşüncelerini yaymayı başardı. Alman düşünür Max Weber, Calvin’in kapitalist zihniyetin doğuşunda birinci derecede etken olduğunu söylemiştir.
Calvin’in “Civil and Canonical Law” adlı eseri 1559 yılında oluşturulan ilk Liste’de ve 1564 listesinde yer aldı.
Auguste Comte
1798-1857 yılları arasında yaşamış olan, pozitivizmin kurucusu Fransız filozofu. Ortaçağın dünya görüşünün yerine geçen yeni bilim kökenli ideoloji için bir zemin sağlamaya çalışan Comte’un temel amacı, toplumun reformdan geçirilmesi ve yeni baştan düzenlenmesi olmuştur. Bu amaç, ona göre, toplumu yöneten yasaların bilgisini, toplumu konu edinen bir bilimi gerektirir. Bu bilim için ise, yeni bir bakış açısına, yeni bir felsefe anlayışına gerek duyulur. Bu nedenle, Comte arzuladığı toplumsal reform ve düzenlemeyi bilimsel temelleri olan bir felsefe, pozitif felsefe ya da pozitivizm üzerine inşa edilmiş olan bir toplum bilimi geliştirerek gerçekleştirebileceğini düşünmüştür. Comte, sosyoloji kavramını ilk kez kullanan düşünürdür. Auguste Comte, burjuvazinin aristokrasiyle mücadele içinde olduğu devrimci döneminin değil, iktidarı aldıktan sonra kendi toplumsal düzenini yerleştirme döneminin düşünürüdür.
Comte’un ünlü eseri “Cours de philosophie positive” (Pozitif Felsefe Dersleri) 1864 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Etienne de Condillac
1715-1780 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız düşünürü. John Locke’un empirizminden etkilenerek duyumcu bir bilgi kuramı geliştirmiştir. Duyu algılarından kaynaklanan gözlemlerin bilginin kaynağı olduğu ilkesine dayalı bir duyumculuğu benimseyen Condillac, tüm bilgilerin şekil değiştirmiş birer duyum olduğunu savunmuştur. O, bilginin de ötesinde, insanda manevi olan her şeyi, insanın tüm zihinsel faaliyetlerini dış dünyaya ilişkin duyuma indirgemiş ve bu tezini kanıtlamanın yollarını aramıştır.
Condillac’ın “Cours d’etude pour l’instruction du prince de Parme” adlı eseri 1836 yılında aykırı dinsel görüşleri nedeniyle Vatikan tarafından yasaklanmıştır.
Marquis de Condorcet
1743-1794 yılları arasında yaşamış olan ünlü Fransız Aydınlanma filozofu, siyaset bilimcisi ve matematikçisi. İnsanın yetkinleşebileceğine ve insanlığın sonsuza dek ilerleyebileceğine inanan Condorcet, ilerlemeye duyduğu bu inancı, “İnsan Zekasının İlerlemeleri Üzerine Tarihi bir Tablo Taslağı” adlı eserinde dile getirmiştir.
Condorcet’un bu ünlü yapıtı 1827 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Nicolaus Copernicus (Kopernik)
Geliştirdiği Güneş merkezli evren sistemiyle, Ortaçağ düşünce geleneğini kıran ilk atılıma öncülük eden, deyim yerindeyse Bilimsel Devrimin tetiğini çeken Polonyalı büyük bilim insanı. 1473-1543 yılları arasında yaşayan Kopernik, ünlü eseri “De revolutionibus orbium coelestium”da (Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine), Batlamyus’un yüzlerce yıllık Yer merkezli evren dogmasında ilk gediği açtı. Yapıtının ilk nüshası Kopernik’e ancak yaşamının son günlerinde hasta yatağında ulaşabildi.
“De revolutionibus”un resmi öğretiye ters görüşler taşıması doğal olarak Kilise’yi rahatsız etti. Fakat Katolik Kilisesi Bruno ve Galileo’ya gelene dek yapıta belirgin bir tepki göstermedi. Ama Galileo’nun Engizisyon’a çağrılıp Kopernik sistemini reddetmeye zorlandığı 1616 yılında “De revolutionibus” da Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu. Fakat tam olarak yasaklanmadı; bazı cümlelerinde “düzeltme” yapılması istendi. Bu “düzeltmeler” Francesco Ingoli tarafından yapılınca eser 1620’de Liste’den çıkarıldı. Fakat “De revolutionibus” hiçbir zaman bu “düzeltme”lerle yayınlanmadı. 1758’de Papa Benedict XIV, orijinal (yani değiştirilmemiş) metni de Liste’den çıkardı.
Benedetto Croce
1866-1952 yılları arasında yaşamış olan, 20. yüzyılın ilk yarısının en önemli İtalyan filozoflarından, estetik tarihinin en önemli düşünürlerinden biri. İdealist felsefeyi benimsemiştir. Klasik romantik felsefenin rasyonalizmini örnek alan bir tin felsefesi geliştirmiş ve tinin tek gerçek olduğunu savunmuş olan Croce’ye göre, ten kendisini diyalektik bir biçimde, düşünce ve eylem olarak iki basamakta gerçekleştirir. Bunlardan düşünce ve eylem basamakları da kendi içlerinde ikiye ayrılır. Buna göre, birinci basamak sezgi, sezgisel bilgi ya da sanat, ikincisi mantıksal bilgi ya da mantıktır.
1932 yılında “Storia d’Europa nel secolo decimonono” adlı eseri Yasak Kitaplar Listesi’ne alınan Croce’nin, 1934 yılında da bütün yapıtları yasaklandı.
Jean le Rond d’Alembert
1717-1783 yıllarında yaşayan Fransız matematikçi, fizikçi, mekanikçi ve filozof. Denis Diderot ile birlikte Ansiklopedi’nin editörlüğünü yaptı. Aydınlanma akımının bilimsel düşünceye en yakın düşünürlerinden biriydi. Diferansiyel denklemler alanında kendi adıyla anılan çok sayıda teoremi vardır. Genel matematiğin kurucularından biri olarak kabul edilir.
D’Alembert’in “Melanges de litterature, d’histoire et de philosophie” adlı yapıtı 1767 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne alındı.
Paul Thyry (Baron) d’Holbach
1723-1789 yılları arasında yaşayan Alman asıllı Fransız yazar, Aydınlanma filozofu ve Ansiklopedist. Tüm dinsel dogmaların birer zorbalık aracından başka bir şey olmadığını savundu. Başlıca yapıtı “Doğa Dizgesi”nde maddeci ve mekanikçi felsefesini açıkladı. Ona göre ruh ve madde tek bir gerçekliğin iki ayrı görünümü, hareket de maddenin zorunlu bir açınımıydı.
1775-1837 yılları arasında hemen hemen bütün eserleri Kilise tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Erasmus Darwin
1731-1802 yılları arasında yaşayan İngiliz doğa filozofu, fizikçi, fizyolog, botanikçi, mucit ve şair. İngiltere’de tanınmış sanayici ve filozofların bulunduğu Lunar Cemiyeti’nin kurucularından olan Erasmus Darwin, Evrim Kuramı’nı ortaya atan Charles Darwin’in de büyükbabasıdır.
Erasmus Darwin’in organik yaşamın yasalarını irdelediği en önemli bilimsel eseri “Zoönomia“, 1817 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Daniel Defoe
“Robinson Crusoe” adlı yapıtıyla tanınan ünlü İngiliz yazar ve gazeteci (1660-1731). Çeşitli güçlükler ve tehlikelerle dolu bir yaşam geçirdi. 1685’te İngiltere kralı II. James’e karşı başlatılan ayaklanmaya katıldı. Yaşamının çeşitli dönemlerinde tüccarlık, fabrikatörlük, devlet memurluğu ve hatta casusluk yaptı. 40 yaşında gazetecilikte karar kıldı, bundan birkaç yıl sonra da roman yazmaya başladı. Yayımladığı siyasal yergi kitapçıklarındaki sert tutumu yüzünden birçok kez hapse girdi. “Robinson Crusoe” adlı yapıtı sömürgeciliği olumladığı savıyla sert eleştirilere uğramıştır.
Daniel Defoe’nun “Political history of the devil, as well ancient as modern” adlı eseri 1743 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
René Descartes
1591-1650 yılları arasında yaşamış, modern felsefenin kurucusu olarak ün kazanmış Fransız filozof ve matematikçi. Yeni bir doğa ve insan anlayışının ortaya çıktığı, araştırma yöntemlerinin yeni baştan oluşturulduğu bir çağda, bilimlere bir temel kazandırmayı ve ruhla bedeni, tinsel olanla fiziki olanı, geleneksel dini öğretilerle de yeni bilim görüşünü uzlaştırmaya çalışmış ve çağının bilimlerini yeni baştan inşa etmeyi kendisine bir amaç olarak belirlemiştir. Modern felsefenin ve analitik geometrinin kurucusu olan Descartes için de, Bacon’da olduğu gibi, amaç doğayı egemenlik altına almaktır. Çünkü insan ancak o zaman mutlu olabilir. Fakat doğa, skolastiğin sağladığı bilgilerle egemenlik altına alınamaz.
Descartes’ın hemen hemen bütün eserleri 1663 yılında Kilise tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Denis Diderot
1713-1784 yılları arasında yaşayan, Aydınlanma düşüncesinin öncülerinden Fransız yazar ve filozof. Ansiklopedi’nin baş editörüydü. Ansiklopedi’nin 8-18 ciltleri, 1-7 ciltlerindeki bilgiler üzerine kiliseden aldığı tepki ile yasadışı olarak basılmış, “Filozofça Düşünceler” adlı yapıtı da mahkeme kararıyla yakılmıştır. Edebiyat alanında da birçok yapıtı bulunan Diderot’nun başlıca özelliği romanları şekil ve içeriğinin yanı sıra, felsefi olarak da incelemesiydi. Romantizm akımının öncüsü ve hümanist olan Diderot; zengin kiliseler kontrolünde bir endüstri olarak gördüğü Hıristiyanlık dinini reddetmiş ve birçok aşırı dincinin saldırılarına uğramıştır.
Diderot’nun “Jacques le fataliste et son maetre” (Kaderci Jacques ve Efendisi) adlı ünlü romanı 1804 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne alınmıştır.
Alexandre Dumas (baba ve oğul)
Baba Alexandre Dumas (1802-1870), romantik akımın başlıca yazarlarından sayılan ünlü Fransız romancısıdır. “Monte Kristo Kontu”, “Üç Silahşorlar”, “Siyah Lale” ve “Demir Maske” gibi tarihi romanlarıyla tanınır. Üç yüze yakın macera romanı yazmıştır. Oğul Alexandre Dumas (1824-1895) da babasının yolundan gitmiş ve o da ünlü bir romancı olmuştur. “Kamelyalı Kadın” en ünlü yapıtıdır.
Baba ve oğul Dumas’lar da Kilise’nin gazabından kurtulamadı. Baba Dumas’nın “Omnes fabulae amatoriae” adlı yapıtı 1863’te, oğul Dumas’nın “La Question du divorce” adlı yapıtı 1880’de Katolik öğretisine aykırı görüşler içerdiği gerekçesiyle Yasak Kitaplar Listesi’ne alındı.
Gustave Flaubert
1821-1880 yılları arasında yaşamış gerçekçilik akımını başlatan Fransız romancı. En ünlü romanı olan “Madame Bovary” 1856’da yayınlandığında, yazar ve yayıncı hakkında ahlaksızlığa teşvik suçundan dava açıldı. “Madame Bovary” bugün dünya edebiyatının temel taşlarından birisi olarak kabul edilir.
Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” ve “Salammbo” adlı yapıtları 1864 yılında dinsel düşüncelere aykırılığı gerekçesiyle Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Charles Fourier
1772-1837 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız ütopik sosyalist ve filozof. Fourier, 1808’de kadın haklarının genişletilmesinin bütün sosyal ilerlemenin ana ilkesi olduğunu iddia etti. Ayrıca düşünceleriyle 1855’ten 1860’a kadar süren La Reunion ve 1841`den 1856’ya kadar süren North American Phalanx komünist topluluklarının kuruluşuna kaynaklık etmiştir.
Fourier’nin “Le nouveau monde industriel et societaire” adlı eseri 1835 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Anatole France
1844-1924 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız edebiyatçı. Klasik geleneğin önde gelen temsilcileri arasında kabul edilir. Edebiyatın her türünde eserler veren yazar, 1921 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görülmüştür.
Anatole France’ın bütün eserleri 1922 yılında Vatikan tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Frederick II (Prusya kralı)
“Büyük Frederic” adıyla da tanınan Prusya kralı. 1712-1786 yılları arasında yaşadı. Babası Wilhelm I’in isteği ile askeri eğitim görmesine karşın, edebiyat ve felsefeye büyük ilgi duydu. Bir ordu düzenleyicisi ve komutan olarak da çok başarılıydı. Kral Frederic dinsel hoşgörüden yanaydı. Çeşitli Hıristiyan mezheplerinin yanı sıra Musevi ve Müslümanlara da hoşgörüyle yaklaşılmasını savunmuştur. Frederic II’nin Machiavelli’ye bir reddiye yazdığı da bilinir.
Bu sıradışı Prusya kralının “Oeuvres de philosophie de Sans-Souci” adlı eseri 1760 yılında Papalık tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne alınmıştır.
Galileo Galilei
Bilimsel Devrimin simgesi, modern bilimin babası sayılan ünlü İtalyan bilgin (1564-1642). Galileo aynı zamanda, Güneş-merkezli sistem için Kilise’ye karşı sürdürdüğü mücadele ile düşünce özgürlüğüne de öncülük etti. Düşüncemize büyük bir katkısı da, deney sonuçları ile matematiği birleştirmesi, böylece bilimsel yöntemi bugünkü anlamda işlemiş olmasıdır. Kendi yapıp göğe çevirdiği teleskopu, deyim yerindeyse dinsel dogmaların giyotini gibi çalışmıştır.
Galileo 1616 yılında Engizisyon önüne çağrıldı ve bundan böyle Kopernik sistemini savunmamaya zorlandı. Bir süre köşesine çekilen Galileo, dostu Kardinal Barberini’nin papalık makamına gelmesiyle yüreklenerek suskunluğunu bozdu. “Dünyanın İki Büyük Sistemi Üzerine Diyalog” adlı ünlü kitabını yazdı. 1632 yılında yayınlanan kitapta, bir yandan Güneş-merkezli sistemin doğruluğu birtakım ince tartışmalarla kanıtlanırken, öte yandan resmi görüşle alttan alta alay edilir. Etkili bir dille kaleme alınan kitap, beklenmeye bir ilgi toplar ve Avrupa’nın her ülkesinden okuyucu bulur. Bu ilgi karşısında köpüren Kilise yeniden harekete geçer, Galileo bir kez daha Engizisyon önüne çıkartılır. Yaşlı ve hasta bilgin hücreye atılır ve fikirlerinden vazgeçmeye zorlanır.
Galileo’nun bu ünlü yapıtı 1633 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konur ve 1822’ye kadar Liste’de kalır. Galileo, ev hapsinde tutulduğu ve görme yetisini yitirdiği son yıllarında da boş durmaz. Hareket üzerine araştırmalarını içeren en büyük yapıtı “İki Yeni Bilim Üzerine Diyalog” adlı kitabını hazırlar ve dostlarının aracılığıyla Hollanda’da yayımlatır.
Edward Gibbon
1737-1794 yılları arasında yaşamış İngiliz tarihçi ve politikacı. En önemli çalışması “Roma İmparatorluğu’nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi”, 1776-1788 yılları arasında altı cilt halinde basılmıştır. Kitap genellikle yazım kalitesi, ironisi, birincil kaynak olarak kullanımı ve örgütlenmiş dini yermesiyle bilinir.
Gibbon’un bu ünlü yapıtı 1783 yılında dinsel öğretiye aykırı görüşler içerdiği gerekçesiyle Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
André Gide
Nobel ödüllü Fransız edebiyatçı (1869-1951). Yaşamı boyunca toplumsal ve bireysel ahlakın en önemli ölçütünün, bireyin içtenliği ve kendisini tanıması olduğunu savundu. Edebi, siyasal ve toplumsal sorunlara karşı hoşgörülü bir tutum benimsedi. Genel ahlak anlayışının karşısında bireysel özgürlüklerin savunucusu oldu. Ama aynı zamanda 19. yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli hümanist ve ahlakçı yazarı olarak tanındı. Düşüncelerindeki bütünlük ve soyluluk, üslubundaki arılık ve uyumla Fransız edebiyatının saygın isimleri arasında yer aldı. Sosyalist düşünceye de ilgi duyan Gide, 1925’te Fransız Ekvator Afrikası’na gitti. Burada gördüklerinden de etkilendi. Dönüşünde sömürgeciliği eleştiren yazılar yazdı. 1925 yılında yayımladığı “Kalpazanlar” Gide’nin en önemli eserlerinden biri olarak görülür.
Andre Gide’nin bütün yapıtları 1948-1952 arasında Yasak Kitaplar Listesi’nde yer aldı.
Hugo Grotius
1583-1645 yılları arasında yaşamış ve doğal hukuk öğretisiyle ün kazanmış olan ünlü Hollandalı düşünür. Descartes’ın bilgi alanında gerçekleştirdiği şeyi, hukuk alanında yapmıştır. Başka bir deyişle, nasıl ki modern felsefenin kurucusu olan Descartes, kuşku yoluyla bilgiyi teolojik-skolastik cendereden kurtararak özneden yola çıktıysa, aynı şekilde Grotius da hukuku, Tanrı iradesi karşısında bağımsız ve nesnel bir kurum olarak öne sürmüştür.
Grotius’un hemen hemen bütün eserleri Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Heinrich Heine
yüzyılın en büyük Alman şairlerinden biri (1797-1856). 1831 yılında Almanya’dan ayrılıp Paris’e giden Heine, Saint Simon’un ütopik sosyalist fikirleriyle tanıştı, eşitlikçi ve sınıfsız toplum düşüncesini benimsedi. Yaşamının geri kalanını Paris’te geçirdi. Fakat Alman iktidarını eleştirmekten de geri durmadı. “Almanya: Bir Kış Masalı” adlı eserini yazdı. 1844’de arkadaşı Karl Marx bu yapıtı gazetesinde makaleler halinde yayımladı. Yapıtları Almanya’da yasaklandı. Bir kitabının yakıldığını duyduğunda, “Eğer bir yerde kitapları yakıyorlarsa, orada eninde sonunda insanları da yakacaklardır” demiştir.
Heinrich Heine’ın çok sayıda yapıtı, 1833 ve 1836 yılında Kilise tarafından Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Claude-Adrien Helvetius
Aydınlanma akımının öncülerinden Fransız filozof ve edebiyatçı (1715-1771). Duyumcu-maddeci görüşü benimsedi. Ansiklopedi’nin hazırlanmasına katkı yaptı. “Ruh Üzerine” adlı yapıtı Krallık Meclisi ve Paris Parlamentosu tarafından mahkûm edildi. Hazzı ve acıyı inceleyen Helvetius, insan zihninin herkeste aynı olduğunu, değişik görünümlerin eğitimle ortaya çıktığını söyledi. Ona göre iyilik ve kötülük göreli şeylerdi. Bilgilerimizin duyumların ürünü olduğunu belirtti. Tam anlamıyla bir tanrıtanımaz olan filozofa göre, din zorbalıktan başka bir şey değildi.
“De I’Homme, de ses Facultes İntellectuelles et de Son Education” (İnsan, İnsanın Zihin Yetileri ve Eğitimi Üzerine) adlı ünlü yapıtı 1774 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
Thomas Hobbes
Batılı siyaset felsefesinin başucu kitabı olan “Leviathan”ın yazarı ünlü İngiliz filozofu (1588-1679). Thomas Hobbes felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimsemiştir. Leviathan, Tevrat’ta geçen bir canavarın adıdır ve Hobbes’ta herşeye egemen olan devletin simgesidir.
Francis Bacon’ın empirizminden etkilenen Hobbes’a göre dünya mekanik hareket yasaları tarafından yönetilen cisimlerin bütünüdür. İnsan ve hayvan bu bütünün bir parçasıdır. Onların fiziksel ve ruhsal yaşamları da tümüyle mekanik hareket yasalarına bağlıdır. Bu bakımdan dünyada ruh, melek, tanrı diye bir şey yoktur. Bunlar imgelemin ürünüdür. Hobbes’a göre evrende töz (cevher) olarak yalnızca madde vardır. Felsefenin konusunu bu madde ve maddenin biçim almış bir durumu olan cisimler oluşturur. Cisimler de ancak gözlem ve deney yoluyla incelenir. Maddenin dışında kalanlar -tanrı, ruh gibi- ise ilahiyata ait inanç konularıdır.
Thomas Hobbes’un bütün yapıtları 1649-1703 yılları arasında Yasak Kitaplar Listesi’nde yer almıştır.
Victor Hugo
1802-1885 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız yazar, şair ve devlet adamı. Ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1848 Devrimi’nden sonra parlamento üyeliğine seçildi. 3. Napoleon’un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında Belçika’ya kaçmak zorunda kaldı. Fransa’da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris’e döndü. Ulusal Meclise seçildi. Paris Komünü’nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysa da sonuç alamadı. Ölüm döşeğindeyken şu sözleri sarf ettiği söylenir: “Tanrı’ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir.”
Victor Hugo’nun en önemli iki eserinden “Notre-Dame de Paris” (Paris’in Notredame Kilisesi) 1834 yılında, “Les miserables” (Sefiller) 1864 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne kondu.
David Hume
İskoç filozof, ekonomist ve tarihçi (1711-1776). Hume’a göre, ‘bilgi’nin görevi, ‘varlık’ın anlaşılmasını sağlamak değil, pratik hayata kılavuzluk etmektir. Varlık hakkındaki bütün kanaatler deneyden gelir. Din felsefesi alanında ise, Hume, evren düzenindeki nedenlerin akıl düzenini andırdığını kabul etmekle birlikte, bütün teolojik ve felsefi tanrı doktrinlerini reddetmiş, dinin ahlak ve uygar yaşam üzerindeki kötü etkilerinden söz etmiştir. Hume’un kuşkuculuğu, burjuvazinin faydacı ve akılcı dünya görüşünün temelini oluşturmuştur. Hume’un agnostisizmi çağdaş idealizm üzerinde bir hayli etki yapmakla kalmamış, yeni-pozitivizmin ideolojik kaynaklarından biri olmuştur. En önemli yapıtı “İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme”dir.
David Hume’un bütün yapıtları dine aykırı düşünceler içerdiği gerekçesiyle 1761-1827 yılları arasında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Immanuel Kant
1724-1804 yılları arasında yaşamış Alman filozof ve bilgin. Klasik Alman idealizminin kurucusudur. Bir siyaset kuramcısı olmaktan önce bir bilgi kuramcısıdır. Kant’ın Aydınlanmacılığı kendine özgüdür; Fransız Aydınlanma düşüncesiyle büyük bir yakınlığı yoktur. Devrim fikriyle çelişen tutucu felsefesi özellikle insanın usunu özgürce kullanması üzerinden Aydınlanma düşüncesine bağlanır.
Kant kozmoloji alanıyla da ilgilenmiş, bulutsu hipotezini formüle etmiştir. Buna göre gezegenler sistemi temel bir bulutsudan oluşmuş ve gelişmiştir. Kant, üzerinde yaşadığımız Dünyanın da dahil olduğu Samanyolu’ndan başka, bir Büyük Samanyolları Evreni’nin varolduğuna ilişkin bir hipotez de geliştirmiştir. Dünyanın dönüşünün med ve cezir hareketleri nedeniyle geri kaldığını ifade eden teoriyi ve hareket ile ataletin göreliliği teorisini geliştirmiştir. Evrenin ve Dünyanın doğal gelişmesi hakkındaki materyalist görüşleri ile bağdaşan bu çalışmalar diyalektiğin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Kant’ın en önemli yapıtı “Kritik der reinen Vernunft” (Saf Aklın Eleştirisi), 1827 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Nikos Kazantzakis
1885-1957 yılları arasında yaşayan, uluslarası barış ödülü sahibi ünlü Yunanlı yazar ve düşünür. Özellikle “Günaha Son Çağrı” adlı yapıtında İncil’den alıntılar yaparak aslında İncil’in romanlaştırılmış halini sunan Kazantzakis, Vatikan’ın şimşeklerini üzerine çekmiştir. Sosyalist düşünceyi benimseyen Kazantzakis’in diğer ünlü yapıtları arasında “Zorba”, “Yeniden Çarmıha Gerilen İsa” ve “El Greco’ya Mektup” sayılabilir.
Kazantzakis’in “Günaha Son Çağrı” adlı yapıtı 1948 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Johannes Kepler
Bilimsel Devrim çağının bir diğer büyük ismi, “Astronominin Prensi” unvanlı Alman asıllı bilgin (1571-1630). Kepler’e gelinceye dek Kopernik sistemine dayanaksız bir hipotez ya da işe yarar matematiksel bir araç gözüyle bakılıyordu. Kepler, sistemin kimi düzeltmelerle bilimsel doğruluğunu kanıtlamakla kalmadı, astronomiye mekanik bir kimlik kazandırdı. Daha çok üç yasasıyla bilinen Kepler, uzay fiziğinde sonraki kimi önemli buluşların ipuçlarını da ortaya koymuştu. Bunların başında eylemsizlik ilkesiyle çekim kavramı gösterilebilir.
Dinsel dogmaları yerle bir eden Kopernik sistemini ete kemiğe büründüren Kepler de doğal olarak Kilise’nin tepkisini çekmiştir. “Astronomia Nova” (Yeni Astronomi), “Epitome Astronomiae Copernicanae” (Kopernik Astronomisinin Özeti) ve “Harmonice Mundi” (Dünya’nın Uyumu) adlı ünlü yapıtları 1619 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Jean de La Fontaine
1621-1695 yılları arasında yaşayan ve fabl eserleriyle tanınan ünlü Fransız şair ve yazar. Eserlerinde sadelik ve açıklık görülür. Konuşma şeklinde akıcı şiirleri, hayvanlar üzerinde tenkitleri, incitmeden iğneleme usulleri ile Fransız ve dünya edebiyatına büyük eserler kazandırmıştır.
La Fontaine’in “Contes et nouvelles en vers” adlı yapıtı da 1703-1804 yılları arasında Yasak Kitaplar Listesi’nde yer almıştır.
John Locke
Ünlü İngiliz materyalist filozof (1632-1704). Locke’un eserlerinin yayınlanışı Restorasyon dönemine rastlar. Locke, filozof, iktisatçı ve siyasi yazar olarak sınıf ve parti mücadelelerine katılmıştır. Başlıca eseri “An Essay Concerning Human Understanding”de (İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme) bir materyalist ampirik bilgi teorisi geliştirmiştir. Locke’a göre, bütün fikirlerimizin biricik kaynağı deneyimler ve duyumlardır. Siyaset felsefesi alanında Locke, “devletin amacı, emek sayesinde elde edilen hürriyet ve mülkiyeti korumaktır” der. Locke’un devlet doktrini, İngiltere’deki 1688 burjuva devriminin ve burjuvazi ile aristokrasinin burjuvalaşmış kesimi arasındaki uzlaşmanın sonucu olarak ortaya çıkan hükümet şeklinin teorisini kurma çabasının ürünüdür.
Locke’un “An essay concerning humane understanding” adlı yapıtı 1734’te, “The reasonableness of christianity” adlı yapıtı da 1737’de Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Martin Luther
Reform hareketinin ünlü lideri, Protestanlığın kurucusu (1483-1546). 16.-17. yüzyıllarda Almanya’nın manevi hayatının bütün alanlarında etkili olmuştur. İncil’i çevirmiş ve bu çeviri Alman dilinin kurulmasında önemli rol oynamıştır. Ilımlı bir reformdan yana olan Luther, Kilise adamlarının Tanrı ile kul arasındaki aracılığını reddetmiştir. Luther’e göre dinsel gerçek, “kutsal geleneğe”, papalık yargılarına değil, İncil’e dayanır.
1518 yılında Roma’da Luther’in fikirlerine karşı bir papalık davası açıldı. Bu engizisyon davasında Luther gıyabında yargılandı. Papa her ne kadar afaroz ettiyse de Luther, afaroznameyi halk arasında yaktı. İmparator Maximillian onu heretik (dinden çıkmış, sapkın) ilan etti. Luther, suçlamalara cevap vermek üzere Roma’ya çağrıldı. Ama o, Roma’ya gitmek yerine, Augsburg’ta Kardinal Cajetan’a ifade vermeyi tercih etti. Cajetan ondan fikirlerinden ve Kilise’ye yaptığı saldırılarından vazgeçmesini isteyince, Luther, Wittenberg’e döndü. 15 Haziran 1520 günü Papa X. Leo, Luther’i bir bildiriyle aforoz etti. Ekim ayında papalık bildirisi Luther’in eline geçti ama Erfurt Üniversitesi’ndeki öğrencileri onu parçalayıp suya attı. 1521 yılında Luther bu sefer de İmparator V. Charles tarafından Worms Kurulu’na ifade vermek üzere çağrıldı. Burada kendisinden yazmış olduğu kitaplardaki heretik fikirlerinden vazgeçmesi istendi. Luther şöyle bir ifade verdi: “Kutsal Metinler ve akıl yoluyla ikna edilmediğim sürece papalar ve konsillerin otoritesini kabul edemem. Zira bunlar kendi aralarında çelişmekte ve benim vicdanım da sadece Tanrı’nın sözüne bağlıdır. Bu sebeple hiçbir görüşümden dönmüyorum çünkü kişinin vicdanına rağmen yazdıklarını inkâr etmesi doğru ve güvenilir olmaz.”
Luther 1525’teki büyük köylü savaşı sırasında hakim sınıflardan yana olmuştur. Marx şöyle yazar: “Luther, Tanrıya imana dayanan köleliği, onun yerine Tanrıya inanmaya dayanan köleliği getirerek fethetmiştir.”
Luther’in yapıtları, 1517-1521 yılları arasında Roma Katolik Kilisesinin Yasak Kitaplar Listesi’nde yer almıştır.
Niccolo Machiavelli
İtalyan düşünür, siyaset bilimcisi, askeri stratejist ve yazar (1469-1527). Machiavelli’e göre toplum, Tanrının iradesiyle değil doğal nedenlerle gelişir. Tarihin itici güçleri, maddi çıkar ve güçtür. Machiavelli, halk kitlelerinin çıkarları ile yönetici sınıfların çıkarları arasındaki çatışmaya işaret etmiştir. Machiavelli, yöneticilerin giriştikleri iktidar mücadelesinde zulüm ve ihanetin de kullanılmasını meşrulaştırarak, siyasi mücadelede her türlü araca başvurulmasının mubah olduğunu söylemiştir. Marx’ın deyişiyle, Machiavelli’in tarihteki yeri, kendisinin ilk defa devlete insan gözüyle bakan ve ilahiyat yerine akıl ve deneyimden hareket ederek devlet yasalarını yürüten kimse olmasıdır. Sosyalist düşünür Antonio Gramsci ise onu “erken gelmiş Jakoben” olarak tanımlar. En önemli yapıtı “Il Principe”dir (Prens).
Machiavelli’nin “Il Principe” ve “Discorsi” adlı yapıtları 1555 yılında Papalık tarafından yasaklanmış ve 1559’daki ilk Liste’de yer almıştır.
Maurice Maeterlinck
Belçikalı yazar (1862-1949). Edebiyatta sembolizm akımının önde gelen temsilcileri arasında yer alır. İnsanın ölüm olgusu karşısındaki çaresizliği temasına yoğunlaşan yazarın en tanınmış eseri, 1892’de yayımlanan “Pelléas et Mélisande”dir. 1911 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görülmüştür.
Maeterlinck’in bütün eserleri 1914 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Nicolas Malebranche
Fransız idealist filozof (1638-1715). Descartes’ın sistemindeki düalizmi, idealist bir açıdan aşmaya çalışmıştır. Felsefesi esas olarak dini bir felsefedir. Ona göre, Tanrı, sadece eşyanın yaratıcısı olmakla kalmaz, aynı zamanda gerçekliği de kendinde bulundurur. Bütün değişmelerin biricik nedeni Tanrının sürekli müdahalesidir.
Malebranche’ın görüşleri Katolik öğretiye aykırı bulunmuş ve hemen hemen tüm yapıtları 1689 yılından itibaren (bazıları 1707 ve 1712 yılında) Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
John Stuart Mill
İngiliz filozof, mantıkçı ve iktisatçı (1806-1873). Felsefede Hume7un ve berkeley7in yolundan giden Mill, materyalizm ve idealizmi iki metafizik kutup olarak ele almış; maddeyi kesintisiz duyum potansiyeli, zihni de kesintisiz duygu potansiyeli olarak görmüştür. Mantık alanında mutlak tümdengelimciliğin tipik bir temsilcisidir. Etik’te Bentham’ın faydacılığından etkilenmiş, ekonomi-politikte de Ricardo’nun emek-değer teorisi yerine kaba bir ücret-fiyat teorisi getirmiş ve Malthus’un nüfus teorisini savunmuştur.
Mill’in en önemli yapıtı “Principles of Political Economy” (Ekonomi-Politiğin İlkeleri), 1856 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Michel de Montaigne
Rönesans dönemi Fransız filozofu (1533-1592). Başlıca eseri “Denemeler”dir. Felsefedeki hareket noktalarından biri kuşkuculuktur. Ortaçağlardaki skolastikten, Katolik dogmalardan ve Hıristiyan Tanrı fikrinden şüphe eder. Montaigne’de temel ahlak ilkesi, insanın din tarafından vaat edilen mutluluğu elini kolunu kavuşturup beklememesidir; insan yeryüzündeki mutluluğu için çaba göstermek hakkına sahiptir.
Montaigne’in “Les Essais” (Denemeler) adlı ünlü yapıtı 1676 yılında Liste’ye konmuştur.
Charles de Montesquieu
Aydınlanma döneminin ünlü Fransız toplumbilimci (1689-1755). Eserleri 1789 Fransız Devrimi liderleri tarafından büyük rağbet görmüştür. Mutlakıyet rejimini şiddetle eleştirmiş, devletin kökenini ve kanunların içeriğini açıklamaya, bu doğal temel üzerinde sosyal reform planları yapmaya çalışmıştır. Montesquieu, meşruti monarşiyi en iyi hükümet şekli olarak görmüş ve kuvvetler ayrılığı teorisini ortaya atmıştır. Ateist olmamakla beraber, kiliseyi ve din adamlarını şiddetle eleştirmiştir.
Montesquieu’nün en ünlü yapıtlarından “L’Esprit des Lois” (Kanunların Ruhu) 1751’de, “Lettres Persanes” (İran Mektupları) 1762’de Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Blaise Pascal
Fransız matematikçi ve fizikçi (1623-1662). Matematikte olasılık kuramının kurucularındandır. Pascal’ın görüşleri çelişkilerle dolu bir evrimden geçmiştir. Doğa bilimlerindeki en önemli buluşları, bilime ve rasyonalist düşünceye karşı olan dinsel fanatizm ve kuşkuculukla birleştiriyordu. Litvistlerin manevi baskısına karşı giriştiği mücadele Fransız toplumunun ilerici kesimi tarafından desteklenmiştir.
Pascal’ın en önemli yapıtı “Pensees”, 1789 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne girmiştir.
Pierre Joseph Proudhon
Fransız siyaset adamı, filozof, sosyolog ve iktisatçı (1809-1865). Anarşizmin kurucularındandır. Proudhon, toplum tarihini, fikirler arasındaki mücadelenin tarihi olarak görür. Büyük kapitalist mülkiyetini hırsızlık olarak ilan ederken, küçük mülkiyetin devam ettirilmesini savunur.
Proudhon’un bütün yapıtları 1852 yılında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Jean-Jacques Rousseau
Büyük Fransız Aydınlanmacısı, filozof, sosyolog, estetikçi, yazar ve pedagoji kuramcısı (1712-1778). Sosyoloji alanında radikal bir tutum alan Rousseau, feodal sınıf ilişkilerini ve despotik rejimi sert bir dille eleştirir; burjuva demokrasisini, medeni hakları ve insanların doğuştan eşit olduğu görüşünü savunur. Diğer aydınlanmacılara karşıt olarak insanın doğuştan iyi olduğuna inanır. İnsanın doğal durumda, yani uygarlaşmadan önce mutlu olduğunu, uygarlaşmayla ve onun getirdiği mülkiyetle mutluluğu elden kaçırdığını düşünür. Bu durumda, geri dönülemeyeceğine göre, doğal durumdaki mutluluğa benzer bir mutluluğu sağlayacak olan yasa düzenine ya da toplumsal sözleşme düzenine geçmek gerekir. En önemli eserleri “İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynakları ve Temelleri Üzerine Söylev”, “Toplum Sözleşmesi” ve “Emile”dir.
Rousseau’nun başta bu eserleri olmak üzere, hemen hemen tüm eserleri Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Marquis de Sade
Fransız aristokrat ve felsefe yazarı (1740-1814). Erotik edebiyatın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı. Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 3 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri “Sodom’un 120 Günü”nü hapishanede yazmıştır. Bir diğer önemli eseri de “Justine”dir. Sadizmin kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir. Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu.
Sade’ın “Justine” adlı yapıtı 1791’de Yasak Kitaplar Listesi’ne girmiştir.
Jean-Paul Sartre
Fransız yazar ve filozof (1905-1980). Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra, her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş; bunların yanında Varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıla damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. Bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur.
Sartre’ın bütün yapıtları 1948-1959 yılları arasında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Benedict Spinoza
Hollandalı materyalist filozof (1632-1677). Özgür düşünceleri yüzünden Amsterdam’daki Yahudi Sinagogu’ndan aforoz edilmiştir. Çağının önde gelen düşünürleri Bacon ve Descartes gibi, Spinoza da insanın doğa üzerinde egemenlik kurmasını ve insanlığın ilerlemesini ‘bilgi’nin başlıca amacı olarak görür. Spinoza, kendisine öncülük eden doktrinleri, insan özgürlüğünün zorunluluk sınırları içinde mümkün olduğunu gösteren hürriyet kuramı ile zenginleştirmiştir. Din ve bilim alanlarında, ateizmin ve özgür düşüncenin geliştirilmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Demokratik hükümeti en yüksek iktidar şekli olarak görmüş ve devlet gücünü hürriyetle sınırlandırmıştır. En önemli eserleri “Tractatus Politicus” (Politik İncelemeler) ve “Ethica”dır (Etik).
Spinoza’nın “Tractatus Politicus” adlı yapıtı 1679’da Yasak Kitaplar Listesi’ne girmiş, 1690’da da bütün yapıtları Liste’ye dahil edilmiştir.
Voltaire
Fransız yazar, filozof ve tarihçi (1694-1778). Bağnazlığa, hoşgörüsüzlüğe, baskıya ve işkenceye savaş açmış Fransız Aydınlanma hareketinin liderlerinden. Düşünceleri 1789 Fransız Devrimine esin kaynağı olmuştur. Feodalizme karşı savaşmış, kanun önünde herkesin eşitliğini, mülkiyetten vergi alınmasını ve söz hürriyetini savunmuştur. Ne var ki, toplumun zenginler ve yoksullar olarak ikiye ayrılmasının kaçınılmazlığı fikrine dayanarak, özel mülkiyetin eleştirilmesini reddetmiştir. Voltaire’e göre en makul devlet biçimi, aydın bir hükümdar tarafından yönetilen meşruti monarşiydi. Fakat yaşamının sonlarına doğru en iyi devlet biçiminin cumhuriyet olduğu görüşüne yaklaşmıştır. İlerlemenin en büyük düşmanı olarak gördüğü Hıristiyanlığı ve Katolik Kilisesi’ni sert biçimde eleştirmiş ve dinsel fanatizmle mücadele etmiştir. Bütün bunlara karşın ateizmi kabul etmemiştir.
Bütün yapıtları Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.
Emile Zola
Fransa’da natüralizmin öncüsü olan ünlü yazar (1840-1902). Zola’nın edebiyat dışındaki şöhreti ise, Dreyfus Davası’nda takındığı aydın tavrından kaynaklanır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa devlet başkanına hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı Fransa’yı terk edip bir süre Londra’da yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davası’nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Emile Zola, 1902 sonbaharında, yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü. “Nana”, “Germinal” ve “Meyhane” en tanınmış romanlarıdır.
Emile Zola’nın bütün yapıtları 1894-1898 yılları arasında Yasak Kitaplar Listesi’ne konmuştur.